28 Haziran 2020

CHP, KAMYON EDEBİYATI’NIN SINIRLARI VE CACIK

Bir ülkenin Politik haritasında, dik bir muhalefetin olması siyaset ve demokrasi açısından önemlidir.

Dik ve ayakları yere basan, daha yerli ve omurgası sağlam bir muhalefet, tabiidir ki mevcut iktidarı, ülkenin yararına olacak şeylerde sürekli teşvik ve motive eder.

Malum; Yönetim düşünce tarihinde, insan farklılıklarından kaynaklanan bir doğal gerilime her zaman önem verildiği ve insan farklılıklarıyla ilgilenildiği söylenebilir.

Siyasi iktidarlar ve Yöneticilerin bu dengeleme sorununda karşılaştıkları zorluklar ise; her zaman farklılık göstermiştir.

Sorun; Bu doğrultuda, karşımıza bazı kaynaklarda “yeni yönetim paradigması”, bazılarında “örgütsel anlayış”, “yönetsel uygulama” ve bazılarında bir çeşit “insan kaynakları yönetimi uygulaması” ve benzeri şekillerde tanımlanan “farklılıkların yönetimi” anlayışı çıkmaktadır.

Siyasi muhalefet ve yönetimi, bir çalışma alanı olarak, birçok disiplinin kesişim noktasında yer almaktadır. Sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji, endüstri ve örgüt psikolojisi, antropoloji, hukuk, işletme, yönetim bilimleri ve insan kaynakları yönetimi bu disiplinlerden bazılarıdır.

Bay K. Yönetimindeki CHP nin, bütün bu disiplinlerden bi haber, son yıllarda sergilediği manzara, siyaset ve sosyoloji bilimlerinde tez olmaya aday bir konu olmuştur.

Bir Ana muhalefet partisinin başındaki zat ve etrafındaki birileri, Kandil-İmralı-Pensilvanya Hattında, Alnının hakkıyla dolmuşçuluk yapmakla meşgul ise, ve Dolmuşçuluk mesleğinin stresli-yoğun temposundan dolayı bir türlü seviyeli ve bilimsel bir muhalefet yürütemiyorsa, NE YAPALIM? YAPACAK BİR ŞEY YOK, ELİMİZDEKİ BU diyerek, Demokrasi sınırları içerisinde anlamaya çalışırız.

Ülkenin, yönetimine talip bir muhalefetin, tabii olarak kamu oyunun karşısına, alternatif projeler veya ‘'biz, ülkeyi sosyal ve siyasi olarak şu şekilde daha ileriye götürürüz'' v.b. gibi verilerle çıkması gerekirken, sadece; geçimsiz, asabi ve oyunbozan bir çocuk misali, mevcut iktidar tarafından yapılan her şeyi, analiz etmeden, bilimsel, siyasi ve ekonomik olarak, artıları, eksileri nelerdir hiç düşünmeden; ‘'iktidar yapmışsa yanlıştır'' ön yargısıyla, bas bas bağırarak, garip bir haleti ruhiye içerisine girmektedir.

Daha dün, Libya konusunda; Önce, “Niye herkesin olduğu yerde biz yokuz” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akdeniz'de var olmak için adımlar attığında ise “Ne işimiz var Libya'da” diye çıkışarak yine Kamyon yazısı olmaya talip, çelişkili bir Anekdot ortaya koymuştu.

Kara ambar kamyoncular Derneğinin, En kısa zamanda, bu Anekdotların,  Kamyon edebiyatına dahil edilip edilmeyeceği konusunda, bir açıklama yapacağını düşünüyoruz.

Bilimsel Metodolojide, bir konu değerlendirilirken, verilerin öncelik sırasına göre bir değerlendirme yapılır.

Bay K., Bilimsellikten uzak bu değerlendirmelerini, dolmuş hattında iki nokta arasında gidip gelmekten bitap düştüğünden mi olacak, çözemedik ama bu çelişki, Hem  metodolojinin hem de kamyon edebiyatının sınırlarını zorluyor sanırım.

Zamandan kazanmak ve meramımızı kısaca anlatmak adına bay K.'nin ikinci yaklaşımından başlayalım.

Yani; ‘'Ne işimiz var Libya'da?''

Aslında bay K. Ye sormak lazım,

Keşke; Bu soruyu, inandığınız altı ok etrafında şekillenmiş, beşeri dünya görüşünüze paralel bir refleksle, Emperyal Dünyanın aktörleri, Dünyanın mazlum coğrafyalarında, bırakın bahar getirmeyi, mevcut baharları zemheri kışa çevirirken de sorabilseydiniz.

Aynı şekilde,

Neden? ABD nin Irak ta ne işi var, diyemiyorsunuz.

Neden? ABD nin Somali  de ne işi var,  diyemiyorsunuz.

Neden? ABD nin Afganistan da ne işi var, diyemiyorsunuz.

Neden? ABD nin, Mısırda, Çad da, Vietnamda, Korede, Tayland da, Kamboçya da, Endonezyada, Kuveyt de, Yugoslavya da, Zaire de, Yemende, Şili de, Brezilyada, Guatamala da, Dominik cumhuriyetinde ne işi var, diyemiyorsunuz.

Neden? ABD nin Fiji de, Grenada da, Panama da, El Salvador da, Bolivya da, Gana da, Ekvator da, Haiti de, Filipinler de, Peru da, Uruguay da, Angola da, Seyşel adalarında da ne işi var, diyemiyorsunuz.

Neden? ABD nin Hicaz da  ne işi var, diyemiyorsunuz.

Keşke! En azından Demek için bile olsa diyebilseydiniz Bay K.

Sadece Orta Doğu'da 100 binin üzerinde ABD askeri var.

Sadece Ortadoğu mu?

ABD'nin Ramstein dışında Almanya'da 87 üssü bulunuyor.

Almanya'yı 86 üs ile Japonya, 64 üs ile Güney Kore, 29 üs ile İtalya ve 16 üs ile İngiltere takip ediyor.

Evet, Bay K. Bu manzara karşısında,  ABD nin, buralarda da ne işi var, diye bilecek misiniz.

Hani ya, sizin, Aksaray –Eminönü Hattında çalışan belediyeci arkadaşın, üstelik, üniversite okuyup, yüksek lisans ve doktora yapmış, kendi özgür iradesiyle, istediği Tiyatroya gitme gibi bir beceriye sahip  eşleri bile olan; yüksek bilinç ve seviyedeki dolmuş şoförleriniz, belki  seçim hatırına, siyaset icabı da  olsa ‘'ABD nin bu mazlum coğrafyalarda ne işi var'' der, diye, düşünür gibi olduk bir ara, ama!

Fakat yok. Sizinle Hat ve güzergahları aynı olduğundan böyle bir şey mümkün olmuyor.  

Ama olsun bay K. İnanın, bu ülke insanı, Şimdi sizi daha iyi anlıyor galiba.

Mensubu olduğunuz siyasi partinin, kuruluşunu ve Tek parti dönemini, tüm gerçekleri ile yaşamış ve görmüş olan Rahmetli Hacı Babam, her zaman derdi; fakat çocuk olduğumuz için, ne demek istediğini anlayamıyorduk.

Evladım derdi, ‘'BUNLARDAN BİR CACIK ÇIKMAZ'' diye..

Kendi adıma itiraf etmek istiyorum, Rahmetli Hacı babamın Cacık la neyi anlatmak istediğini, zaman geçtikçe daha iyi anlıyoruz galiba.

Vesselam.