Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (160)

Nihal Atsız: “Kemalizm: Muazzam bir safsata ve Milletin başında bir bel̃â!”

Mâhûd matbûât, “Kemalizm tenk̆îd ediliyor, o hâl̃de tepelenmesi l̃âzım gelen bir irticâî hareket var” iddiâsıyle Hük̃ûmeti ve Meclis’i harekete geçirmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Bu def’a okların hedefinde Türk Milliyetçiler Derneği câmiasına mensûb fikir adamı Nihal Atsız vardı. Çünki Atsız da, hayâtının o devresinde, Kemalizm hakkındaki acı hak̆îkat̃leri, üstelik pek têsîrli ifâdelerle, gözler önüne seriyordu. Binâenaleyh, 5816 gibi bir kânûnla ve sâir “hukûkî” kılıf giydirilmiş siyâsî-inzibâtî tedbîrlerle, bu meyânda, sersemletici, sindirici kesîf bir propagandayle önü alınmadığı takdîrde, Türkiye’nin her tarafında Kemalizmin içyüzünü teşhîr edecek ilim, fikir, siyâset adamları zuhûr edebilirdi… Her hâl̃-ü-k̃ârda, Totaliter Zihniyet îcâbı, fikre fikirle değil, dâimâ tedhîşle muhâlefet edilmiye devâm edilecek, bu işte, bilhassa, (Cahit Külebi’nin -“Atatürk Oratoryosu’nda- dediği gibi: “Önce adını öğrenir çocuklarımız / Eli kalem tutup yazanda”) şartlandırılmaları neredeyse daha beşikde başlamış genc nesiller kullanılıcaktır. Her zamanki gibi, iddiâlara müdellel cevâb yok, sâdece, sindirme maksadlı protesto var:

“Kemalizm ve gençliğin bir protestosu

“Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmeni Nihal Atsız’ın Orkun isimli bir dergide yayımladığı bir yazı münasebetiyle Ankara Yüksek Tahsil talebe Birliği bu neşriyatı protesto eden bir beyanname yayınlamıştır.

“Bu beyannamede şöyle denmektedir:

‘Kemalizmi muazzam bir safsata ve milletin başında bir belâ diye vasıflandıran Orkun dergisindeki muazzam safsatanızı okuduk.

‘Kemalizm, bizler için, kökü ve gövdesi millî varlığımızda, imanı kalblerimizde, koruma gücü damarlarımızdaki kanda mevcud olan bir vecibedir.’ ” (Akşam, 1.3.1951, s. 2)

“Kemalizm kadar muazzam bir safsata” ve hurâfe: Irkçılık

Nihal Atsız’ın –Kemalizmi, “muazzam bir safsata ve Milletin başına bel̃â” ifâdeleriyle berâber ağır sûrette tenk̆îd eden ve güdümlü gencliğin infiâl̃ine sebeb olan- bahis mevzûu makâlesi, 23 Şubat 1951 târihli Orkun mecmûasının başmakâlesidir: “Millî Birlik”…

Maâlesef, Atsız, bunda, Kemalizmi, bir o kadar “muazzam bir safsata” ve hurâfe olan Irkçılık nâmına tenk̆îd ediyor! -Bâtıl ve açıkça vâkıaya muhâlif olan- kanâat̃ince, Irkçılık, millî birliği bozan bir düşünce ve siyâset değil imiş!

Yine iddiâsı hil̃âfına, Irkçılığın Nazilerden ve mümâsili Avrupalılardan ithâl̃ ve Millî Kültürümüze taban tabana zıdd bir düşünce olduğu âşik̃ârdır: Irkçılık, bir Türk metâı değildir!  (İnönü’nün Antisemitizm hakkındaki hükmü gibi…) Türkler, bütün târihleri boyunca hiçbir zaman Irkçı olmamışlardır ve hiç şüphesiz, dünyânın başka milletlerle en fazla karışmış bir milleti de Türklerdir. Sahîh bir Türk, aslâ Irkçı olmaz ve Sahîh Müslüman olmıyan da Sahîh Türk olamaz! “Sahîh Müslüman”, yânî Kitâbullâh’ın Fevkal̃beşer Teblîğine derinlemesine nüfûz ederek Onu kendisine Rehber edinmiş Dirâyetci Müslüman, Vahye Müstenid Tecrübî İlim Zihniyetini ve Temel İnsan Hak ve Hürriyetlerini bayraklaştıran, Irkçılık hurâfesini tepeleyip bir tekmeyle l̃ağıma gönderen, bütün insanların haysiyet bakımından, mütekâbil hak ve vecîbeler bakımından (umûmî kâide îtibâriyle) müsâvî olduğunu vâzeden bir Dînin sâliki!

Atsız’ın şu iddiâsı da, mesnedsiz, kupkuru, aslâ isbât edilemiyecek, yine “Kemalizm kadar muazzam bir safsata”dır: “Irkçılık, bizden olmıyanların bize hep ihanet ettiklerini bilmekten doğan tarihî bir gerçeğe dayanmaktadır”!

Atsız’ın (aşağıda nakledeceğimiz “Kurucular Meclisi” başlıklı makâlesinde de olduğu gibi) buradaki büyük fikrî tenâkuzu ise, bir taraftan Irkçılık dâvâsı güderken, dîğer taraftan İnsan Hak ve Hürriyetlerine, bütün insanların hürriyet, müsâvât ve birbirlerine mütekâbil hürmeti esâsına müstenid Cumhûrî Nizâma, dîğer tâbirle, Demokrasiye sâhib çıkmasıdır… (-Neredeyse bütün fikrî arayışlarımızın muhassalası olan- Kur’ânî Milliyet Telâkkîsi ve Irkçılık Sapması isimli eserimizin de –Ankara: Kurtuba Yl., Aralık 2015, 16x24 cm,  470 s. - en mühim mevzûlarından biri olan- işbu Irkçılık mes’elesine biraz aşağıda tekrâr temâs edecek ve Nihal Atsız ile Ziyâ Gökalp’in ırk ve milliyet mes’elelerine yaklaşımları arasında ibretâmîz bir mukâyese yapacağız.)

 

WhatsApp Image 2023-04-17 at 14.08.22.jpeg

(https://pixeldrain.com/u/GC4xThfq; 13.3.2023)

Nihal Atsız’ın 23 Şubat 1951 târihli Orkun’daki başmakâlesinin ilk sayfası… (Mecmûanın Sâhibi ve Neşriyât Müdürü Avukat İsmet Tümtürk de, Türk Milliyetçiler Derneği’nin müessis kadrosuna dâhildir…)

***