21 Temmuz 2015

BU 'AKP'Lİ KUŞATMASINI YARIN ARTIK!

Elbette bütün ümitler tükendiğinde, AK Parti'nin önünün kesilmesi için parti içerisindeki "AKP"lilerin devreye sokulacağını biliyorduk.

Bütün enerjisini ERDOĞANSIZ bir Türkiye için harcamaya hazır mihrakların öncelikle tasfiye etmeleri gereken yapı tabii ki AK Parti'ydi.

AK Parti'nin temel değerlerinin birer birer eritilmesi, tasfiye sürecini de hızlandıracaktı.

Bu kurgu üzerine oturtulan senaryo nihayet devrede.

İlk hedef ise AK Parti'yi, ona güç veren en önemli mücadele alanı CHP zihniyeti ile aynı çuvala sokmak. Bunu yapmak için de, "Seçmenin mesajı bu yönde" söylemini ön plana çıkaracaklar, çıkarmaya da başladılar.

Bu arada, "Seçmenin mesajı bu yönde" söyleme meyleden AK Parti içerisindeki kimi isimleri önceleri garipsedik. Öyle ya; verdiği mücadelenin çerçevesini tanımlarken "kefen giydiğini" söyleyen bir liderin kurduğu siyasi hareketin içerisinde, bu mücadelenin en önemli ayağı olan CHP zihniyetiyle aynı çuvala girmeyi kim nasıl savunabilir, kim buna meyledebilirdi!

Hatırlarsanız, Fetullahçı medya başta olmak üzere AK Parti karşıtı kimi kalemşörler, bilhassa 7 Haziran seçimlerinden sonra "AK Parti AKP'lilerden kurtulmalı" diye bir söylem attı ortaya.

Bu söylem çerçevesinde değerlendirdiğimizde, AK Parti'nin CHP ile aynı çuvala girmesine meyleden AK Parti içerisindeki garipsediğimiz isimlerin AKP'liler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

AK Parti'nin, Yeni Türkiye söyleminin altını dolduran en önemli mücadele alanının, toplumu ötekileştiren ve başkalaştıran, farklılıkları reddeden, zenginliklerini ve kazanımlarını belli bir zümreye peşkeş çeken, insanların inancını, dilini, kültürünü rejime yönelik tehdit olarak gören bir zihniyeti tasfiye misyonuna sahip siyasi hareketin, o zihniyetle koalisyon ihtimalinin başka bir tanımı olabilir mi?

Sosyal medyada bu yöndeki tespitlerim ve paylaştırmalarım için "incitici ifadeler" yakıştırmalarını çokça duyuyorum. Dahası bu tarz söylemlerim nedeniyle, "AK Partiyi koalisyon dışı tutmayı amaçlayan AK Partiye yakın kripto paralelci" yaftası bile vuranlar var!

Kimileri de bunun bir strateji olduğunu ifade ederek avuntuya kapılmayı tercih etmiş.

Kullandığım ifadelerin incitici olduğunu iddia edenlere ilk sözüm; bu davayı savunurken kullandığım dil ve yüksek sesi, yine mutlak savunulması gereken bir süreç ve olasılık karşısında kullanıyorsam tabii ki incitici olacak. Ama emin olun bu dil, AK Parti için her şeyinden vazgeçenlerin CHP ile koalisyon olasılığında incinmesinden daha incitici olmaz.

İkinci sözüm, kripto paralelci yakıştırmasında bulunanlara... Bu kadar sığır bir zekaya sahip olunca, CHP ile AK Parti koalisyonunu en çok o Paralel illetinin istediğini ya görmüyorlar ya da asıl kripto paralelci kendileri.

Gelelim bu süreci bir strateji olarak görenlere...

Bu siyasi hareketin kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan, bu hareketi hep güçlü ve dinamik tutarken, strateji adı altında kendi değerleri ile çelişen omurgasızlığa itibar bile etmedi. Tam aksine, o dik duruşu, eğilmeyişi, koşullara teslim olmayışı ve siyasi hesaplar yerine ona destek veren milyonların beklentilerini siyasi duruş olarak tercih ettiği için başarılı oldu. Bu siyasi çizgiden hiç sapmadığı için sadece bu coğrafyanın değil ümmetin de umudu oldu.

Ümmetin bile ümidi olmuş bir siyasi hareketin içerisinde, sırf bu misyonundan dolayı o hareketi itibarsızlaştırmaya yönelik bir çok kumpasa imza atan ve bu ihanet şebekesiyle birlikte hareket edenlerle aynı düşünenleri AK Partili olarak nasıl tanımlayacağız peki!

Yazımın girişindeki AK Parti içerisindeki AKP'liler tanımlamam sizce de yerinde değil mi?

17-25 Aralık'a kadar bu parti için "AKP" adında ısrar edip 7 Haziran sonrasında da "AK Parti'yi AKP'lilerden kurtarmalı" diyen kumpasçı tayfa ve kalemşörleriyle aynı çizgiye gelenlere kimse AK Partili dememizi de beklemesin lütfen...