18 Ekim 2023

Büyük Balık

 

Batı ülkeleri; “Kimsenin kaşına gözüne aşık değiller.” Amaçları çıkarlarına uygun gördükleri ülkelerin başına çöreklenip güçsüzleştirdikten sonra “parçala, böl ve yut” taktiğiyle halkı zorbalıkla kendi egemenliği altında almaktır. Bu emperyalist ülkelerler gözlerine kestirdikleri ülkeleri egemenlikleri altına alıp onların zenginlik kaynaklarına el koyarak sömürmeye devam ediyorlar. Günün birinde o ülke insanları bunun farkına varıp itiraz edeceklerini sezer sezmez de bir bahaneyle başlarına çullanıyor ve halkı birbirine düşürerek, birbirine kırdırarak veya düşman kamplara bölerek sömürüyor. İşte örnekler: Filistin, Irak, Mısır, Libya, Suriye, Afganistan, Pakistan...

Dünya şu anda kurtlar sofrasında paylaşılıyor ve sofraya uzaktan bakanların gözü önünde zenginlikleri peşkeş çekiliyor. Çare nedir diyecekseniz; çare aklımızı başımıza alıp okumak, okumak, okumak ve öğrenmek, öğrenmek, öğrenmek öğrenmek... Eğitim, eğitim, eğitim...

Kitabınızın ilk emri “OKU”dur. Unutmayın hani o haklı olarak yere göğe sığdıramadığımız, en yüksek yere astığımız, maalesef sadece bakıp geçtiğimiz ama hiç açıp okuyarak bakalım bize ne söylüyor diye dokunmadığımız; o çok sevdiğimiz Kur’an var ya, işte onun ilk emri biz inananlara: “OKU”dur.

Bu emperyalist devletler adlarına da bir kılıf bulup birleşik devletler adını almışlardır. Kendilerinin dışındaki devletlerin bünyesindeki topluluklara, demokrasi ve özgürlük vaadinde bulunarak söz konusu toplulukları kendi egemenliklerine alıp akıl almaz entrikalarla bölüp bölüp parçaladıktan sonra, yutmaya hazır lokmalar haline getirip sömürmekte; bu toplulukların kanını emip inim inim inletmektedirler. Kurdukları bu sömürü düzeninin devamı için kukla yöneticilerini “Demokles’in kılıcı” gibi sürekli sömürdükleri bu devletlerin başlarında bulundurmaktadırlar. Kendilerini de dünyanın koruyucusuymuş gibi gösterip bu insanlık dışı uygulamaya kılıf bulmuşlardır.

Bu sömürgeci birleşik devletler, ayrı ayrı ırklardan oluştukları halde ortak çıkarlar etrafında “birleşik” olmuşlardır. Bu BD’lerin yapısına bakıldığında; vatandaşları, kimi siyah, kimi beyaz, kimi de sarı; kimi İngiliz, kimi Slav, kimi Fransız, kimi de İtalyan’dır. Ortada tek ortak şeyleri var; o da çıkardır.

Dünyanın koruyuculuğuna/jandarmalığına soyunan ABD ve onun babası Birleşik Krallık (İngiltere), gibi ülkeler bu işin başını çekmektedirler. Amaçları halkların elinden tutup onları düze çıkarmak değil, onları kendi çıkarları doğrultusunda sömürmektir. Yani bu birleşikler; “Koyun postuna bürünmüş kurt” rolünü oynamaktadırlar.

Günümüzde BD’ler, taktik değiştirerek postmodern bir görünümle sömürüyü modernleştirmişler ve hedef devletin başında bir nöbetçi gibi durarak onların yer üstü ve yer altı zenginlik kaynaklarına el koymuşlardır. Başta petrol olmak üzere bu kaynakların sürekli kendilerine doğru akması için gereken her türlü eylemden de geri kalmamaktadırlar. Bu faaliyetleri gerçekleştirirken insan hakları, demokrasi, ahlak kuralları, etik kurallar, acıma duygusu, vicdan gibi insani değerler ayaklar altına alınmakta ve insan onuru çiğnenmektedir. İşte Afgnistan... 20 yıl sömürülüp bırakıldı... İnsanları aç, sefil, ilaçsız, susuz bırakıldı, kıt olan varlıkları talan edildi. İşte Suriye, Irak, Mısır, Filistin... Bunların hepsine demokrasi, insan hakları ve özgürlük, refah içerisinde yaşamak  vadedilmişti...

ABD’nin ne işi var Ortadoğu’da? Arapların  derdi onlara mı kalmış? Derdi Orta Doğu’yu işgaldir. Çünkü bu topraklarda petrol var. Filistin’i işgal eden ABD’dir. İşte ispatı: ABD dış işleri bakanı; ekim 2023’te İsrail’i ziyaret ettiğinde “Ben bir Yahudi olarak burada bulunmaktayım.” dedi. Yani benim asıl amacım ABD’nin kolu İsrail’in yanında olmaktır. Bugün bütün BATI suspus olmuş insanlık dramını izleyip sevinç naraları atıyor. Dünyanın gözü önünde İsrail başbakanı tehditler savuruyor ve sivillere katliam düzenleyeceğini göğsünü kabarta kabarta söylüyor ama kimse çıkıp “sen bütün insanlığı neden tehdit ediyorsun?” demiyor. “Savaşsa savaş, savaşın kuralları var!” demiyor. Filistin’i işgal eden sen, yüzyıllardır orada yerleşik olan Filistinlileri evlerinden yaka paça çıkarıp kovan ve onların terk etmek zorunda kaldıkları evlerine yerleşen sen, zorbalık yapan sen... Şimdi de “Sivilleri öldüreceğim ve onlara yaşama hakkı tanımayacağım!” diyorsun. Buna kimse ses çıkarmadığı gibi BATI da sırtını sıvazlıyor.

Bugün ABD Orta Doğu’yu işgal etme planını uygulamaya koyuyor. Orta Doğu’da yaşayanların buna önlem almaları gerekir. Bunun için de güçlü olmaları gerekir. “Düşmanın silahıyla silahlanın!” tavsiyesine uymaları gerekir. Dünya teknikte ilerlemişse silahı varsa, yapay zekayla uğraşıyorsa Orta Doğu  halkının da aynı koşullarda donanması gerekir. ”Keşke küçük balık olacağımıza; biz de büyük balık olmanın yollarını arasaydık da, yeni çıkar düzeni olan büyük balığa yem olmasaydık!” Unutulmamalıdır ki küçüldükçe, büyük balığın iştahını kabartmaktan ve cesaretlendirmekten başka bir iş yapılmamış olur. Şu da unutulmamalıdır: “BÜYÜKBALIK, KÜÇÜK BALIĞI YUTAR.”