08 Nisan 2018

Çarşaf konusu derindir 2

En başta şunu söylemek gerekir ki, kadınlara erkekler tarafından zorla çarşaf giydirildiği iddiası kesinlikle yanlıştır. Çünkü hiçbir kadın şiddete maruz kalsa bile çarşaf giymez. Para için hiç giymez. Çarşaf giymek (başlangıçta) nefse o kadar zor gelen bir şeydir ki, sevgi haricinde hiçbir güç bunu mümkün kılamaz.

Bırakın kocasının, babasının zoruyla çarşaf giymeyi, onların kabul etmeyişine rağmen çoğu adamdan daha adam bir duruş sergileyerek, büyük bir mücadele sonucu elde ettiği kazanım ile çarşaf giyen binler kadın vardır ülkemizde. Hiç kimsenin de bu kadınlardan haberi yoktur. Çünkü insanların çoğu, algı ve anlayışlarını medya ve internete teslim etmişlerdir.

Peki, kadınlar neden çarşafı severler?

Bu sorunun cevabını geleneksel, inançsal ve birazda tepkisel sebepler olarak sınıflamak mümkündür.

Geleneksel olarak çarşafı benimsemiş olan kadınlar, yaşadıkları yörede çocukluklarından itibaren annelerinden, ninelerinden ve genel çevrelerinden görerek, tanıyarak benimsemiş ve sevmişlerdir. Ancak günümüzde, modern yaklaşımlar ve moda denen yönlendirici gücün alternatif ve ticari “tesettür” anlayışları geliştirerek çarşafa tavır alması; çarşafın geleneksel rolünü oldukça zayıflatmıştır. Geleneksel olarak çarşaf giyenler çoğunlukla ilerlemiş yaşında büyüklerimiz olup kızları, gelinleri, torunları artık bu geleneksel kıyafeti benimsememektedirler.

İnancından dolayı çarşafı benimsemiş olan kadınlar ise asıl çoğunluğu oluşturur. Geleneksel olarak çarşaf giyenler kadınların aksine yaşları genelde gençtir. Sanılanın aksine içlerinde üniversite mezunları hiçte az değildir. Hatta aralarında geçmişinde tercümanlık, hâkimlik, doktorluk, sanatçılık yapmış olanlar vardır. Burada akla şu soru gelebilir. Neden geçmişinde? İşini ve diğer kazanımlarını neden terk etti? Eğer bu sorunun cevabını sağlıklı bir şekilde düşünebilirseniz empati yapabilir ve çarşaf giyen kadınları gerçek manada anlamaya başlayabilirsiniz.

Bu terk ediş, sesi çok çıkan bir azınlığın “çarşaflı doktor”, “çarşaflı öğretmen” yaygaraları kopararak, zamanında zencilere yapılan ırkçı faşizmin bir benzerini, çarşaflı kadınlara uygulaması ve toplumu sindirmesi ile bazı yasakçı kanunların ve basiretsiz bürokrasinin etkisiyle,  mecburiyete dayalı bir terk ediştir.

Tabii ki bir insanın işini, seneler süren emeklerini bırakabilmesi kolay bir karar değildir. Bunun nedeni inancın bütün sevgilerden üstün olması ve her türlü fedakârlığı göze alma, yerine göre sıkıntı çekme gücünü kişiye kazandırmasıdır.

Mekke'de bütün emek ve geçmişlerini inançları uğruna bırakarak hicret eden güzel insanlar gibi, bugünde inancını bütün yönleriyle yaşamak ve tabii ki bir kadın için çarşaf emrini de hakkıyla yerine getirmek için benzer büyük fedakârlığı yapan güzel insanlar mevcuttur. Buradan anlaşılmasın ki çarşaf giyen bir kadının hayatı çile ile geçiyor. Tam aksine Allah'ın lütuf ve ikramı ile oldukça rahat ve genişlik içinde sosyal bir hayatları vardır çarşaflı kadınların. Onları üzen bazı insanların haksız yadırgamaları ve önyargılı tavırları olur arada sırada. Bunlara da Allah için severek katlanırlar ve kendileri hakkında kötü düşünen insanların kurtuluşu içinde dualar ederler.

Diğer bir çarşaf giyme tercihi olarak bahsettiğimiz tepkisel nedenlerden, bir sonraki yazımızda bahsedeceğiz inşaAllah.