Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (23)

Öteden beri benimle berâber bu işe sarf-ı zihn eden yüksek mühendis Ekrem Hakkı ve tüccârdan Nazîf Beyler, îcâb eden parayı hasbetenlill̃âh vererek, Ekrem Beyin nezâreti altında levhalar ta’mîr edildi. Yine o zât-ı ekremin himmetile, Levhalar, bikeremihilkerîm […] 28 k̃ânûn-ı sânî 1949 (22 rebîülevvel 1368) de, elvâh-ı şerîfe yerlerine asıldı. Ekrem gelüb beni götürdü. Levhaları mahal̃l̃-i kadîminde görünce ağlamağa başladım. Cenâb-ı Ekremülekremîne hamd-ü-senâ ve Ekrem ve Nazîf ile Muzaffere teşekür ve duâ ettim…” (Bu ik̆tibâsımızda, yanlış tel̃affuza mânî olmak için, metnin iml̃âsına müdâhale ettik…)

Hat Levhalarının “harâbîye terkedildiğine” dâir şâyân-ı dikkat̃ bir haber

Buraya kadar vesîkalara müsteniden verdiğimiz îzâhattan anlaşılmış olmalıdır ki Bizans Müzesine tahvîl edilen Ayasofya Câmii’nin devâsâ Hat Levhaları, esâs îtibâriyle, bu “Bizans Müzesi”  imajına uymadığı için yerlerinden indirilmiş ve ayrıca, Bizans eserlerine büyük kıymet atfedilirken Müslüman eserleri horlandığı için bunların nezîh şartlarda muhâfazası dahi düşünülmemiş, yerde, âdetâ rutûbetten, bakımsızlıktan harâb olmıya terkedilmişlerdir.

Bunların hak̆îkaten “harâbîye terkedildiğine” dâir Us kardeşlerin (Vakit’le berâber dîğer gazeteleri olan) Haber Akşam Postası’nın 14 Nisan 1939 târihli nüshasında (s. 2) şâyân-ı dikkat̃ bir haber görülüyor. Bunda, en mühim husûs olarak, mezk̃ûr Hat Levhalarının, Câmi’de, üç senedir bakımsız ve harâb olmıya terkedilmiş bir hâlde durduğu vâkıası têyîd ediliyor. Herhâlde hamiyetli birilerinin harekete geçirdiği Maârif Müfettişleri bu vazıyeti tesbît ediyor, l̃âkin Totaliter Rejim îcâbı, bundan Hük̃ûmeti veyâ daha alt seviyedeki resmî makâmları mes’ûl̃ tutmaktan ictinâb ediyorlar… G̃ûyâ bu hâl̃, “resmî bir emre müstenid” değilmiş! Hâl̃buki Levhalar üzerinde bu kadar büyük bir tasarruf resmî makâmların tâlimâtı hâricinde mümkün olabilir mi? Vazıyetin têvîli de, “özrü kabâhatinden büyük” denilebilecek cinsden: Bunlar, Whittemore’un tasarrufuyle ve Levhaların arkasındaki mozaikleri çıkarmak için yerlerinden sökülüp zemîne istif edilmişler imiş! Binâenaleyh, Bizans Mozaikleri, her biri bir şâheser olan Hat Levhalarından üstün tutuluyor ve birincileri uğrunda ikinciler fedâ ediliyor!

Dîğer taraftan, Gazete, bu tahk̆îkat sonrasında, artık Levhaların yerlerine asılacakları iddiâsında bulunuyor. Hâl̃buki bu, ancak on sene sonra, İbnülemîn Mahmûd Kemal İnal ve arkadaşlarının şahsî gayretiyle mümkün olmuştur…

Haberde bir de şu gülünçlük dikkati çekiyor: Levhalar yerlerinden indirilip Câmi’in kapısından çıkarılamıyacak kadar büyük oldukları görülünce, onları Câmi’de, yerde bekletmek zarûreti doğmuş! Yânî bu işin fâilleri, bir deneme yapmadan, Levhaların kapıdan geçirilip geçirilemiyeceğini hesâblıyamamışlar!

Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin Hat Levhalarının yerlerinden indirilmeleri hâdisesine ışık tutan bu târihî vesîkayı da aynen naklediyoruz:

“Ayasofya camiinin müze haline getirilmesinden sonra yerlerinden indirilip camiin zemin katında bırakılan kıymetli yazı levhalarının bu şekilde üç senedenberi harâbîye [harâbiyete, harâb olmıya] bırakılması sebepleri hakkında Maarif Vekâleti müfettişlerinin tahkikat yaptıklarını yazmıştık.

“Bu husustaki tahkikatın şimdiye kadar büyük Türk hattatı İzzet Mollanın ölmez eseri olan, beheri yedişer metre boyundaki Allah, Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan ve Hüseyin levhalariyle gene hadîs ve âyât-ı kerîme levhalarının hiçbir resmî emre müstenid olmadan indirildiği neticesini vermiştir. Fakat levhaların bir zaruretle indirilmiş olduğu da anlaşılmaktadır.

“Amerikalı profesör Withmor [Whittemore] Ayasofya mozayiklerini meydana çıkarırken sıra bu levhaların arkasındaki mozayiklere gelmiş ve Azrail, Cebrail ve Mikâili temsil eden mozayikler bu levhaların arkasında bulunduğundan levhaların indirilip mozayikler işleninceye kadar müzeye nakli derpiş edilmiştir. Fakat levhalar inince Ayasofyanın kapısından çıkmadığı görüldüğünden zemin katında bırakılması zarureti hasıl olmuştur.

“Türk yazı san’atının bu ölmez eserleri tekrar yerlerine konulacaktır.” (Haber Akşam Postası , 14.4.1939, s. 2)

 

WhatsApp Image 2022-11-26 at 12.37.37.jpeg 

(Fanatik Kemalist) Mehmet Asım, Hakkı Tarık ve Hasan Rasim Us kardeşlerin Haber Akşam Postası gazetesinin 14 Nisan 1939 târihli nüshasında (s. 2), Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin her biri bir şâheser olan târihî Hat Levhalarının yerlerinden indirilip “harâbîye bırakıldığını” têyîd eden (târihî kıymeti hâiz) haber…

***