18 Nisan 2024

​Annem, duahanem pervanem

SÖZÜN BİTTİĞİ YER

12 Nisan 2024 Cuma  Ramazan Bayramının 3’üncü günü saat 01.00.  Acı acı telefonum çaldı.

Hattın diğer ucunda kibar mı kibar bir beyefendi. Muhatabını duyacağı acı habere hazırlamak için naif bir ses tonuyla hayli gayret gösteriyor.

 ‘’Maalesef hastamızı kaybettik’’ cümlesini o ne kadar zor kuruyorsa biz de o kadar zor dinliyoruz.  Aldığım haber sadece ömrün değil, aynı zamanda sözün de bittiği yerdi.

 

EN ACI KAYBIMIZ

 

Evet, emri hak vaki olmuş, ecel gelmiş ve annem de her fani gibi artık aramızdan ayrılmıştı. Annemin vefatını sevenlerimize ve sevdiklerimize sosyal medya hesaplarımdan şu cümlelerle duyurmuştum:  

’’En Acı Kaybımız; Allah ve Rasulünden sonra en değerli varlığımız olan annemiz bugün her fani gibi ömür cümlesini, ölüm kalemiyle noktalayıp, ecel atına binerek alem-i cemale göç eyledi. Ruhu revan-ı şad, mekanı cennet, makamı âli olsun’’

 

DÜNYA BAŞIMA YIKILDI

 

Hastane personelinin verdiği kara haber dünyamı önce kararttı, sonra da adeta başıma yıktı. Bir an sanki herşey anlamını yitiriverdi. Kendimi derin bir boşluğun tam orasında yapayalnız hissetim. Öyle ya içinde annemin olmadığı bir dünyanın ne kıymeti vardı. Sonra gözlerimden yaşlar döküldü, içimden adeta birşeyler söküldü. Dizlerimin bağı çözüldü, keyfim kaçtı, tebdilim şaştı, elim ayağıma dolaştı.

Gece sessiz, ben çaresiz ve kimsesizdim.

 

ÖLÜM KONUŞTU BEN DİNLEDİM

 

Artık herkes ve herşey susuyor, sadece ölüm konuşuyordu. Ölüm gözyaşı damlalarından harfler, feryad-ı figanlardan heceler ve zehir gibi acıdan kelimelerle kurduğu cümleler kuruyor, şöyle diyordu:

‘’Her doğan ölür,her açan solar, her gelen gider, her eden bulur,her seven ayrılır, her kemalin bir zevali vardır, her inişin bir yokuşu vardır’’

 

HİÇ BİR DARPHANEDE BASILMADI

 

Duruhan Mahallesi Gölpazarı yayla Caminde annemin cenaze namazı için toplanan cemaate yaptığım tezkiye konuşmasında şöyle dedim: ’’Anne baba hakkı, hiçbir evladın ödemeye güç yetiremediği haklar cümlesindendir. Öyle ki bugün dünyanın en değerli para birimleri olan Amerikan doları, Kuveyt dinarı, İngiliz sterlini başta olmak üzere daha anne baba hakkını ödeyecek para bugüne kadar hiçbir darphanede basılmamış mahşer sabahına kadar da basılmayacaktır.’’

 

ANNEM

Beni dokuz ay karnında, tam bir ömürde kalbinde taşıyan annem!

Ben bir kere ah desem bin kere ‘eyvah’ diyen annem!

Kime iyilik yapayım sualinin ilk üç adresi annem!

Sağduyunun, kalbin, vicdanın sesi annem!

Hayat bahçemde her daim meyveye duran dua ağacım annem!

Her zaman ve zeminde en ihlaslı duacım annem!

Ben güldüğümde yüzünde güller açan annem!

Rabbimin özellikle Rahman ve Rahim ism-i şeriflerinin kendisi üzerinde tecelli ettiği annem!

Beni en iyi anlayan ve bana en çok ağlayan annem!

Kendisini razı ettiğimde Rabbimin razı olacağı annem!

Bir ömür etrafımda bıkmadan, usanmadan dönen pervanem annem!

Kavurucu sıcaklarda o koyu gölgesinde serinlediğim ulu çınarım annem!

Hayat okulunda bana en lüzumlu şeyleri aşkla öğreten ilk öğretmenin annem!

Fırtınalı denizlerde kendisine sığındığım selamet limanım annem!

İnsanların en şefkatlisi, en merhametlisi, en muhabbetlisi annem!

Beni bin bir zahmetle doğuran şefkat ve merhametle yoğuran bütün saatlerini benim mutluluğuma kuran annem!

Annem!

Hayat cümlesinde beni merkeze almak için kendisini daima paranteze alan annem!

Bana olan fedakarlıklarını anlatamaya kelimelerin, yazmaya kalemlerin,  kifayet edemeyeceği varlık ve bahtiyarlık sebebim annem!

Dar-ı bekaya irtihal eylemiş, bütün inanmış anneler ile birlikte senin de makamın cennet, mekanın âli, yattığın yer nur, menzilin mübarek olsun!