Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (142)

Mustafa Kemâl̃, İl̃âh olmak istiyordu (ve oldu da!)

Yukarıda, Necip Fazıl’ın, Büyük Doğu’nun 22 Aralık 1950 târihli 40. sayısının orta sayfalarındaki, Mustafa Kemâl̃’in, nasıl, Hind Müslümanlarının büyük fedâk̃ârlıkla aralarında toplayıp İstik̆l̃âl̃ Harbinin finansmanı için “Başkumandan” sıfatıyle kendisine gönderdikleri muazzam iâneye el koymak ve hem bu “sermâye”yi işletmek, hem de mevk̆iinden istifâde etmek sûretiyle, sıfırdan, Türkiye’nin bir numaralı kapitalisti hâl̃ine geldiğine dâir mevsûk (resmî îzâhata müstenid) makâlesini bahis mevzûu etmiştik. Rahmetli, bu makâlesine, çerçeve içinde (s. 8), “İddia” başlıklı bir rivâyet de dercetmiştir. Bu rivâyete nazaran, Enver Paşa, Mustafa Kemâl̃’in “ul̃ûhiyet dâvâsı” güttüğünü ve “il̃âhlık” keyfiyetinin altında hiçbir rütbeyle, mevk̆iyle tatmîn olmıyacağını ifâde ediyor:

“Birinci Cumhur [???] Reisini, Birinci Dünya Harbinde paşalığa terfi ettiren, Salâh Cimcoz’dur. Teklif Enver Paşaya yapıldığı zaman şöyle demiş:

‘- Ben onu tanırım; paşalığa terfi ettirilse müşirlik ister; müşir yapsalar sultanlığa göz koyar; sultan olunca da Allahlık dâvasına kalkışır!’

“Buna rağmen Enver Paşa, kendisini paşalığa yükseltmiş…

“Gel zaman, git zaman; Salâh Cimcoz hikâyeyi bizzat Birinci Cumhur Reisine anlatıyor. Ölümünden birkaç yıl evvel ve bir neşe (!) [işret] sofrasında anlatılan hâdise pek hoşa gidiyor ve şu mukabeleyi görüyor:

‘- Dediklerini aynen yapmadım mı?’ ” (Büyük Doğu, 22.12.1950, altıncı yıl, sayı 40, s. 8)

Ana hatlarıyle aynı mâhiyette olan ve Necip Fazıl’ın naklini têyîd eden bir rivâyeti, biz de, daha evvel, “Mustafa Kemal'in Masonluğunda Merâk Edilen Mes'ele: Loca Matrikülünde Nîçin İsmi Yok?” başlıklı araştırmamızda (Yeni Söz, 7 Şubat 2018 - 15 Nisan 2018), “O, Allâh olmak ister!” ara başlığı altında, Macedonia Risorta İTK'sının önde gelen isimlerinden (ve Mustafa Kemâl̃’in Loca arkadaşı) Kâzım Nâmi Duru'dan ik̆tibâs etmiştik:

“Bir gün, trende, pek iyi tanıdığım bir arkadaş bana şöyle bir hikâye anlattı:

“Bir gün, içlerinde Doktor Nazım da, Salâh Cimcoz da bulunan üç dört İttihatçı arkadaş konuşuyor, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemâl'in terfi edemediğini teessürle söylüyorlarmış. Tam bu sırada içeriye, o vakit Başkumandan Vekili olan Enver girmiş [Başkumandan, Pâdişâh V. Mehmed Reşâd, Vekîli, Enver Paşa idi], neden bahsedildiğini sezmiş, ne konuştuklarını sormuş, ama kimse cevap vermemiş. Hiçbir vakit sözünü saklamadığını bildiği Doktor Nazım'a ‘Sen söyle, ne konuşuyordunuz?' diye sormuş. O da mevzuu anlatmış.

 

WhatsApp Image 2023-03-30 at 12.40.16.jpeg

(İkdam-Gece Postası, 21.3.1951, s. 1) (http://www.zeyrekkitabevi.com/gece-postasi---21-mart-1951---turkistan-muslu; 9.1.2022)

Büyük Doğu’da Kemalizm ve “Şef”i hakkında dermeyân edilen pek vahîm iddiâlar delîllerle tekzîb edilmiyor, 20 Mart 1951 günü, gece vakti, “Üniversite talebesi” kılıklı gözü dönmüş zorbalara, kânûnsuz,  tedhîşçi bir nümâyiş yaptırılarak Müslümanlar yıldırılmıya, sindirilmiye çalışılıyor… Zâten Totaliter Zihniyet; İlmî Zihniyet ve Felsefî Tefekkür karşısında dâimâ âcizdir; bu aczini, şiddete, zorbalığa başvurarak tel̃âfî etme temâyülündedir…

Burada, fanatik Kemalist gazeteci, (ilk nüshası 4 Mart 1937’de piyasaya çıkan ve 1950’li senelere kadar intişâr eden) Son Telgraf gazetesinin sâhib ve başmuharriri, romancı, “Millî Şef” tarafından evvel̃â Kars, bil̃âhare Siird Meb’ûsu tâyîn edilmiş Edhem İzzet Benice’nin (İstanbul, 1903 – a.y., 28.3.1967) neşrettiği İkdam-Gece Postası; En Son Haberlerle Çıkar, Günlük Siyasî Akşam Gazetesi’nin Büyük Doğu merkezi önündeki -Totaliter Zihniyet mahsûl̃ü- tedhîşçi nümâyişi destekliyen manşet haberi görülüyor:

“Aziz Atatürke dil uzatmağa ve ‘O’nun büyük inkılâplarına ihanete kalkan gafillere aman yok! Bütün yurd, kara taassubu lânetliyor! İnkılâbımızın Bekçisi Asil Türk Gençliğinin Hassasiyeti… Gençliğin dün geceki protesto nümayişinden sonra bu sabah yapılan büyük toplantı ve sorgu altında bulunanlar…”

Necmeddin Sadak’ın gazetesinin aynı hâdiseye dâir manşet haberi de, Mütehakkim Zümrenin elindeki matbûâtın –hep aynı zihniyetin mahsûl̃ü- tedhîşçi neşriyâtına bir başka misâl̃dir:

“Gençlerin dün geceki protesto nümayişi..,

“Büyük Doğu dergisi önünde toplanan 2 bini mütecaviz Üniversiteli genç, inkılâp düşmanlarına son bir ihtarda bulundu…

“Toplantı sonunda Başbakana bir telgraf çekildi…

“İki bine yakın üniversiteli genç, Atatürk inkılâpları aleyhindeki neşriyatı ve irtica temayüllerini protesto etmek için dün gece bir gösteri yapmışlardır.

“Muhtelif talebe yurtlarından çıkan gençler, saat 22.30 a doğru üçer beşer Vilâyet karşısında İzzeddin Hanında bulunan ‘Büyük Doğu Cemiyeti’ önüne gelerek toplanmışlar ve ‘Büyük Doğu’ dergisinin neşriyatını şiddetle protesto etmişlerdir. Burada hep bir ağızdan İstiklâl Marşı söylenmiş, mütaakıben söz alan muhtelif hatipler, gençliğin Atatürk inkılâplarının bekçisi olduğunu ve daima bu şerefli emaneti muhafazaya devam edeceğini belirtmiş, sadece gençliğin mevcudiyetinin inkılâp düşmanları için kâfi bir ihtar teşkil etmesi gerektiğini, yobazların ve komünist mikropların millî bünyeyi daha fazla kemirmesine asla müsaade edilmiyeceğini anlatmıştır. İlh…” (Akşam, 21.3.1951, ss. 1 ve 2)

***