Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (137)

Sıfırdan Kârûn olan Mustafa Kemâl̃’in servetinin bir hesâbı

Rahmetli Necip Fazıl’ın –Filistin Hezîmetine dâir- yukarıda üzerinde durduğumuz “Hakikat; Hakikat İçin Hakikat!” başlıklı makâlesinde (Büyük Doğu, 8.9.1950/25, s. 3) metne çerçeve içinde dercedilmiş iki suâl̃ vardı:

1) “Türk Kurtuluş Savaşının en masum gayeye bürülü günlerinde Hint Müslümanlarının Ankaraya gönderdiği milyonlarca lira acaba ne oldu???”

2) “Bütün tarih boyunca, hak veya bâtıl, bir inkılâp hareketinin başına geçip devlet idare etmiş ve dâvasına inanmış idealist politika adamlarından acaba hangisi, memleketin hemen her köşesinde bir köşk veya çiftlikten sonra, ayrıca milyonlara sahip olmuştur? Böylesi var mıdır?”

Bu suâl̆lere, üç ay kadar sonra, 22 Aralık 1950 târih ve 40 sayılı Büyük Doğu’da, “Hâdiselerin Muhasebesi: Uyan Ey Tarih! Artık Vakit Geldi!” başlıklı bir makâleyle yine kendisi cevâb veriyor… 

Bu cevâba vesîle olan hâdise ise, DP Seyhan Millet Vekîli Sinan Tekelioğlu tarafından TBMM’de verilen suâl̃ takrîri üzerine Adliye Vekîlinin îzâhatıdır:

“Geçen haftanın en ehemmiyetli hâdisesi, Sinan Tekelioğlu tarafından Meclise verilen takrir üzerine Adalet Bakanı ağziyle açıklanan miras meselesidir. Birinci Cumhur [???] Reisine ait miras; menkul ve gayrimenkul mallar, nakitler, hisseler ve takdim edilen hediyeler… [Necip Fazıl’ın, -üzerinde etrâflıca teemmül etmemekden mütevellid bir tavırla- têsîs edilen Kemalist Totaliter Rejimi “Cumhûriyet” ve “Şef”ini de “Birinci Cumhûr Reîsi” olarak vasıflandırması çok yanlıştır…] Bunlar mecmuan neydi, nerelerden ve nasıl geldi, kimlere verildi ve ne oldu?.. Takririn ruhu, herhalde bu sualin mâna çerçevesi içinde… Bize kalırsa sualin de en ruhlu tarafı, ilk üç maddesinde… Yani Birinci Cumhur Reisinin serveti mecmuan neydi, nerelerden ve nasıl geldi?..”

Necip Fazıl, Adliye Vekîlinin dökümünü verdiği mezkûr mîrâsın TL olarak değerini, 1938’in parasıyle 10 milyon TL olarak tahmîn ediyor ve bunun 1950’deki karşılığının 70 milyon TL olabileceğini ifâde ediyor.

Câlib-i dikkat̃ olan bir husûs da, bu servetin mühim bir kısmının muhtelif şehirlerin Belediyelerince hediye edilen gayrimenkul̃lerden meydana gelmesi ve bunların da hatırı sayılır bir kısmının Makbule Boysan Atadan’a gitmiş olmasıdır. Mesel̃â:

“Ankara Belediyesince hibe edilen (Bayan Makbule’ye kalmıştır) bir ev… […] Erzurum Hususî İdaresi tarafından alınan ve bilâhare Bayan Makbule eliyle 10.000 liraya satılan bir ev… […] Konya Belediyesince, İstasyon caddesindeki (emval-i metruke) den satın alınan bahçe ve içindeki bina… Bu da, vâris Bayan Makbule tarafından tekrar hükûmete satılmıştır…”

Netîce olarak:

“Çiftliklerinden birinin ismi üstelik ‘Millet Çiftliği’ olan Birinci Cumhur Reisi, içinde baba yoliyle tek dikili taşa malik olmadığı bu vatanı, baştan başa çiftliği ve malikânesi olarak işgal ve namına tescil etmiş; tam iş işten geçmek üzereyken de, malının büyük kısmını C.H.P. çetesine, orta kısmını biçare Hazineye ve mesut mirasçılarına bırakmıştır. […]

“Bütün cihan tarihinde, değil hepsi aç ve bîilâç ölmüş inkılâpçılar, hattâ sultanlar ve Karunlar arasında bile böyle bir servet devşirmiş olan var mıdır??? Varsa gösterin; hemen intihar edelim!!!” (Necip Fazıl, “Uyan Ey Tarih! Artık Vakit Geldi!”, Büyük Doğu, 22.12.1950, 6. Yıl, sayı 40, ss. 8 ve 9)

Mustafa Kemâl̃’in servetinin ilk kaynağı: Hind Müslümanlarının İstik̆l̃âl̃ Har̃binin finansmanı maksadıyle gönderdikleri muazzam iâne

Onu Türkiye’nin bir numaralı kapitalisti yapan muazzam servetinin asıl kaynağını ise, Hind Müslümanlarının İstik̆l̃âl̃ Harbinin finansmanı için gönderdiği büyük mâlî yardım olarak tesbît ediyor. O, bu kadar kudsî bir maksadla, üstelik kendileri de fakr-u-zarûret içinde olan Hind Müslümanları tarafından gönderilmiş büyük mâlî yardımı zimmetine geçirmiş, kendine sermâye yapmış, İş Bankası’nı bununla têsîs etmiş ve Devlet imkânlarını da kullanarak sermâyesine sermâye katmış, Memleketin bir numaralı kapitalisti olup çıkmıştır! Zâten Memleketin tamâmı üzerinde istediği gibi tasarruf ediyordu; bu bakımdan, Türkiye târihinde onun bir benzerini bulmak, herhâl̃de, zordur.

 

WhatsApp Image 2023-03-25 at 16.42.51.jpeg

(https://fenerbahcetarihi.org/2020/11/refet-pasanin-fenerbahce-kulubunu-ziyareti/; 10.2.2023)

Necip Fazıl’ın, kendileri de muhtâc hâl̃de olan Hind Müslümanlarının, büyük fedâk̃ârlık yaparak, İstik̆l̃âl̃ Harbinin ihtiyâcları için sarfedilmek ulvî maksadıyle gönderdikleri büyük mâlî yardımın zimmete geçirilmesi husûsundaki şâhidi Refet (Bele) Paşa (sağda), “Büyük Şef” ile… “İşte, zaferden sonra ‘Sîne-i Millette basit bir fert olarak’ yaşıyacağını söyliyen zatın ilk servet çekirdeği bu yüz bin İngiliz lirasıdır…”

***