28 Şubat 2017

CHP Allende’nin bile kemiklerini sızlatıyor…

Görüntüde müzmin muhalefet gerçekte vesayetçi rejimin iktidarı olan CHP referandum kampanyası için bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Statükocu sisteme Stockholm Sendromuyla bağlı olanların alayı da yanında.

Beklendiği üzere ilk kampanya bombasını (rezaletini) ağababa CHP patlattı.

Her seçim ya da referandum meselelerine kaptıkaçtı mantığıyla baktığını gösterircesine bu seferde Şilili reklamcı Francisco Garcia Ferrada'yı getirdi.

Allah için CHP'yi heyecanlandıran ‘No' filmine ilham kaynağı olan Ferrada mesleğinin erbabı bir profesyonel.

‘No' filmi 1988 yılında Şili'de diktatör Pinochet'nin devrildiği referandum sürecini anlatıyordu. Filmin asıl odak noktası ise o dönem muhaliflerin yürüttüğü ‘Hayır' kampanyasıydı.

Bu film, hangi akıllı önerdiyse her şeye önünü arkasını düşünmeden emeksiz konmaya bayılan verimsiz CHP'ye de ilham kaynağı olmuş.

Büyükleri gibi solculuğu, sosyalistliği vesayetin kucağında oturup devrim yapmak sanan CHP Gençlik Kolları da Ferrada'yı Türkiye'ye davet etmiş.

Hani akıllarınca hesapları Anayasa referandumu sürecinde, aynı ‘No' filmindeki stratejiyi kullanarak ‘Hayır'ın kazanmasını sağlayacaklar.

Ferrada'nın Türkiye'ye davet edildiğini duyduğumda ilk sözlerim ‘çok yakında Erdoğan'ın bu ülkenin Allende'si onun her yaptığına 'hayır' diyenlerinde General Pinochetleri başa bela edenlerin değirmenine su taşıyanlar olduğunu anlar' olmuştu.

Öyle de oldu.

Geçenlerde düzenlenen bir toplantıda Ferrada “bir haftadır buradayım fakat ‘Hayır' oyunun ne önerdiğini anlamış değilim” dedi.

Şili'de yürüttüğü kampanya için ‘bir diktatöre karşı tanıtım kampanyası gibi bir şeydi, buradaki durum biraz daha farklı' derken tahmin ettiğim sözleri etti.

Bana kalırsa bundan sonrasında Ferrada'nın yapması gereken ‘teşekkür ederim' deyip Şili'ye geri dönmesidir. Ortadaki gerçeği görüp, CHP'nin ‘Hayır' kampanyasına devam etmesi durumunda ise sadece dünyanın seçimle iktidara gelen ilk sosyalist başkanı olan Salvador Allende Gossens'in kemiklerini sızlatır.

CHP istediği kadar demokrasi, özgürlük teranesiyle diktatöre karşı savaşıyorum desin. Ferrada Şili'de yaşananları unutmadıysa CHP'ye uyup yiğit Allende'nın anısına vefasızlık etmemelidir.

Çünkü CHP'nin hatırasına tilkice atladığı Allende ile milim yakınlığı yokken, Erdoğan neredeyse bire bir benzeşecek kadar onunla aynı deneyimlerle yola çıktı ve şükür ki bu ülkenin çıkardığı alçak Pinochetler'e karşı hala direniyor.

İnanmıyorlarsa açıp baksınlar tarihe. Barışçıl sosyal devrimlerle ülkesini kalkındırmak için 4 Eylül 1970'te başkanlık seçimini kazanan Allende kendilerine mi yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mı daha çok benziyor.

Oysa vicdanlı Dünya, CHP zihniyetini yedeğine alan üst aklın bugün Erdoğan'a oynanan bütün oyunların zamanında zavallı Allende'ye oynandığını iyi biliyor.

Üç yıl süren Başkanlık döneminin, yine bir Eylül vakti 1973 yılında kendisinin atadığı General Pinochet'in liderliğindeki bir darbe ile sonlanması dahi 15 Temmuz'da oynanmak istenen oyunun aynısıydı, ötesi var mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sürekli diktatörlükle, padişahlıkla karalanması gibi, politikaya adım attığından itibaren onu adım adım izleyen CIA, arka bahçesi saydığı Güney Amerika'da seçilmiş Başkan Allende'yi da her iyi icraatına rağmen karalamak için elinden geleni yaptı.

Henry Kissinger'ın yıllar sonra ‘ülke insanlarının sorumsuzluğu yüzünden bir ülkenin komünist olmasına seyirci kalamazdık. Bu tür meseleler, seçmenlerin kararına bırakılamayacak kadar önemlidir' itirafları dahi 15 Temmuz'un başarısızlığına üzülenlerin açıklamalarına benzemiyor mu?

Kissinger'ın cümlesindeki ‘komünist' kelimesinin yerine diktatörlük veya tek adamlık desek, şimdi yaşananlarla bir farkı var mı?

Başkanlık Sarayı bombalanırken ‘bu tarihi anda, insanların bana olan bağlılığını hayatımla ödeyeceğim. Eminim ki şu anda binlerce Şililinin asil vicdanına ektiğimiz tohum sonsuza kadar yaşayacak' derken Allende, darbecilere karşı halkını ‘ölümüne' sokaklara çağıran Erdoğan'a mı benziyor korkudan sinen Kılıçdaroğlu gibilere mi?

Ya da genç bir bakanken dahi sağlık alanlarında çıkardığı yasalarla kısa zamanda ‘Yoksulların Başkanı' olarak anılan Allende'ye...

Üç yılda muhtaç ve ücretli insanlarına ilişkin sosyal çalışmalarıyla Şili'yi değiştiren Allende'ye…

Ürün fiyatlarını dondurup, ücretleri yükseltip hem ekonomiyi hareketlendiren hem de çalışan kesimin yaşamını iyileştiren Allende'ye…

Dünyanın en büyük bakır madenlerini ABD'li iş adamlarının elinde alıp milli ve yerli bir seferberlikle millileştiren Allende'ye en çok kim benziyor?

Gerçek böyleyken CHP hala işin şovunda. Lakin şov da bir yere kadar. İşte Ferrada daErdoğan'ın bu ülkenin Allende'si olduğuna getiriyor sözlerini.

Umarız hayasız kampanyalarda kemikleri sızlatılan yiğit Allenda'nın, yapmak istedikleriyle kendisine benzeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın varlığıyla mezarında huzur içinde yatacağını da kısa zamanda anlar ve ülkesine döner.