13 Nisan 2023

Aşırı ekran kullanımı çocukları aptallaştırıyor

Bir hakaret ifadesi olarak değil, bilimsel kanıtları olan bir gerçekliği ifade etmek ve artık bir bağımlılık halini almış olan ekran kullanımının çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekebilmek için bu başlığı kullandım. Çocukların ve ekranların olduğu her evde neredeyse en önemli problemin ekran kullanımı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar olduğunu biliyorum. Bugün adeta ekranların istilası altında can çekişen bir çocukluk ile karşı karşıyayız.

 

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütüne göre (OECD, 2007), beyin gelişiminin % 90’ı altı yaşına kadar tamamlanmaktadır. Yeni doğan döneminde bebeklerin beyin ağırlığının yaklaşık 333 gram olduğu, iki yaşında beyin ağırlığının ortalama 999 gram olduğu (Christakis, 2012) tahmin edilmektedir. İnsan beyninde yaklaşık 100 milyar nöron bulunmaktadır (Jensen, 2006). Nörofizyolojik öğrenme kuramında Donald Hebb, gerçek yaşam deneyimlerinin ve etkileşimlerinin beyinde bulunan nöronları hareket ettirerek snaptik bağlantıların oluşmasını sağladığını ve öğrenmenin bu yolla gerçekleştiğini belirtmektedir.

 

Çocukların öğrenmesinde gerçek yaşam deneyimleri ve duyusal deneyimler çok önemlidir. Bilişsel gelişim alanındaki çalışmalarıyla tanınan bazı kuramcıların (Bruner, 1973; Piaget, 1965) belirttiği üzere; çocuklar yaşamlarının ilk yıllarında daha çok duyusal deneyimler aracılığıyla öğrenirler. Oysa ekran karşısında geçirilen zamanlarda duyuların ve duyusal becerilerin kullanımı oldukça sınırlıdır. Yani çocukların daha pasif, uyaran farkındalığının daha sınırlı olduğu anlardır. Çocuklar ekran karşısındayken adeta bir illüzyonun içindedirler ve çevresinde olup bitenlerin çoğunlukla farkında değildirler.

 

Amerikan Pediatri Akademisi her ne kadar çocukların 24. aydan önce ekran kullanmamasını ve 2-5 yaş aralığında günde sadece bir saat ekran kullanmasını önerse de bunun pratikte karşılığının olmadığını biliyorum. Çocuklarda sürekli artan ekran kullanımının olumsuz sonuçları ne yazık ki yaşamın her alanında giderek belirginleşiyor. Şiddet, saldırganlık, alkol ve madde kullanımı, suç oranlarındaki artış hatta depresyon ve sonrasında intihar. Ekran kullanımının en önemli olumsuzluklarından biri de ne yazık ki çocukların beyin gelişimleri ve bilişsel becerileri üzerindeki olumsuz etkileri.

 

Ekran kullanım süresinin artması; çocukların beyinlerinde gri madde atrofisine (beyindeki gri madde alanlarında büzülme veya doku hacmi kaybı), (Weng 2012), beyaz cevher bütünlüğünün bozulmasına (beyin hücreleri arasında iletişim kaybına neden olmaktadır), (Lin, 2012), bilişsel işlev becerilerinde bozulmaya (Domingues‐Montanari, 2017; Dong ve Devito, 2012; Sapsağlam ve Birak 2023) neden olmaktadır. Amerikan Pediatri Akademisi (AAP, 2017) tarafından, yaşları 6 ay ile 2 yaş arasında olan 900 bebeğin katılımıyla yürütülen araştırma daha fazla ekrana maruz kalan çocukların, ifade edici dil becerilerinin ekrana daha az maruz kalan çocuklara göre daha geri olduğunu göstermiştir. Henüz yeni yayınlanan araştırmamız, ekran kullanım süresi fazla olan çocukların ekran kullanım süresi daha az olan çocuklara göre odaklanma, göz dalgınlığı, dış uyarıcılardan etkilenme, eşyalarının yerini unutma ve dikkat dağınıklığı problemlerini daha çok yaşadıklarını göstermektedir (Sapsağlam ve Birak, 2023). Kanada'da 500 bin çocuğu kapayan bir araştırmaya göre, günde iki saatten fazla ekran kullanımı, okul öncesi dönem çocuklarında Dikkat Eksikliği ve Hipekaktivite Bozukluğu (DEHB) görülme olasılığını yaklaşık sekiz kat artırmaktadır (Tamana, vd., 2019). Özetlemek gerekirse ekran kullanım süresinin artması bir taraftan beyin gelişimini geriletirken diğer yandan bilişsel işlevleri zayıflatmaktadır.

 

Yakın gelecekte muhtemelen, daha geç konuşmaya başlayan ve daha az konuşan, bilişsel becerileri daha düşük, çevresine sosyal ve duygusal karşılık veremeyen, dikkat ve odaklanma zorlukları yaşayan ve yaşam becerileri yetersiz çocuklarımızın sayısı hayli artacak. Bu yazı ile ebeveynlerinin merhametine, ilgisine ve gayretine muhtaç olan çocuklar adına tarihe bir not düşmek istedim. Çok geç olmadan bu gaflet uykusundan uyanabilmemiz dileğiyle.

 

Vesselam…