17 Nisan 2019

Babam içerse ben de içerim

Ben olayı hayretler içerisinde kalarak dinledim. Buyrun sizde ibretle okuyun. Bir yakınım anlatıyor. Telefonda sesi titreyerek… Ağabeyime misafirliğe gitmiştim, diyor. Ve devam ediyor. Orada gördüğümde gözlerime, duyduğumda kulaklarıma inanamadığım bir olayla karşılaştım. Benim “Hayırdır inşallah, seni bu kadar da etkileyen olayda neymiş?” şeklindeki sorum üzerine yakınım yazımızım muhtevasını teşkil edecek olayı şöyle anlatıyor: “Daha üç yaşına bile girmemiş olan yeğenim oturduğu yerden kalktı, sanki eliyle koymuş gibi babasının cebinden çakmağı ve sigarayı aldı. Kırk yıllık bir tiryaki ustalığı ile sigarayı yakıp, içmeye yeltendi. Bu durumu görünce hemen yerimden fırlayıp çocuğun elinden çakmağı ve sigarayı alıp, ona şöyle dedim: Bir daha bunu yapma tamam mı? Çünkü bu sigara çok pis, zehirli. Bunu içenler hasta olur, ölür. Benim bu telkin ve tembihlerime küçük yeğenim öyle bir cevap verdi ki günlerdir hala etkisindeyim.” “Bu sigara pis değil. Çünkü onu babam içiyor. Sigara zehirli olsaydı hiç babam içer miydi? Babam her gün sigara içiyor. Ama hiç hasta olmuyor. Banane banane… Babam içiyor, bende içeceğim.”

***

Peki, yukarıda anlattığım olay bize ne söyler. Ya da başka bir deyişle biz bu bahsi küçük bir çocuğun şirinliği olarak görüp gülüp geçecek miyiz? Sizi bilmem fakat ben bu afacanın yaramazlığına gülüp geçemiyorum.  Görüyorsunuz gülüp geçemediğin gibi yazmadan da geçemiyorum. Daha üç yaşına bile girmemiş bu küçük yavrunun teşebbüs ettiği büyük tehlike bana şunları düşündürdü.

Çocuklar söylediklerinizi değil yaptıklarınızı yaparlar diyen uzmanlar; meğer ne kadar da haklıymış.

Sevgili Peygamberimiz ne güzel buyurmuş: “Hiçbir baba evladına güzel ahlaktan daha güzel bir miras bırakmış olamaz.”

Şu hadisi şerifte çocuk eğitiminde anne babanın rolünü veciz bir şekilde bakın nasıl ortaya koyuyor. “Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra anne babası onları Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.”

Çocuklar toplumun aynası ve sosyal hayatımızın fotoğrafını çeken müstesna birer sanatçıdır.

Çocuk yalanı yanlışı bulunmayan en doğru haber bültenidir.

Kötü alışkanlıklara müptela olmaktan daha kötü bir şey varsa oda etrafımızdaki insanlara kötü örnek olmaktır.

Evde anne baba, okulda öğretmen, camide imam, atölyede usta, kışlada komutan… Bunların her biri çevresine iyi veya kötü birer örnektir.

Bizim oralarda bir atasözü var. “Ağaca çıkan keçinin ağaca çıkan oğlağı olur…”

Sadece anne babalar değil komşularda insan hayatında derin izler bırakır. Yine bizim oralarda şöyle derler: “Komşusundan huy kapan, ayranına su katar.”

Ey çocuğunun güzel ahlaklı, terbiyeli, edepli ve iffetli olmasını isteyen anne babalar! Çocuğunuz yanında ahlaksızlık yapmayın ki onlarda ahlaksız olmasınlar. Siz kötü alışkanlıklardan uzak durun ki onlarda uzak dursunlar. Siz onların yanında yalan söylemeyin ki onlarda insanlar arasında yalan söylemesinler.

Çocuklara güzel bir iz, doğru bir söz bırakmak bazen bir servet bırakmaktan daha önemlidir.

Çocuk bir kitaptır. Anne baba o kitabın müellifidir.

Bir bahçedir çocuk... Anne baba o bahçenin birer bahçıvanıdır.

Bir duadır çocuk... İnsanın duasını Rahman'ın kabulüdür.

Bir hamurdur çocuk… Anne babanın elinde şekillenir.

Bir şiirdir çocuk… Anne baba onun şairidir.

Bazen tek başına bir millet, bazen tek başına bir ümmettir bir çocuk. Anne baba o çocuğun yetiştiği hayat mektebinin ilk öğretmenidir.

Çocuk gördüğünü yapar. Duyduğunu söyler. Öğrendiğini yaşar. Çevresinin yaptığını yapar.

İnsan hayatı ikiye ayrılır: İnsan çocukluğunda ve gençliğinde örnek alır. Sonraki hayatında örnek olur.

Yıllar önce okuduğum iki çocuk arasındaki şu muhteşem diyaloğu hiç unutmam. Sokakta karşılaşan iki çocuktan birisi diğerine karşı babası ile şöyle övünür. “Benim babamın kocaman yumrukları var. Senin babanı döver.” Diğer çocuğun bu öğünmeye cevabı bilgecedir. “Benim babamın da kocaman yüreği var. Senin babanı sever.”

Sadece Fatih Kısaparmak değil hepimiz “Bu adam benim babam!” der ve hayatımızın en azından belli bir döneminde babamızı örnek alırız.

Örnek aile; mutlu çocuklar, huzurlu toplum demektir.