Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (104)
Osmanlı ve İngiliz-Siyonist Orduları karşı karşıya
“6- 7 nci ordu merkezi Nablus, 8 inci
ordu merkezi Tul-ü Kerem, 4 üncü ordu merkezi Salt kasabalarında… Ordular grupu
kumandanlığı da Nâsıra’da… Arkanızı Anadolu’ya vererek düşünürseniz, Şeria
[veyâ Ürdün] nehrinin sağında [şarkında] 4 üncü, solunda [gar̃binde] da 7 inci ve
8 inci ordular… [7. Ordu, -Karârgâhı Nablus’da olmak üzere- Şeria’nın
gar̃binde, Nablus’un cenûbunda, merkezde, yânî en kritik mevk̆ide, sağ cenâhı
teşkîl eden 8. Ordu da, Akdeniz ile 7. Ordu arasındaki mıntıkada
mevzilenmişlerdi. 4. Ordu ise, sol cenâhı teşkîl ediyordu…] Karşılarındaysa
General (Allenbi) [Mareşal Edmund Allenby] kumandasında İngiliz ordusu… [Sâdece
“İngiliz” değil; ayrıca, hırslı, iyi hazırlanmış beş bin kişilik Yahûdi Lejyonu
(“Kemalizm, İsrâil’in Kuruluşuna Nasıl Yardım Etti?” başlıklı araştırmamıza –Yeni Söz, 20.12.2017-9.1.2018, 21
Tefrika- mürâcaat) ve çok müessir bir Yahûdi câsûs şebekesi! Dahası, bizzât
İngiliz Ordusunda –hattâ ve hattâ Alman Ordusunda- dahi, Siyonizme gönül vermiş
pek çok Yahûdinin mevcûd, ayrıca Yıldırım Orduları Grup Kumandanı Von
Sanders’in de Yahûdi asıllı olduğu vâkıalarını gözden ırak tutmamak l̃âzım! –Cevat
Rifat’ın cephede bir Alman ihâ-neti”nden bahsetmesi elbette boşuna değil!- Kezâ,
İngiltere ve Almanya’daki muazzam Siyonist nüfûzunu ve tam bir hıyânetle,
Cennetmek̃ân Abdülhamîd Han’ı devirip Memleketimizi binbir fel̃âkete, bu
cümleden olarak Balkan Fâciâsına ve peşinden menhûs Cihân Harbi’ne sürükliyen
işbaşındaki iktidâr kuvvetinin –Münâfık Sel̃ânik’in eseri- Macedonia Risorta
İttihâd ve Terakkî Komitesi (MRİTK) olduğu vâkıasını da… Hep dikkat̃i
çekdiğimiz gibi, zâten, Kemalizm de, MRİTK’nın daha radikal̃ mâhiyette bir
devâmıdır… Velhâsıl, Filistin Cephesindeki Osmanlı hezîmeti, İsrâil Devleti’nin
têsîsini hazırlıyan en mühim merhale olmuştur…]
Mustafa Kemâl̃: “Tek çâre İngilizlerle anlaşmaktır!”
“7- Günün birinde Mustafa Kemal Paşa,
Yıldırım Orduları Levazım Reisi Merzifonlu Miralay Ömer Lûtfi Bey (İstiklâl Harbi esnasında Nafia Vekili)
ile yine ordular grupu erkân-ı harb reisi Diyarbakırlı [Diyârbekirli] Kâzım
Paşayı nezdine çağırıyor ve şöyle diyor: ‘Enver Paşanın idaresi orduyu ve
vatanı her yerde felâkete sürüklüyor! Bu vaziyetten kurtulmak için tek çare
İngilizlerle anlaşmaktır! Başka hiçbir yol kalmamıştır!..’ Her iki asker de bu
teklifi şiddetle reddediyor ve böyle bir hareketin korkunç bir şey olacağını
söylüyorlar ve yerlerine gidiyorlar. Teklif neticesiz kalıyor. (İşbu Ömer Lûtfi Bey, iman ve namusiyle
tanınmış bir zattır ve elyevm, çok şükür, sağdır.) […]
“La Jerusalén de los Balcanes” devrede: “Mustafa Kemâl̃, dîğer Ordulara
haber vermeden, birdenbire 7. Orduyu cepheden çekiyor; düşman bu yarıktan
taarruz ediyor; netîce: kahkârî hezîmet!”
“9- Nihayet 31 Ağustos 1918… [General
Allenby, “31 Ağustos 1918”de değil, 19 Eyl̃ûl̃ 1918’in fecir vaktinde taarruzu
başlatmıştır… Necip Fazıl’ın, kaynaklarından yanlış not aldığı veyâ dalgınlıkla
böyle bir târih hatâsına düştüğü anlaşılıyor… Nitekim, biz de, neşriyâtımızda,
bâzan böyle zühûl̃ eseri târih hatâları yapıyoruz…] 7 nci ordu, ne sağındaki 4
üncü orduya, ne de solundaki 8 inci orduya ve bilhassa Ordular Grupuna hiçbir
haber vermeden ve hiçbir şey sızdırmadan, birdenbire Bisan istikametinde son
süratle çekilmeye başlıyor!!! [“Son süratle” ifâdesi mübâl̃ağadır; aşağıda
nakledeceğimiz vesîkalar, bunu gösteriyor...]
“10- Nagihan, cephe üzerinde müthiş bir
yarık hâsıl olmuş ve 4 üncü ordu ile 8 inci ordular birbirinden uzakta ve
temassız halde kalmışlardır!!!
“11- İngiliz ordusu hemen bu yarıktan
içeriye dalarak 8 inci ordunun gerisine düşüyor ve bu orduyu kuşatıp kâmilen
esir ediyor. Ancak Tul-ü Kerem mevkiindeki Cevat Paşa, birkaç kişilik
maiyetiyle zor belâ kurtulabiliyor!!!
“12- İngiliz tazyiki, oradan, derhal 4
üncü ordu üzerine dönüyor; vaziyeti birdenbire ve tepeden inme haber alan 4
üncü ordu ise, tarih boyunca misli görülmemiş bir bozgun seli halinde Haleb’e
doğru akmaya başlıyor!!! [Bu ric’at̃e dâir esâsî mâlûmât aşağıda nakledeceğimiz
araştırmalarda mündericdir…]
“13- Vaziyet tek kelimeliktir: Kahkarî
hezimet!!! 4 üncü ordu bakiyeleri Şam’a doğru mahşerî bir ana baba günü
akışiyle kulaç atarken, 7 inci ordu hiçbir tazyik görmeden Haleb’e çekilmiş ve
orada karargâh kurmuştur!!! [“Hiçbir tazyik görmeden” iddiâsı, hak̆îkat̃e
uymuyor; îzâhı, aşağıdaki vesîkalardadır…]
(https://www.alamyimages.fr/prisonniers-de-guerre-turcs-pendant-la-ww1-image213762513; 30.1.2023)
29 Temmuz
1918: Filistin Cephesinde, binbir mahrûmiyet içinde çarpışırken, ihânetler
yüzünden İngiliz-Siyonist Ordusuna esîr düşen on binlerce askerimizden küçük
bir grup…
“…Cephe
üzerinde müthiş bir yarık hâsıl olmuş ve 4 üncü ordu ile 8 inci ordular
birbirinden uzakta ve temassız halde kalmışlardır!!! İngiliz ordusu hemen bu
yarıktan içeriye dalarak 8 inci ordunun gerisine düşüyor ve bu orduyu kuşatıp k̃âmilen
esir ediyor.” (Necip Fazıl’ın makâlesinden)
***
“14- İşte bunun üzerine memleket tek
kalemde tepetaklak olmuş ve Mondros’un imzası zarureti doğmuştur. Öyle bir
cephe çöküşiydi ki, bu, eğer tam o anda imparatorluk, esaretini kabul edip
mahut mütarekeyi imzalamasaydı, İngiliz ordularının Halep önüne değil,
Haydarpaşaya kadar ilerlemesi lâzımdı.
“İk̆bâl̃ peşinde!”
“15- Bir taraftan Yıldırım Orduları
Kumandanı (Leyman fon Sanderes), öbür taraftan 4 üncü ve 8 inci ordular
kumandanları çırpınadursun; Mustafa Kemal Paşa derhal İstanbula müracaat ederek
şu teklifte bulunuyor: ‘Ordumuz mahv-ü perişan olmuştur! Eğer Yıldırım Orduları
Kumandanlığını bana verir ve Mersinli Cemal Paşayı bertaraf ederseniz vaziyeti
kurtarırım!..’ Ve o hangâmede hiçbir şeyi doğru haber almak ve düşünmek
kabiliyetinde olmıyan İstanbul, bu teklifi kabul etmekten başka çare
bulamıyor!!! [Mustafa Kemâl̃, 30 Ekim 1918 Mondros Mütârekesi’nden bir gün
sonra (31 Teşrînievvel / Ekim 1918’de) Yıldırım Orduları Grup Kumandanı tâyîn
edildi… Necip Fazıl’ın, kaynaklarından topladığı mâl̃ûmâtta karışıklık var…]