Aşırı ekran kullanımı çocukları aptallaştırıyor
Bir hakaret ifadesi olarak değil, bilimsel kanıtları olan bir gerçekliği ifade etmek ve artık bir bağımlılık halini almış olan ekran kullanımının çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekebilmek için bu başlığı kullandım. Çocukların ve ekranların olduğu her evde neredeyse en önemli problemin ekran kullanımı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar olduğunu biliyorum. Bugün adeta ekranların istilası altında can çekişen bir çocukluk ile karşı karşıyayız.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütüne göre (OECD, 2007), beyin gelişiminin % 90’ı altı yaşına kadar
tamamlanmaktadır. Yeni doğan döneminde bebeklerin beyin ağırlığının yaklaşık
333 gram olduğu, iki yaşında beyin ağırlığının ortalama 999 gram olduğu (Christakis,
2012) tahmin edilmektedir. İnsan beyninde yaklaşık 100 milyar nöron bulunmaktadır
(Jensen, 2006). Nörofizyolojik öğrenme kuramında Donald Hebb, gerçek yaşam
deneyimlerinin ve etkileşimlerinin beyinde bulunan nöronları hareket ettirerek
snaptik bağlantıların oluşmasını sağladığını ve öğrenmenin bu yolla gerçekleştiğini
belirtmektedir.
Çocukların öğrenmesinde gerçek yaşam
deneyimleri ve duyusal deneyimler çok önemlidir. Bilişsel gelişim alanındaki çalışmalarıyla
tanınan bazı kuramcıların (Bruner, 1973; Piaget, 1965) belirttiği üzere; çocuklar yaşamlarının ilk yıllarında daha
çok duyusal deneyimler aracılığıyla öğrenirler. Oysa ekran karşısında geçirilen zamanlarda duyuların ve duyusal becerilerin kullanımı
oldukça sınırlıdır. Yani çocukların daha pasif, uyaran farkındalığının daha
sınırlı olduğu anlardır. Çocuklar ekran karşısındayken adeta bir illüzyonun
içindedirler ve çevresinde olup bitenlerin çoğunlukla farkında değildirler.
Amerikan Pediatri Akademisi her ne kadar
çocukların 24. aydan önce ekran kullanmamasını ve 2-5 yaş aralığında günde
sadece bir saat ekran kullanmasını önerse de bunun pratikte karşılığının
olmadığını biliyorum. Çocuklarda sürekli artan ekran kullanımının
olumsuz sonuçları ne yazık ki yaşamın her alanında giderek belirginleşiyor.
Şiddet, saldırganlık, alkol ve madde kullanımı, suç oranlarındaki artış hatta
depresyon ve sonrasında intihar. Ekran
kullanımının en önemli olumsuzluklarından biri de ne yazık ki çocukların beyin
gelişimleri ve bilişsel becerileri üzerindeki olumsuz etkileri.
Ekran kullanım süresinin artması; çocukların
beyinlerinde gri madde atrofisine (beyindeki gri madde alanlarında büzülme veya doku hacmi kaybı), (Weng
2012), beyaz cevher bütünlüğünün
bozulmasına (beyin hücreleri arasında iletişim kaybına neden olmaktadır),
(Lin, 2012), bilişsel işlev
becerilerinde bozulmaya (Domingues‐Montanari, 2017; Dong ve Devito, 2012;
Sapsağlam ve Birak 2023) neden
olmaktadır. Amerikan Pediatri Akademisi (AAP, 2017) tarafından, yaşları 6
ay ile 2 yaş arasında olan 900 bebeğin katılımıyla yürütülen araştırma daha fazla ekrana maruz kalan çocukların,
ifade edici dil becerilerinin ekrana daha az maruz kalan çocuklara göre daha
geri olduğunu göstermiştir. Henüz yeni yayınlanan araştırmamız, ekran kullanım süresi fazla olan
çocukların ekran kullanım süresi daha az olan çocuklara göre odaklanma, göz
dalgınlığı, dış uyarıcılardan etkilenme, eşyalarının yerini unutma ve dikkat
dağınıklığı problemlerini daha çok yaşadıklarını göstermektedir (Sapsağlam
ve Birak, 2023). Kanada'da 500 bin
çocuğu kapayan bir araştırmaya göre, günde iki saatten fazla ekran kullanımı,
okul öncesi dönem çocuklarında Dikkat Eksikliği ve Hipekaktivite Bozukluğu
(DEHB) görülme olasılığını yaklaşık sekiz kat artırmaktadır (Tamana, vd.,
2019). Özetlemek gerekirse ekran kullanım süresinin artması bir taraftan beyin
gelişimini geriletirken diğer yandan bilişsel işlevleri zayıflatmaktadır.
Yakın gelecekte muhtemelen, daha geç
konuşmaya başlayan ve daha az konuşan, bilişsel becerileri daha düşük,
çevresine sosyal ve duygusal karşılık veremeyen, dikkat ve odaklanma zorlukları
yaşayan ve yaşam becerileri yetersiz çocuklarımızın sayısı hayli artacak. Bu
yazı ile ebeveynlerinin merhametine, ilgisine ve gayretine muhtaç olan çocuklar
adına tarihe bir not düşmek istedim. Çok geç olmadan bu gaflet uykusundan uyanabilmemiz
dileğiyle.
Vesselam…