07 Ekim 2020

BİR İL MÜFTÜSÜNÜN HATIRALARI

Emekli müftü  Mehmet Cemal Sebük, hatıratını tahlile  geçmeden önce emekli müftü  M. Cemal Sebük hoca'yı kısaca tanıyalım.

M.Cemal Sebük 1940 yılında Manisa'da doğdu. İlkokulu ve hafızlığı Manisa'da bitirdi. Ulu Cami imam hatibi Basri Efendi'den 3 yıl özel Arapça ve fıkıh dersleri aldı.

1963 yılında da İstanbul İHL'den,1968 yılında da İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nden mezun oldu.

Daha sonra Salih Paşa Camii'nde imam hatiplik, Sultan Selim Camii'nde cuma hatipliği, Marmaris, Fethiye, Kartal ve Zeytinburnu'nda ilçe müftülüğü yaptı. 3 yıl Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde geçici süreyle din görevliliği yaptı.

Muğla, Uşak, Zonguldak ve Burdur'da il müftülükleri yapan M. Cemal Sebük 1996 yılında emekli oldu. Hayat ve hatıratının hasılasını 2018 yılında Çıra yayınlarından çıkan ‘'Molla'' Bir İl Müftüsünün hatıraları'' kitabıyla ilgililerin istifadesine sundu.

 

HATIRATLAR  HATIRLIDIR

Bir ömürlük tecrübenin bir kitapta toplandığı hatıralar, benim nezdimde hayli kıymetli ve hatırlıdır. Bundan dolayı bendeniz hatırları yakından takip eder, ilgi ve dikkatle okumaya gayret gösteririm.

Din hizmetlerinin hangi sahasında görev yaparsa yapsın, söyleyecek sözü ve yazacak hatıraları olan bütün din gönüllülerine adeta kulak kesilirim.

İmam hatiplikten ilçe müftülüğüne, yurtdışı din hizmetlerinden il müftülüğüne çeşitli unvanlarda 30 yıl din hizmeti sunmuş emektar bir müftünün hatıratını da bu gözle ve bu niyetle bir solukta okudum. Hatırat, üzerinde uzun uzun konuşmayı, detaylı değerlendirmeler yapmayı ziyadesiyle hak ediyor.

Bendeniz yazının hacmini zorlamamak adına hatıratın satır aralarından tadımlık iktibaslarla iktifa etmek istiyorum.

 

HATIRAT NİÇİN YAZILIR?

Mehmet Cemal Sebük, hatıratının hemen başında hatırat yazmasının sebeplerini şöyle açıklıyor;

1-Anıları ferdilikten çıkarıp, sosyalleştirmek.

2-Cumhuriyet tarihinde hatırat yazan müftülerin azlığı.

3-Hatırat yazarak (düşüncelerini ve yaşadıklarını paylaşarak) can sıkıntısını gidermek.

 

HAFIZLIK SABIR İSTER

M.Cemal Sebük hafızlık sürecini anlatırken şöyle diyor;

‘'13 kişi olarak başladığımız hafızlık eğitimini 2 kişi olarak tamamladık.''

Evet hafızlık karar ister, istikrar ister, sabır  ve istikamet ister.

 

ASMALARA  NUTUK AT

İstanbul İmam Hatip Lisesinde talebe iken yazılılardan yüksek not alıp, sözlülerde kendini ifade edemediği için düşük not alan M. Cemal Sebük konuyu Edebiyat öğretmeni Lütfullah Sami Akalın'a açtığında ondan bir insanı edib ve hatip kılmaya yetecek şu mühim tavsiyeleri alır;

‘'Cemal, özgüven kazanmak istiyorsan bol bol spor yap, eve git duvarlara nutuk at, masanın üzerine saati koy saat hakkında beş dakika konuş, ne bulursan oku, Manisa'ya gittiğinde asmalara nutuk at''

 

SİZİ DOĞMADAN BOĞMAK İSTERLER

 

İnsanın hayatında öyle öğretmenler vardır ki öğrencilerin ufuklarını açtıkça açarlar. İşte Mehmet Cemal Sebük'ün ‘'hocam biz bu okuldan mezun olunca n'olucaz?' sorusuna Kur'an-ı kerim hocası Hüseyin Karagözoğlu'nun verdiği muhteşem cevap.

Hocanın cevabı o günlerin Türkiyesi'ni resmetmesi bakımından hayli anlamlı.

 ''Siz okuyup kendinizi yetiştirmeye bakın. Allah kerimdir. Sesinizi de çok çıkarmayın. Çünkü sizi doğmadan boğmaya çalışanlar var.''

 

YARIM DOKTOR CANDAN EDER

 

Kitabında askerlik hatıralarına geniş bir yer ayıran Mehmet Cemal Sebük, farklı bir branştaki doktorun yaptığı dil ameliyatından çektiği acıları ve yaşadığı sıkıntıları öyle anlatıyor ki insan yarım doktor candan eder sözünü hatırlamadan geçemiyor

 

GAYRETİN SEMERESİ

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 3 yıl görev yapan Mehmet Cemal Sebük'ün Kıbrıs hatıraları da oldukça dikkat çekici.

17 kişilik cami cemaatinin 1 yıllık çalışmayla 100 kişiye çıkması insana ''İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.'' ayetini hatırlatıyor.

 

MİMBERDEKİ GÖZYAŞLARI

Mehmet Cemal Sebük'ün Kıbrıs hatıralarında yer alan şu anektod camiler ve din görevlileri için cemaatin ne anlama geldiğini anlatması bakımından hayli manidar:

-Bir Cuma günü müftü yardımcısı bizi Dipkarpas köyünde görevlendirilen Orhan İnce ile beraber aynı güzergahta olan Yarköy'e götürüyor.

Cuma namazına yetişiyoruz. Cami hoparlöründen köye hoca geldiğini duyurmamıza rağmen 5 kişiye Cuma namazı kıldırıyorum(!)

2 kişide bizimle geldiğine göre  demek ki köyden ilan etmemize rağmen Cuma namazına gelen 3 kişi var(!)

Minberden besmeleden sonra hutbeye giriş dualarını okuyup, ağlayarak iniyorum. Namazdan sonra bu köyde kalmamaya karar veriyorum.

 

Ne diyelim? Allah (c.c) hiçbir İslam beldesini camisiz, hiçbir camiyi imamsız-müezzinsiz hiçbir imam ve müezzini de cemaatsiz bırakmasın.

Bir kaç söz... Mehmet Cemal Sebük'ün Marmaris ilçe müftülüğünden Burdur İl Müftülüğüne geçen sürede yaşadıkları bir bütün olarak okunduğunda; okuyucu kendisini akıcı, sürükleyici, dertler, dersler ve ibretlerle dolu aksiyon filmlerini aratmayacak ölçüde heyecan verici zorluklar karşısında adeta nefes kesen birçok mücadele öyküsüyle hayli renkli, zengin bir hatırat  deryasının içinde bulacaktır.

 

Biz söz konusu bölümleri ilgili okurların merakına havale ederek hocanın hatıratında yeri geldikçe söylediği birkaç sözü ve duasıyla yazıyı hitama erdirelim.

‘'İdareci adam bütün duyu organlarını açık bulunduracak. Gerçekten huzurla görev yapmak istiyorsa buna mecburdur.

İman, ibadet, ilim, ihlas ve samimiyet konularında din görevlisi diğer insanlardan farklı olmak zorundadır.

Yaşadıklarımın hepsini anlatmaya kalksam ciltler dolusu bir eser meydana gelir.

Hizmetin olmadığı  yerde şikayet de olmaz. Hizmetin olduğu  yerde ise şikayet eksik olmaz.

Yeniden dünyaya gelsem yine din görevlisi olmak isterdim.

Rabbimdem 2 şey istedim;

1-Son nefesime kadar kürsüde irşad hizmeti sunmak.

2-Emekliliğimde maddi sıkıntıya düşmemek.''