Bağımsız gazeteci ve kaliteli okur ilişkisi
Ekonomi ile ilgili o kadar yanlış uygulamalar yapılıyor ve bu yanlış uygulamalara da bir o kadar yanlış öneriler getiriliyor ki, arzu ettiğim güncel başka konularda yazacak zaman bulamıyorum. Bütün gazetelerin ekonomi köşe yazarlarına bakıyorum, mevcut ekonomik anlayışın ürünleri gibi. Ne yalan söyleyeyim onlar adına içim kararmıyor değil.
Ekonomi köşe yazarları, mevcut sistemi uygulayan ekonomi bakanlarına; geçmişte uyguladıkları politikaları sanki bir kurtuluş reçetesi sunarak, üst perdeden yeni bir öneri sunuyormuş gibi, okurların önüne konan yazılarla çözüm öneriyorlar.
Elbette ekonomik sorunları çözmek, siyasal bir iddia ile çıkmış partilerin ekonomi kurmaylarına aittir. Bu çözüme katkı sunmak, onların yanlışlarına yanlış, doğrularına doğru demek gazeteciliğin en erdemli ilkelerindendir. Bu ilkeye bağımlı kalmadan halkımız aydınlatılamaz, siyasilerimize yol gösterilemez. Adil bir gazeteci de olunamaz.
Köşe yazılarına baktığımızda ortak bir söylem olarak ‘'Özellikle üretim ve istihdam konusuna dönük adımların bir an evvel atılması gerekiyor. Sanayicinin önünü daha net görebilmesi açısından, yatırıma, üretime, ihracata harcanacak pay artırılmalıdır'' deniyor. İyi de nasıl ? Sizin bu ve benzeri söylediklerinizi hükumet yetkilileri zaten mevcut sistemin sağladığı olanaklar çerçevesinde yapıyorlar.
Neden sonuç değişmiyor ?
Eğer sonucu uyguladığınız yöntemlerle değiştiremiyorsanız, ya labovatuvarınızda yeterli teçhizat yoktur, ya labovatuvardaki kişi yanlış kişidir.
Bir çok ekonomi yazarının sonuca gidemeyişinin nedeni gibi, hükumetin ekonomik politikalarını uygulayan ekonomi kurmaylarının çözüm önerileri olarak beslendiği yer aynı. Çözümmüş gibi kullanılan politikalar, bugün bir yeri onarıyor gözüküyorsa, yarın daha büyük bir şekilde soruna neden oluyor.
Mesela KOSGEB destekleri... Kobilerin ekonominin manifestosu olduğu gerçeğinden hareketler, faizsiz (!) kredilerin verildiğini biliyoruz. Bu verilen kredilerin ilk yansımalarını, sonuçlarının önüne geçiren ekonomi köşe yazarları, sistemin önerdiği çözüm önerilerine bağımlı düşünerek, sonuçla hiç ilgilenmiyorlar. Verilen krediler üzerine yeni faizsiz kredi verilmesi, sorunu çözdüğüne mi delalet eder, yoksa bir sarmal olumsuz işleyiş biçimine mi?
Eğer okurlarınıza ve milletinize karşı sorumluluğunuzun biraz farkındaysanız ve bu farkındalığı önemsiyorsanız, sonuçlar üzerinden çözüm önerileri üretirsiniz. Bu ürettiklerinizle yöneticilere önerilerde bulunarak yol gösterir milleti aydınlatırsınız.
Kaliteli okur ‘'sonuç nedir ? '' sorusunu sorar ve çözüm önerisinin sonucu nasıl etkilediğini takip eder. Maalesef ekonomi köşe yazarlarının bir çoğu, çok şey yazıp söylemekle okurun zihninde kavramsal bir kaosa sebebiyet vermektedir. Bu söylediklerim ön yargılarım değildir. Okurların ekonomi konusundaki genel durumunu ortaya koyan tespitlerimdir.
Okur ne ister ?
Ekonomi yazarı, bir ekonomi muhabiri gibi yazamaz. Onu zaten haber statüsünde gazete yapıyor. Ekonomi yazarı, olayı iyice kavradıktan sonra yorumlayacak, olayın gelişmesinin nedenleri ve sürecini ortaya koyacak. Bu gelişme hangi enstrümanlarla nereye götürülüyor, tespit edecek. Halk bundan nasıl etkilenecek gibi gidişatı gösterecek.
Buraya kadar getirip çözüm önerileri sunmuyorsa yine eksiktir. Sorunu tespit edebilen, gidişatını ortaya koyabilen, bu gidişatına itiraz edebilen bir ekonomi yazarı, çözüm önerilerini de sunabilmelidir. Bağımsız bir düşünce yapısını kazanamamış ekonomi yazarları, kendilerini tekrar ederler.
Bir takım yanlış iktisadi politikaları eleştirmek yeterli kabul edilemez. Eleştiri gücüne haizseniz, çözüm önerisine de ulaşmak zorundasınız. Yada az olan okur potansiyelimizi zehirlemeden köşeyi terk edeceksiniz.
Selam ve dua ile...