Mustafa Kemâl̃ ve Kemalizm hakkında hak̆îkat̃leri söylemek “cürmü”

“Orhan Seyfi milletten şu tarzda özür dilemiş bulunuyor:

‘- Atsızın makalesinde uygunsuz bir tâbir kullanılmış olmasına ben şahsen müteessifim. Bir tetkik makalesinin içinde böyle aşırı tâbirler de bulunmamalıydı. Fakat nasılsa gözden kaçmıştır. Nizameddinin gazetesindeki küfürlere benzememekle beraber, ilmin ciddî diline bu türlü hafiflikleri hiç uygun bulmadığımı söylemeğe ve okuyuculara itizar etmiye mecburum.’

“Bu bir itiraftır. Cürmün işlenmesine vasıta olan adam cürmünü itiraf etmiştir. Bununla beraber Orhan Seyfinin ikinci suçu üzerinde, yani Türk milletine Atatürk idealinden başka bir ideal vermek ve Türk milletini ölü ruhlu bedbahtlar gibi göstermek iddiasile işlediği suç üzerinde ısrara karar verdiği de anlaşılmaktadır.

“Orhan Seyfi şahsımızdan da şu suretle bahsetmektedir:

‘- Mazisi Atatürk’ün büyük nutuk kitabında istikbalin hafızasına ilelebet nakşedilmiş olan bu adam ağzına hiç yaraşmıyan bir mevzua karışmak telâşına düşmüş.’ […]

“Atsız ve Çınaraltı mecmûanızla siz, şu ânda umûmî nefrete muhâtab

bulunuyorsunuz”

“Orhan Seyfinin bizi millî mevzulardan uzaklaştırmak endişesine tutulmuş olması da bizi güldürür. Milliyet cephesindeki mevkiimizi ve mânamızı anlamak kaygusuna düşen bu sefil ve iğrenç ahmağa vereceğim cevap şudur:

“Atsız ve Çınaraltı mecmuanızla siz şu anda aziz milletin umumî nefretine muhatap bulunuyorsunuz. Kendiniz ve arkadaşlarınızla, millet ve milliyet cephesinde, aramızdaki farkı mı anlamak istiyorsunuz? İşte:

“Siz, ‘Millî seciyeden mahrumdur’ kaydı ile İstiklâl savaşına iştirâk edenlerin mukaddes harîmine alınmamış ve İneboludan kovulmuşsunuzdur. Biz istiklâl ve milliyet savaşında üç yara kazanmış olmak şeref, teselli, ve bahtiyarlığına malikiz!

“Bu sefile ve arkadaşlarına vereceğimiz ilk ve son cevap işte bundan ibarettir.” (Nizameddin –isminin Gazetenin başlığındaki iml̃âsı “Nizamettin”dir- Nazif , “Ata’ya saygı yedinci ok olmuştur!”, En Son Havâdis, 16.8.1941, ss. 1 ve 3)

Necip Fazıl’ın Atsız hakkındaki ümîdi boşa çıktı

Necip Fazıl, pek orijinal̃ hicvî bir roman olan Dalkavuklar Gecesi’nin 8. ve 10. Fasıllarını Büyük Doğu’nun 30 Ekim ve 4 Kasım 1949 târihli nüshalarında, hem eser, hem de müellifi hakkında gâyet sitâyişk̃âr takdîmlerle neşrettikden sonra, aynı Mecmûasında, Nihal Atsız’ın makâle, hicvî hik̃âye, hâtırât mâhiyetindeki yazılarına zamân zamân yer vermiye devâm etti. Bu cümleden olarak, “gastearsivi” ve İslâmcı Dergiler Projesi sitelerinden tesbît ettiklerimiz şunlardır:

- “II. Abdülhamid”, Büyük Doğu, 30.12.1949, 5. yıl, sayı 12, s. 12;

- (“Selim Pusat” nâmımüsteârıyle) “Z Vitamini”, 3 Tefrika, Büyük Doğu, 19.6, 10.7, 17.7.1959, 10. cild, sayılar 16, 19, 20, s. 10 (“Hikâye, Beşeristan'da 31 Aralık 1999 tarihinde başlar. 1961'de hileli seçim ile Demokrat Parti’nin rejimini yıkan İsmet İnönü, 39 yıldır diktatörlüğünü sürdürmüş ve 1 Ocak 2000'de Beşeristan'ın ‘Beşerî Şef’liğini kabul etmiştir. İsmet İnönü'nün rejiminde gayrimüslimler önemli mevkileri işgal etmektedir. Ancak Türkçülerin silahlı isyanının sonucu İnönü'nün rejimi sona erecektir.” - https://tr.wikipedia.org/wiki/Z_Vitamini, 19.3.2023-);

- “Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi ve Çektiklerimiz”, 33 Tefrika, Büyük Doğu, 6.3-16.10.1959, 10. cild, sayılar 1-33, s. 11.

Yukarıda kendi kaleminden naklettiğimiz vechiyle, Necip Fazıl, (Antikemalizm gibi, vatanperverlik gibi) bâzı husûslarda fikrî berâberlik içinde olduğunu düşündüğü ve çok takdîr ettiği Nihal Atsız’ı, Büyük Doğu Dâvâsına kazanabileceğini ümîd etmişti. L̃âkin o ümîd boşa çıktığı gibi, Irkçılık dal̃âleti, fikrî tenâkuzlar içinde bocalıyan Atsız’ı, hayâtının son çeyreğinde, bir taraftan Kemalizmi sâhiblenmiye, dîğer taraftan da keskin bir Zındıklığa sürükledi. Onun bu istihâlesini aşağıda bahis mevzûu edeceğiz. Şimdilik, Hasan Bağcı ile giriştiği kalem münâkaşasında, ona cevâben yazdığı “Yobazlık Bir Fikir Müstehâsesidir” başlıklı makâlesinde, Necip Fazıl hakkındaki şu iddiâsını nakletmekle iktifâ edelim:

(Büyük Doğu, 30.12.1949, 5. Yıl, sayı 12, s. 12)

Nihal Atsız’ın, Büyük Doğu’da, -Siyonistler, Sabataîler, Farmasonlarla berâber Kemalizmin “Mâbûd”unun da kendisinden “menfûr bir şahsıyet” diye bahsettiği ve devirmek için gizli teşkîl̃ât kurduğu- II. Abdülhamîd Han hakkında, oldukça hakşinâs bir makâlesi…

***