Anlat öğretmenim
Tüm kavramlardan, denklemlerden ve formüllerden önce, insan olmayı öğret, gül kokan çocuklara. Kır çiçeklerini koparmamayı, karıncayı incitmemeyi anlat Öğretmenim; küçük ve masum yavruma.
Başarılı olmanın tek yaşam gayesi olmadığını, sınav sonuçlarının değil
şahsiyetin değerli olduğunu anlat Öğretmenim.
Kazanmak için her yolun mubah olmadığını öğret. Başkalarını aldatmayı
ve yalan söylemeyi maharet bilmemesini anlat Öğretmenim.
Kırların, çiçeklerin, güneşin, ayın ve
yıldızların sırrını ve sahibini öğret. Gökyüzünün ve denizin sonsuz maviliğinde
hayaller kurmayı, düşlerinin ardına düşmeyi anlat Öğretmenim.
Zorlukların ve musibetlerin içindeki güzellikleri
öğret. Gecenin en karanlık anının aydınlığa en yakın zaman olduğunu ve inananlar
için umudun hep var olduğunu anlat Öğretmenim.
Herkesin vazgeçtiği, yüzünü çevirdiği bir
anda kendine inanmayı ve özüne dönmeyi öğret. Başarmak için mükemmel olmaya
gerek olmadığını, alın terini, cesareti ve mücadeleyi anlat öğretmenim.
Kabalığın, zorbalığın ve zalimliğin bir hüner olmadığını öğret.
Mazluma el uzatmanın, paylaşmanın, merhametin ve yardımın insanı ne kadar güzelleştirdiğini
anlat öğretmenim.
Yaşamın almak ve tüketmekten daha fazlası
olduğunu öğret. Markaların ve etiketlerin değil, bilginin ve nezaketin insanı
güzelleştirdiğini anlat Öğretmenim.
Ona saf ve günahsız halini korumasını,
dünyanın bozan ve çürüten bir yer olduğunu öğret. Yaşamın sahip olmaktan daha
fazlasını hak ettiğini, insan olmanın manasını anlat Öğretmenim.
İnsanı tutan ve koruyan şeyin dışarda,
uzak yerlerde değil, kendi içinde olduğunu öğret. Hak ederek kazanmayı, Hakk’a
inanarak yaşamayı ve yaşatmayı anlat Öğretmenim.
Bilmenin faziletini ve kitapların sakladığı
sonsuz hazineleri keşfetmeyi öğret. Paranın ve gücün kutsandığı bir çağda
bilginin ve öğrenmenin; öğrendikçe gelişmenin zarafetini anlat Öğretmenim.
İnsanların dışına ve kabına değil; ahlakına ve kalbine bakmasını
öğret. Bedenin bir suret olduğunu, asıl güzelliğin ruhta bulunduğunu anlat
Öğretmenim.
İdeolojilerin değil, bilginin, kalbinin
ve aklının yolunu izlemesini öğret. İnsanları hor görmemeyi, kem söylememeyi ve
incitmemeyi anlat Öğretmenim.
Kim olduğunu, neden var olduğunu, yaşamın ve yaşamanın gayesini öğret.
Bir ağaç gibi kökleriyle toprağına,
vatanına ve inancına bağlanmayı, dallarıyla geleceğe uzanmayı anlat Öğretmenim.
Bilgisini insanlar ve tüm dünya için
nasıl faydaya dönüştüreceğini öğret. Kâinatın özündeki hikmet ve faydayı anlat
Öğretmenim.
Şöhretin, gösterişin ve hazların davetkar cazibesine yenilmemeyi
öğret. Samimi olanların, dürüst olanların, ahlaklı olanların, merhametli
olanların ve inananların; er geç kazanacağını anlat Öğretmenim.
Onun henüz işlenmemiş cevherine, bir
suret ve şuur nakşet. Yolculuğunu hatırlat ve insanın dünyada gece gündüz
yürüyen bir yolcu olduğunu anlat Öğretmenim. Sevgiyle, merhametle ve özenle
işle onun değerli ruhunu. Tüm sözlerden daha tesirli olanın Öğretmenin kendi
davranışları olduğunu bilerek; anlat Öğretmenim. Sevgiyle, sabırla, merhametle,
özenle…
Bu haftaki yazımın 24 Kasım Öğretmenler Gününe denk gelmesi güzel bir
tevafuk oldu. Bu vesileyle ebedi aleme
göçmüş tüm öğretmenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet dilerim.
Okutan, yazdıran, emek veren ve hakikati gösteren tüm öğretmenlerimin hürmetle
ellerinden öperim.
Sözlerime Merhum münevver ve mütefekkir Nurettin Topçu’nun sözleriyle
son vereyim; “Muallimin alçaltıldığı, mesleğinin hor görüldüğü milletler düşmüştür,
alçalmıştır ve şüphe yok ki bedbahttır”.
Vesselam…