İş yoğunluğu ve seyahatlerimiz dolayısıyla yazılarımıza bir süre ara vermek zorunda kalmıştık. Bu süre zarfında kelimenin tam manasıyla dünyada bir Trump fırtınası esti, neredeyse imzaladığı her kararname olay oldu. ABD'nin başkanı bir anda tüm dünyanın problemi haline geldi/getirildi.

Trump'ın muhtemel planlarını ve politikalarını bir başka yazıya bırakarak bugün 20 yıl önce basılmış bir romandan bahsedelim. İngiliz yazar Jack Higgins dünyanın en ünlü romancıları arasındadır ve günümüze kadar yayınlanmış olan yaklaşık 84 kitabı 160 milyon adet satılmıştır. Ama Higgins'i asıl ünlü yapan kitap, II. Dünya savaşında Almanlar'ın İngiliz başbakanı Winston Churchill'e bir grup Alman askerinin cephe gerisine paraşütle inerek suikast yapma planını konu alan “Kartal Kondu” kitabıdır. Sinemaya da uyarlanan bu kitap Higgins'e dünya çapında bir ün kazandırmış ve kitapları dünyanın pek çok diline çevrilmiştir. Ülkemizde de kitapları Türkçe'ye çevrilen Higgins'in 1997 yılına kadar basılan kitaplarının hemen tamamının konusu II. Dünya savaşının gizemli istihbarat operasyonları, İrlanda – İngiltere çatışması ve Çin merkezli konulardır.

Ülkemizin 28 Şubat darbesi ile yüz yüze kaldığı sıralarda piyasaya çıkan “Başkanın Kızı” isimli kitabında Jack Higgins birdenbire konu değiştirerek Ortadoğu bölgesine yönelir. “Başkanın kızı” kitabının konusu kısaca şöyledir:

ABD başkanlığına adaylığını koyarak seçilen Jack Cazalet, geçmişte yaşadığı bir ilişkiden bir kız çocuğunun olduğunu birkaç sene önce öğrenmiştir. Bu durumu bilen bir grup İsrailli terörist yeni seçilen ABD başkanın kızını kaçırırlar. Amaçları, başkanın kızını kullanarak Pentagon tarafından yıllar önce hazırlanan ve seçilen her Amerikan başkanının önüne getirilen ama hiçbirinin uygulamaya koymadığı bir planı şantajla uygulatmaktır. Plana göre kaçırdıkları kızın öldürülmemesi karşılığında ABD başkanından Pentagon'un hazırladığı “Nemesis harekatı” (İntikam tanrıçası ya da ezeli düşman) kod adlı planı işlerliğe koymasıdır.

Bu plana göre Amerikan hava kuvvetleri nokta operasyonları yaparak Irak, Suriye ve İran'ın nükleer araştırma merkezlerini, kimyasal silah fabrikalarını, nükleer tesislerini ve altyapılarını tamamen ve bir kerede yok edecektir. Balistik füzeler ve nükleer başlıklarla İran Deniz Kuvvetlerinin Bandar Abbas'ta bulunan ana üssü ve bu üç ülkenin ordu karargahları yok edilecektir. Yani, İsrail ve ABD'nin çıkarlarını tehdit eden Irak, Suriye ve İran bir kerede ve nükleer silahlarla tamamen etkisiz hale getirilecektir. Irak'ın Kuveyt'i işgali sonrasında Pentagon içinde “Gelecek Projeleri Komitesi” tarafından hazırlanan bu çılgın planı uygulamak için ABD ordusu içinde istekli birçok general vardır ve planın uygulamaya konması için her yılın başında ABD başkanına onay için sunulmaktadır.  ABD başkanları ise bu çılgın planı hiçbir zaman uygulamamaktadır. İsrailli teröristlerin amacı yeni başkana bu planı uygulatmaktır.

Kitabın konusu kısaca böyle. Bu kitabın Irak'ın işgalinden 6 sene önce yazıldığını hatırlatalım.

Yazımıza yeni seçilen ABD başkanı Trump'tan ve çılgın kararnamelerinden bahsederek başlamıştık. Trump'ın kabinesinde yer alan bazı isimlere bakalım:

“Trump, Savunma Bakanlığı için "Kuduz köpek" lakaplı emekli General James Mattis'i seçti. 66 yaşındaki Mattis, ABD Başkanı Barack Obama'yla İran konusunda fikir ayrılığı yaşadığı için emekliye ayrılmıştı. James Mattis, 44 yıllık görev süresi sırasında ABD'nin Afganistan ve Irak işgallerinde önemli roller üstlendi. Felluce'de 2004'teki kanlı çatışmaları yöneten Mattis, 2005 yılında San Diego'da askerlere yaptığı konuşmada "Bazı insanlara ateş etmek eğlenceli" demişti. Mattis, ABD'nin Ortadoğu'daki sorunlara yeterince müdahil olmamasının DAEŞ ve diğer aşırıcı ideolojilerin yükselmesine katkı sağladığını savunuyor.”

“Trump, İç Güvenlik Bakanlığı'na emekli general John Kelly'i seçti. Trump, emekli general John Kelly'den "yasadışı göçü acilen durdurmasını ve sınır güvenliğini sağlamasını" bekliyor. Kelly'nin ilk icraatlarından birinin istihbarat teşkilatları ile polis kuvvetleri arasındaki bağları kuvvetlendirmek olacağı ifade ediliyor. John Kelly 50 yıl ABD ordusunda görev yaptıktan sonra geçen sene emekli oldu. Görevde olduğu dönemde, ABD Senatosu'nun Meksika sınırı ile ilgili sorularını yanıtlarken verdiği sert yanıtlarla Trump'ın dikkatini çekti. Halkın Kelly'ye sempatisinin nedeni ise, bir oğlunu 2010 yılında Afganistan'da kaybetmesi. Kelly, Obama yönetiminin izlediği politikaların Ortadoğu'da İran'ı güçlendirdiğini de öne sürüyor.”

“ABD Başkanı Donald Trump, İçişleri Bakanlığı için Temsilciler Meclisi'nin Montanalı üyesi Ryan Zinke'i seçti. (…) 55 yaşındaki Ryan Zinke, 23 yıl Amerikan Deniz Kuvvetleri'nde görev yaptıktan sonra 2008 yılında emekli olarak siyasete atıldı. Irak'ın işgalinde özel birliklere komuta eden Zinke (…)”

 İnsanlara ateş etmekten zevk alan, kuduz köpek lakaplı, Irak soykırımı sırasında özel kuvvetleri yönetmiş olan, ya da Müslüman ülke topraklarında insanlara saldırırken öldürülen oğlunun acısıyla tutuşan birbirinden sapık bu adamlar Trump'ın kabinesinden sadece birkaç örnek. Michael Flynn gibi tiplere ise hiç değinmiyoruz çünkü anlatmaya sayfalar yetmez.

Geçen senenin Kasım ayında yapılan ABD başkanlık seçimleri bir ilke imza attı. İki adayın da damadı Yahudi idi.

Trump'ın damadı Jared Kushner Manhattan'da Kehilath Jeshurun Ortodoks Sinagoguna bağlı.  Kaşerut kurallarını uyguluyor ve çocuklarını Yahudi olarak yetiştiriyor. Eşi yani ABD başkanı Trump'ın kızı Ivanka Trump Ortodoks hahamı Haskel Lookstein'ın sinagogunda Yahudilik eğitimi alarak dinini değiştirdi. Kendisi Şabat ve kaşerut kurallarına dikkat ettiğini dile getiriyor.

Clintonlar'ın kızı Chelsea'nin eşi Marc Mezvinsky zaman zaman eşi Chelsea ile sinagogda görünüyor. Kızını hem Yahudi hem Metodist geleneklere göre büyütüyor.

 Biliyorsunuz, geçmişte krallıklar, beylikler arasında savaşları ve düşmanlıkları bitirmek ya da ittifaklar yapmak için kız verilir kız alınırdı.  Yani evlilikler de bazen bir nevi rehin alma / rehin verme yoludur. Allah bu çiftleri mesut etsin ve yuvalarını daim kılsın, mutluluklarında gözümüz yok ama bu birbirinden “yakışıklı” damatları görünce insanda bu damatların “Yahudilik harici ne tür meziyetleri var acaba” sorusu akla geliyor. 

 Hani bilmesek ABD başkanlık seçimlerinin senaryosunu romancı Jack Higgins yazdı ve İsrailli teröristlerin romanda ilkelce kız kaçırarak yaptıkları şey şimdi daha medeni bir şekilde yapılıyor diyeceğiz.

 Neyse siz siz olun romanlarla gerçek hayatı birbirine karıştırmayın. Bu haftanın bir iki haber başlığıyla yazımızı noktalayalım…