Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (103)
Bu “fevkal̃âde imtiyâzlı vatandaş” için vaz’edilen 18 Şubat 1948 târihli şahsî kânûnun metni aşağıdadır:
“Atatürk’ün kız kardeşi
Makbule Atadan’a vatanî hizmet tertibinden aylık bağlanması hakkında kanun:
“Madde 1. Atatürk’ün kız
kardeşi Makbule Atadan’a, hayatta bulunduğu sürece ödenmek ve şimdiye kadar
muhtelif kanunlarla emekli, dul ve yetim aylıklariyle vatanî hizmet aylıklarına
yapılan zamlar eklenmemek kaydiyle vatanî hizmet tertibinden 1.000 lira aylık
bağlanmıştır.” (T.B.M.M. Tutanak Dergisi, Kırk Üçüncü Birleşim, 16.II.1948
Pazartesi, Dönem: VIII, Cilt: 10, Toplantı: 2, s. 160)
Makbule Hn.’a, 1938’den beri aldığı aylık 1.000 lira
tahsîsâta il̃âveten “vatanî hizmet tertîbinden” aylık 1.000 lira maaş
bağlandığı zaman, şehîd
yetîmlerine 2 il̃â 50.-TL ve I. TBMM Âzâlarına dahi 300.-TL maaş verilmekteydi
ve bu bin lira, “Memleketin umûmî hayât standardının çok üstündeydi”…
Bu zümre,
bu derece imtiyâzlıdır!
Makbule
Hn., bundan sonra da, “fevkal̃âde imtiyâzlı vatandaş” statüsünde, ferâh fahur
yaşamıya devâm edecek, (g̃ûyâ “mâl̃ûl̃ ve acz hâlinde” olmasına rağmen) 10
Kasım 1953’te ağabeyinin mumyalı naaşının Etnoğrafya Müzesi’nden “Anıt-Kabir
Karârg̃âhı”na nak̆li merâsimine bütün gün iştirâk̃ edecek, yakalandığı ölümcül
hastalık devresinde, 8 ay Gülhâne Askerî Hastahânesi’nde –benzeri ağabeyine
nasîb olan bir tıbbî ihtimâmla- tedâvî edilecek, kurtarılamıyarak, 18 Ocak
1956’da “rahim kanserinden” vefât edecek, cenâzesi Devlet merâsimiyle
kaldırılacak, naaşı Cebeci Asrî Mezarlığı’na defnedilecekdir…
Terekesi,
(matbûâta intikâl̃ ettiği kadarıyle) Moda’daki bir yalı, 20 bin TL kıymetinde
Mercedes marka bir otomobil ve yek̃ûn kıymeti 100 bin TL olarak takdîr edilen
muhtelif mücevherât, tahvîl̃ât ve kıymetli evrâktan müteşekkildi…
Necip Fazıl’ın cevâbsız kalan “İrticâî” bâzı iddiâları
Rahmetli Necip Fazıl’ın -Mütehakkim Zümrenin şimşeklerini
üzerine çeken ve “İrticâ Yaygarası”na ilk mesned olan- Büyük Doğu’daki neşriyâtı hakkında bir fikir vermek için aşağıdaki
üç misâl̃ k̃âfî gelecekdir; bunlar, Kemalizm hakkındaki makâlelerinde işlediği
en vahîm mevzûlardan bâzılarıdır:
1) Birinci Cihân
Harbinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun Filistin Cephesi nasıl çökdü?
2) Sıfırdan Kârûn olan Mustafa Kemâl̃’in servetinin bir
hesâbı…
3) Mustafa Kemâl̃’in militan Ateizmi…
Bunlar, Büyük Doğu’nun,
Necip Fazıl’ın tevk̆îf edilmesinden birkaç ay evvel neşredilen iki nüshasından
(8 Eyl̃ûl̃ 1950 târihli 25 ve 22 Aralık 1950 târihli 40. nüshalarından)
aldığımız misâl̃lerdir.
Bunlardan ilkinin üzerinde uzunca duracak, dîğerlerini
kısaca ele alacağız.
Necip Fazıl, 5816 çıkıncıya kadar, bu mâhiyette bir hayli
neşriyât yapmış, sonrasında, bedeli çok ağır olduğu için, Kemalizme ve “Şef”ine
karşı dolaylı tenk̆îdlerle iktifâ etmek mecbûriyetinde kalmıştır.
Hak̆îkat̃ Dâvâsı nâmına ne büyük kayıb!
(Ulus, 17.2.1948, ss. 1 ve 5)
Rejim, totaliter yapıda olunca, orada, elbette,
“Fevkal̃âde İmtiyâzlı Zümre” mensûbları için şahsî
kânûnlar da çıkarılır!
1930’da
Balıkesir’de intişâr eden ve Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı destekliyen İstiklâl gazetesi, bu zümreye şu îkâzda
bulunmuştu:
“Vatanperverlik, bir fazîletten ziyâde
bir vazîfedir. Onun mükâfâtı, memlekette gayr-i meşrû sultalar kurmak,
vatandaşlardan çok farklı bir nüfûz elde etmek değildir. Hiçbir vatandaş,
yaptığı hizmeti şahsî tagallüb ve tahakkümüne mesned yapamaz. Bu yolda ve bu
esâs dâhilinde kurulu olan her imtiyâz yıkılmıştır.
“Cumhûriyetin mânevî ve hakîkî hâkimi
millettir. Onun muhâsebe-i şuûru, her kıymeti tesbît eder. Şahıs yoktur, zümre
yoktur, tahakküm yoktur. Fakat halk ve memleket vardır…” (Yeni Söz, 22.6.2020/631)
***
Birinci Cihân Harbinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun Filistin Cephesi nasıl
çökdü?
Necip Fazıl’ın, Büyük
Doğu’nun 8 Eyl̃ûl̃ 1950 târihli 25.
sayısında, “Dedektif X Bir” imzâsıyle intişâr eden Antikemalist, yânî “İrticâî”
makâlesinin başlığı “Hakikat; Hakikat İçin Hakikat!”tir. Makâlesinin en mühim
pasajlarını ik̆tibâs ediyoruz:
“1- Birinci Cihan Harbinde
İmparatorluğun çöküşü, Filistin cephesinin birdenbire yıkılmasiyle olmuştur.
“2- Evet, Birinci Cihan Harbinde
Filistin cephesi birdenbire yıkılmış; bu cephe üzerinde her şey, müthiş bir
bozgun ve misilsiz bir panik kasırgasiyle altüst olmuş ve neticede bu iş, bütün
felâketler bilânçosunun yekûn hattını çekerek Türk vatanının istilâsına ve Mondros
esaret senedinin imzasına kadar götürmüştür. […]
“5- Cephenin çöküş tarihi 31 Ağustos
1918 dir. [Doğru târih, 18-19 Eyl̃ûl̃ 1918 gecesinden 20 Eyl̃ûl̃ 1918’e
kadardır. İngiliz-Siyonist taarruzunun 36 sâat̃ sürdüğü kaydediliyor. Bittabi,
ondan sonra da, İngiliz-Siyonist Odusunun tâk̆îbi başlamış, 30 Eyl̃ûl̃ 1918
günü de Şam düşman eline geçmişti…] Filistin cephesinde üç ordumuz vardır: 4
üncü, 7 nci ve 8 inci ordular… 4 üncü ordu kumandanı Mersinli Cemal Paşa
merhum, 8 inci ordu kumandanı Arapkirli Cevat Paşa merhum, 7 inci ordu
kumandanı da Mustafa Kemal Paşadır. Üç ordunun birden teşkil ettiği birlik ise
Yıldırım Orduları ismindedir ve General Leyman von Sanders [Otto Liman von
Sanders] kumandasındadır.