Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (108)

Mersinli Cemâl̃ Paşa’nın Yâverinin müşâhedeleri

Mersinli Cemal Paşa’nın Yâverinin, Filistin Cephesinde, bizzât içinden yaşadığı ve müdâhil olduğu hâdiseler hakkındaki müşâhedelerini naklettiği “Görünmeyen İnkılâp” başlıklı makâle dizisi, bu Cephedeki pek fecî hezîmetin perde-arkasını aydınlatacak mâhiyettedir. Fevkal̃âde büyük târihî ehemmiyeti hâiz, üstelik de zevk̆le okunmasını sağlıyan pek güzel bir üsl̃ûbla kaleme alınmış bu eserin, bizzât Cevat Rifat merhûm tarafından kitab hâlinde neşredilmemiş olması bizi hayrete düşürüyor… (Araştırmamızın işbu Fasl’ı üzerinde çalıştığımız günlerde, eserin, kitab hâlinde ve ilâve metinlerle, Dr. Celil Bozkurt tarafından neşredilmiş olduğunu farkettik ve çalışmamız esnâsında bu kitabdan da istifâde ettik: Mersinli Cemal Paşa’nın Yaveri Yüzbaşı Cevat Rifat Bey’in Birinci Dünya Savaşı ve Mütareke Dönemi Hatıraları; Ek: I. Dünya Savaşı’nda Filistin-Suriye Cephesinde Yahudi Casuslar, İstanbul: Gündoğan Yl., 2016, 162 s.) Bir başka hayret mevzûu da, bu eserde ortaya konan müşâhedelerin Kemalizmi değerlendirirken pek de dikkat̃e alınmamasıdır. Acabâ bunun başlıca sebebi, eserin efk̃ârıumûmiyenin geniş bir kesimine ulaşamamış olması mıdır? Her ne olursa olsun, bu eser, -kanâat̃imizce- Kemalizm hakkında Hak̆îkat̃ endîşesiyle araştırma yapan ve kafa yoranların kat’iyen ihmâl̃ edemiyeceği bir kaynaktır.

“Görünmeyen İnkılâp”tan ik̃tibâslarımız, sâdece, Mustafa Kemâl̃’in Filistin Cephesindeki hâl̃ ve tavrını aydınlatan pasajlar olacaktır.

Mustafa Kemâl̃’in pervâsız, mütekebbir, muhteris tavırları

Eyl̃ûl̃ 1918’in ilk yarısındaki günlerde, bir taraftan, İngiliz-Siyonist taarruzunun başlıyacağına ve Emîr Faysal’ın da 3-4 bin kişilik bir âsî kuvvetle Osmanlı Ordusuna tecâvüz edeceğine, dîğer taraftan da Mustafa Kemâl̃’in, gizli gizli, General Allenby’yle anlaşmıya çalıştığına dâir haberler alınınca, 4. Ordu Kumandanı, 7. Ordu Kumandanını bizzât ziyâret edip hakîkî vazıyet hakkında mutmâin olmak istiyor; refâkatinde Yüzbaşı Cevat Rifat Bey olduğu hâlde, trenle (7. Ordunun karârgâhı olan) Nablus’a gidiyorlar:

“Nablus’a geldiğimiz vakit, Dördüncü Ordu Kumandanı, Yedinci Ordu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek ve dedikoduların mahiyetini öğrenmek istedi. Karargâha gittik. Yaverleri vürudumuzu bildirdiler; ‘beklesinler’ diye haber getirdi. Yarım saat, bir saat bekledik. Garip bir vaziyet karşısında kalmıştık. Cemal Paşanın ziyadesiyle canının sıkıldığı bariz bir şekilde görülüyordu. [Üstelik, Mersinli Cemal Paşa, Ferik; Mustafa Kemâl, -daha alt rütbede- Mirlivâdır!]

‘- Paşam, Selânik’ten beri, Mustafa Kemal Paşa ile aranızda bazı anlaşmazlıkların olduğu söyleniyor, acaba doğru mudur?’ diye sordum.

‘- Doğru… Fakat oğlum, vatan meselesi mevzuubahis olduğu yerde, şahsî düşüncelerin yeri yoktur. İcap ederse gururumuzdan dahi fedakârlık ederiz.’ dedi. Bunda, bu Türk oğlu Türk asker çok samimî idi.

 

WhatsApp Image 2023-02-24 at 14.35.14.jpeg

(Chaim Herzog, Heroes of Israel; Profiles of Jewish Courage, Boston – Toronto – London: Little, Brown and Company, 1989, p. 112)

5.5.1983 – 13.5.1993 devresinde İsrâil’in 6. Cumhûr Reîsi olan Chaim (Haim) Herzog (İrlanda, Belfast, 17.9.1918 – Tel-Aviv, 17.4.1997, Herzl Tepesi Mez.), Benî İsrâil’in kahramanları hakkındaki kitabının 9. Fasl’ını, Osmanlı Ordusunu câsûsluk faâliyetleriyle arkadan vuran Nili teşkîl̃âtına ayırmış. “Netzah İsrael Lo Yeşaker (İsrâil’in Hâmîsi Onu Aslâ Aldatmaz)” cümlesinin (Kitâb-ı Mukaddes’in Samuel Kitabı’ndan –I, 15/29-) baş harfleriyle isimlendirilen Teşkîl̃ât, (adına İsrâil’in bir posta pulu çıkardığı ve evini müze hâl̃ine getirdiği) Zirâat̃ Mühendisi Aaron Aaronsohn (1876 – 1919) tarafından têsîs edilmişti. Kitabın 112. sayfasında, vatandaşı oldukları ve nîmetlerinden mebzûlen istifâde ettikleri Devletin kuyusunu kazan bu hâin teşkîl̃âtın üç elebaşısının resimleri mündericdir: Yukarıda, soldan sağa doğru: Aaron Aaronsohn’un küçük erkek kardeşi Alex Aaronsohn ile kız kardeşi Sarah Aaronsohn; aşağıda: Sarah’ın nişanlısı olan Avshalom (Abşalom) Feinberg (1889 – 1917)… Resim altı yazısı: “Nili câsûsluk şebekesi, İngilizlere, Türklerin askerî pl̃anları, muhârebe kâbiliyetleri ve kıt’alarının hareketleri hakkında istihbârât sağlıyarak yardım etmek maksadıyle 1916’da kurulmuştur.”

Bu hâin şebekenin çökertilmesinde büyük hizmeti olan Yüzbaşı Cevâd Rifat Bey’in müşâhedesiyle de:

“Cephelerde kızgın güneş altında yarım gıda ve yarım pabuçla çarpışan Türk askeri, her gün yeni bir harika göstere dursun… Bu masum ve kahraman ordunun gerisinde yüz binlerce Siyonist, yüz binlerce Yahudi, hıyanet ve cinayetlerinin her türlü gizli silâhlarıyle, bu ordunun sırtını yere getirmeğe çalışıyor. Hıyanet o kadar ileri gitmiştir ki her gün bir düşman zırhlısı pervasızca sahillerimizde dolaşıyor ve günlük casus raporlarını toplayarak bir ân evvel Mehmedciğin mağlûbiyeti ve Türkün mahvı için ne lâzımsa yapıyor.” (Cevat Rifat Atilhan, “Görünmeyen İnkılâp”, Büyük Doğu, 29.9.1950, sayı 28, s. 10)

***