Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (166)
“O kadar çok içildi ki, vezirler birer birer sızdılar. Pek az içen Yamzu ile şaraba en dayanaklı olan kral kaldı.
“Yamzu ne kadar mümkünse o
kadar cilve yaparak kralı gıcıklamak ve ondan kendisini kraliçe yapmak vâdini
koparmak istiyordu.
“Subbiluliyuma diyordu ki:
‘- Kraliçe olup ne
yapacaksın? Bizim seninle olan aşkımız
yetmez mi? Bilirsin ki aşk maddî değildir. Biz birbirimizi sevdikten sonra
krallığın, kraliçeliğin ne değeri kalır? Dile benden: Cüce İrdasın derisini
yüzüp sana çizme yaptırayım. Yahut İlânasamın kaşlarını yoldurup halı
ördüreyim. İstersen başhekim Ziza’yı bacağından ağaca astırıp altında muzıka
çaldırayım. Fakat kraliçe olunca bir takım merasime tâbi olursun. Her istediğin
zaman yanıma gelemezsin. Bak, şimdiki kraliçe beni ayda bir defa bile
göremiyor…’
“Bu sözler Yamzu’yu
kandıramıyordu. Diyordu ki:
‘- Sevgili kralım! Ben senin
uğruna her şeyi feda ederim. Fakat senin bana sevginin bir nişanesini
görmeliyim. Bu da benimle evlenmendir. Şimdi herkes bana tuhaf bir gözle bakıyor.
Arkamdan dedikodu yaptıklarını duyuyorum. Kraliçe olursam kimse bana yan
bakamaz. İlh…” (Büyük Doğu,
28.10.1949, ss. 10-12)
(En Son Havâdis, 15.8.1941, s. 1)
Dalkavuklar Gecesi ve Çınaraltı’ndaki –Kemalist Târih Tezini tenk̆îd eden- makâlesi sebebiyle Nihal Atsız aleyhinde tedhîşçi neşriyât yapan (istismârcı gazeteci) Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun gazetesinin, bu neşriyâtı başlattığı (15 Ağustos 1941 târihli) ilk nüshası… Yalman’ın Vatan Matbaası’nda basılan Gazetenin bu neşriyâtı, 18 Ağustos 1941 târihine kadar dört gün devâm edecekdir. Mâhûd muharrir, mütercim, müellif, İstanbul Ekspres’in patronu, 6-7 Eylûl 1955 Hâdiselerinin tetikcisi, 1957’de DP İstanbul Meb’ûsu (kendi imlâsıyle) “Mitat” Perin ile –Yeni Asır sâhiblerinden- Sel̃ânikli Şevket Bilgin de bu gazetede günlük fıkralar yazıyorlardı… Gazetenin 15 Ağustos 1941 târihli nüshasının 3. sayfasında Nihal Atsız hakkındaki “Atatürk kervanına uluyan köpek!” başlıklı çirkef fıkra, Mithat Perin’in kaleminden çıkmıştı. Türkiye’nin Kemalist Totaliter Rejiminde işte bu kadar müptezel mahl̃ûklar baş oluyor!
*