21 Eylül 2023

Batı toplumu: Dinden çıkan bir toplumun nerelere gidebileceğinin en acı örneği

Son dönemde yaşanan gelişmeler, Batı toplumunda büyük bir değişimi işaret ediyor. Devlet kurumlarından dini kurumlara kadar neredeyse her yerde LGBT bayrakları dalgalanıyor. Ağır bir saldırı var. Bu, sadece bir sembolik değişiklik değil, aynı zamanda bir toplumun değerlerindeki büyük kaymayı da ifade ediyor.

 

Netflix, Disney, Mubi gibi platformlar, neredeyse hiç LGBT olmayan içeriklere yer vermiyor. ABD'de çocuk kitaplarında, 8-9 yaşındaki çocukların cinsiyetlerini değiştirmeleri ve kendilerini eşcinsel olarak tanıtmaları teşvik ediliyor. Kanada'da, kızını erkek olarak görmeye devam eden bir baba, psikolojik taciz suçlamasıyla tutuklandı. Çocuk, "Ben bir erkek olacağım" demiş olsa da, baba kızına "Kızım" demeye devam ettiği için tutuklandı. Bu olay, cinsiyet kimliği konusundaki hassasiyetin yasal sonuçlarına işaret ediyor.

 

Yaşanan bu olaylar, Batı toplumunda büyük bir değişimin göstergesi. Elbette, bu gerçeğin ardında daha derin bir hakikat yatıyor. O DA Batı'nın dinden çıkmasI…

 

Batı toplumları, din ile savaşırken bir anda din ahlaki temellerinden yoksun kalmış gibi görünüyorlar.  Aile değerlerini ve doğru yaşam ilkelerini kaybediyorlar.  Bu, toplumun açık bir çöküşünü ifade ediyor.  Batı toplumu, derin bir değişim sürecinden geçiyor ve bu değişim, hem iç dinamiklerle hem de uluslararası ilişkilerle karmaşık bir şekilde örülü.

 

Ancak şunu kabul etmek gerekiyor: Eğer Batı, dinin etkisini yitiriyorsa, bu sadece Batı'nın değil, dinin de bir kabahati olabilir.  Daha doğrusu Batı’daki Kilise’nin kabahati.

 

Din, birçok toplumsal işlevi yerine getiren bir kurumdur. Ancak son 300 yıldaki birçok gelişme, dinin sunduğu bilgileri sorgulatmış ve alternatif bilgi teorileri ortaya çıkmıştır. Dinin ve onun vaazının tam karşısında duran Batı’nın bugün geldiği nokta büyük çöküşü işaret ediyor. Bu sadece bir abartı mı? Önümüzdeki yıllarda daha fazla bilgi ve anlayışla izlemeye devam edeceğiz.

 

***

 

Kürtçe, atasözleri ve deyimler açısından neden Türkçe'den daha zengin bir dildir?

 

Tüm diller, atasözleri ve deyimleri içerir, ancak zamanla yazılı dil sözlü dilin yerini almaya başladığında, özellikle Batı Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi, atasözleri ve deyimler arka plana itilir ve unutulur.

 

Okul eğitimi alan toplumlar arasında kuşaklar boyunca, özellikle de atasözleri ve deyimler konusunda bir gerileme olduğu çok açıktır. Örneğin 17. yüzyıl İngilizcesine baktığınızda, çok sayıda atasözü ve deyim içeren bir dil zenginliğine sahip olduğunu gözlemleyebilirsiniz ancak bugünün İngilizcesinde atasözleri ve deyimlerin azalması, kültürel değişimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar.

 

Yazılı dil ve okullaşma, anonim bilgelik ifadesi olan atasözlerinde ve deyimlerde zayıflama ve azalmaya neden olur. Bütün dünyada olan şey Türkiye’de de Türkçe ve Kürtçe’de çok net bir şekilde görünmektedir.