Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (123)
3. Süvâri Fırkası Kumandanı Binbaşı Vecîhî Bey’in kitabı
Filistin Cephesindeki 4. Ordumuza tâbi 3. Süvâri Fırkasının
vek̃âleten
Kumandanlığını deruhde eden Erk̃ânıhar̃b Binbaşısı Vecîhî
Bey’in 1921’de Matbaa-i Askeriye’de basılmış kitabında, Hezîmet sonrasında
Osmanlı tarafında yaşananlar hakkında mühim bilgiler var.
Mersinli Cemâl̃
Paşa, onun başında bulunduğu süvâri fırkasına, ric’at̃ esnâsında –evvel emirde- 7. Ordu ile 8. Ordu bak̆iyesini düşmandan
korumak için dümdârlık vazîfesi vermiştir. 3. Süvâri Fırkasının -pek mahdûd sil̃âhlarla ve sahîhan
aç-bîil̃aç bir hâl̃de- çarpışan
askerleri, bu vazîfeyi hakkıyle îfâ
etmişler, askerlerinin büyük kısmı şehîd veyâ esîr düşmüş üç ordunun –hiç
olmazsa artakalanlarının- Şam’a ric’at̃inde
büyük yararlıklar göstermişler, 21 il̃â
30 Eyl̃ûl̃ 1918 târihlerinde, 11
günlük destânî bir mücâdeleyi müteâk̆ib,
nihâyet, Şam’ın düştüğü 30 Eyl̃ûl
̃1918 günü, Şam
civârında, kahramanca muhârebe ettikden sonra, takrîben yüz kişi kalmış olarak
ve tükenmiş bir hâl̃de,
düşmana teslîm olmuşlardır.
Ric’at̃
esnâsında tâk̆îb
ettikleri güzerg̃âh
ve on bir gün zarfında yaşadıkları hakkında verdiği mâl̃ûmâttan aşağıda naklettiğimiz pasajlar, Necip Fazıl
ile Cevat Rifat’ın iddiâlarını değerlendirmiye yardımcı olacak mâhiyettedir.
Kitabdan, en fazla aydınlatıcı vasıfta olan mâl̃ûmâtı nakletmiye dikkat̃ ettik.
Vecîhî Bey’in müşâhedesine nazaran, Osmanlı Ordusunun
hezîmete uğramasının mühim bir sebebi, onun, bütün Har̃b boyunca, hep Almanların menfâatine göre
kullanılmış olmasıdır… Almanlar, Türkleri tahk̆îr ediyor ve her tarafta imtiyâzlı muâmelesi
görüyorlar… Askerlerimiz yarı aç, yarı çıplak savaşırken, sıhhiye imk̃ânlarından mahrûm
bulunurken, öyle ki yaralandıkları zaman, çok kerre ölüme terkedilirken, onlar,
günlerini, âdetâ bir elleri yağda, bir elleri balda geçiriyorlar… Ric’at̃ esnâsında dahi, Osmanlı
askerleri ve âileleri çâresizlik içinde kıvranırken, kendileri, trenlerle,
hattâ askerlerinin ev eşyâsını dahi taşıyor, Türkleri ise trenlere
bindirmiyorlar…
Arablara gelince, Vecîhî Bey, Almanlara karşı duyduğu
nefreti onlara karşı da duyuyor… Arablar, toptan, ihânet hâl̃inde, düşmanla işbirliği
yapıyor, onların saflarında savaşıyor, onlara beşinci kol vazîfesi görüyorlar…
Vecîhî Bey, hiçbir tefrîk gözetmeden, ısrârla “Arab ihâneti”nden bahsediyor… Ne
var ki, Milletimizi bir fel̃âketten
öbürüne sürükliyen, bu meyânda, Ordumuzu, kendisinin tasvîr ettiği şekilde,
Almanların pençesine düşüren en büyük hıyânet şebekesinin, mâhûd İttihâdcı
çetesi olduğu vâkıasını es geçiyor!
Es geçiyor, zîrâ, Mustafa Kemâl̃’in, Ali Fuad Cebesoy’un, İsmet İnönü’nün muhibbi
olan, buna mukâbil Mersinli Cemâl̃
Paşa’dan hiç hazzetmiyen Vecîhî Bey, maâlesef, L̃aik zihniyetli bir insandır; kitabı dikkat̃le mütâl̃aa edildiğinde, bu
cihet, hemen dikkat̃i
çekiyor… Yazık ki kahraman süvârilerimizle berâber onca gayret gösteren, binbir
meşakkat̃e katlanan
Vecîhî Bey, onlarla aynı Îmânı paylaşmıyordu!
Mersinli Cemâl̃ Paşa’nın kumandası altındaki 4. Orduya
tâbi 3. Süvâri Fırkasının (vek̃âleten) Kumandanı Erk̃ânıhar̃b Binbaşısı Vecîhî Bey’in Filistin
Hezîmeti hakkında, İstanbul’da, 1337 / 1921’de, Askerî Matbaa’da basılmış 90
sayfalık kitabı: Filistin Ric’at̃i… Ne yazık ki Ric’at̃ esnâsında büyük yararlıklar göstererek
7. Ordunun nisbeten az zâyiât ile ric’at etmesine imk̃ân sağlıyan 3. Süvâri Fırkasının
Kumandanı, askerleriyle aynı Îmânı paylaşmıyordu…
***