03 Mart 2019

Belediyeler siyasetin tarlası mı?

Günümüz demokrasilerde bilinen iki büyük seçim yapılıyor. Bunlardan biri merkezi yönetim bir diğeri ise yerel seçimlerdir.

Bir ülke kaderini, bu iki seçimle gelen insanların alacağı kararlarla belirliyor. Bu kararlar ; hukuk düzenini, iktisadi düzeni belirleyen aktif siyasetin ürünü.

Ülkede iyi giden şeylerin sahibi, müsebbibi nasıl siyasiler ise, kötü giden şeyin sorumlusu da siyasilerdir.

 

 Böylesi büyük bir sorumluluğun karşısında sorulması gereken soru şudur;

Ülkenin kaderini seçimle iş başına gelmiş insanların belirlemesi ne kadar doğrudur?

Bu büyük sorumluluğun yükünü tamamen seçimle iş başına geldi diye siyasiler mi çekmek zorundadır ?

Bu sorumluluğun paylaşılması sadece emir  ilişkisi içinde bürokrasi ile çözülebilir mi?

 

Siyasilerin bürokrasiden yaptığı şikayetlerin ayyuka çıktığı ülkemizde, yeni bir siyasal yönetimin güçlü yapılanması,  bahaneleri de ortadan kaldırmış durumdadır.

Yerel seçimlere baktığımız zaman, kullanılan siyasi söylemlerle millet ikiye bölünmüş.

 Tanımlamalar karşı tarafı terör ile suçlayacak bir dil kullanmaya kadar gidebiliyor.

Oysa yapılan seçimler halka hizmet için en iyi adayı seçmek. Nasıl oluyorsa hizmet yapacak olan bu insanlara siyasal söylemlerle hizmet liyakati verilebiliyor?

Hepimiz biliyoruz ki belediye başkan adayları, ya partiye çok yüklü  parasal destek verenler içerisinden, ya da teşkilatın içerisinde uzun yıllar hizmet etmiş birini ödüllendirmek şeklinde belirleniyor.

Çok istisnadır ki kabiliyetli proje sahibi  insanlarımıza siyasiler ulaşarak aday yapıyor. Maalesef inancımız o ki bize göre bu tutumları, onların açısından mesele seçimin kazanılmasıdır. Beklentilerine parti yönetiminden cevap alamayan ilçe teşkilatlarının toplu olarak istifalarına şahid olduğumuz siyasi yapı arenasında , yerel seçimlerin de adayların da  seçilmesi ile ilgili yeni bir sisteme  ihtiyaç vardır.

 

Mevcut düzende, seçilmiş belediye  başkanları, belediyeleri mensup olduğu partinin tarlasına çeviriyor. Seçim boyu çalışan partililer de belediye imkanlarından, belediye başkanı çevresini kuşatarak en üst düzeyde istifade ediyor. Halk ne belediye başkanını belirliyor, ne de  belediye meclis encümenlerini.

Birilerinin seçtiklerini seçmek zorunda kalan halk oluyor.

Bunun doğal bir sonuç olduğunu söylemek, ancak öğretilmiş çaresizlik  içinde kabul edilebilir. Madem belediyelerin temel amacı halka en yakın hizmet kurumu olarak oluşturuldu, o halde belediyeleri bütün siyasi bağımlılıktan kurtarmak lazım.

 

Aktif siyasetin eli belediyelerden çekilerek; yeni bir  model diyebileceğimiz belediye yapılandırmaları tamamen o yöredeki halkın belirleyeceği halk meclisleri tarafından seçilmesi gerekiyor. Yani belediye meclislerinden önce halk meclislerinin oluşturulması gerekiyor. Halk meclislerini de halkı temsil edecek STK lar oluşturacaktır.  Bölgedeki bütün Sivil Toplum Örgütleri proje üreten ve bu proje karşılığında bütçe alan sivil toplum  örgütleri olacak.

Proje üretiminde ve bu üretilen projelerden istifade edilmesi konusunda tüm Türkiye çapında projelerden  istifade edilebilinir.

Sorunları doğru tespit etmek, halkı yerel yönetime tamamen STK üzerinden, denetleyici ve destekleyici bir konuma taşımak çok daha başarılı sonuçlar almamızı sağlayabilir.

Bir başka önemli konu, yerel yönetimlerin finansman sorunudur. Bütün kurumların en büyük sorunu olan finansman, bizim önerdiğimız Taban Ekonomisi modelinde başlı başına yep yeni bir finans modelidir. Bu modelin uygulanması için sadece bir kaç yasal değişiklik gerekiyor. Hukuksal zemin oluşturulduktan sonra, hiç bir yerel yönetimin borçlanmaya da  gerek kalmadan, halka çok rahat hizmetlerini götürebilecektir.  Bu konu  başlı başına müstakil başka makalelerin konusu olup, mevcut durumdaki belediye yapısında dahi arzulandığında uygulanabilir.

Belediyeler yapısal değişikliğe giderek, gelir kaynaklarını aktif ülke yönetiminin kalkınmasına yönelik hamleler yapılabilir. Ve gereksiz faiz giderlerine hizmet eden bir çok vergi halkın üzerinden kaldırılabilir. Olması gerekende budur.

Bu yeni bir yerel yönetim modeli olarak uygulandığında, alınan olumlu sonuçlardan sonra ne kadar geç kalındığı görülecektir.

 

Selam ve dua ile

Yunus EKŞİ