Çocukları Ebeveynler mi Yoksa Ekranlar mı Büyütüyor?
Dünün çocukları daha çok yoksulluktan mağdur oldular. Bugün ki çocuklar ise yoksunluğun mağduru oluyorlar. Sevgiden, ilgiden, merhametten ve ebeveynlerinden yoksun çocuklar. Ve çocuklarının yaşamlarındaki yoksunluklarını daha çok harcayarak, imkanlarını çocuklarının başından aşağıya boca ederek telafi etmeye çalışan ebeveynler.
Dünyaya geldiği andan itibaren başlıyor, çocukların ekranla
tanışıklığı. Bu tanışıklık kimsenin beklemediği bir hızla ilerliyor ve daha
yaşamın ilk yıllarında bazı çocuklar için bağımlılığa dönüşüyor. Bugün
neredeyse küresel bir sorun oldu, çocuklarda ekran kullanımı. Çocuk ve ekranın
olduğu çoğu evde farklı sorunlar, krizler ve çatışmalar yaşanıyor.
Amerikan Pediatri Akademisine (2019) göre
çocuklar 18.-24. aya kadar kesinlikle ekran kullanmamalı, iki-beş yaş
aralığında ise günde en fazla bir saat ekran kullanmalıdır. Benzer şekilde
Dünya Sağlık Örgütü (2019) bir yaşından önce hareketsiz, oturarak ekran
kullanımının olmaması gerektiğini ve iki yaşından büyük çocuklarda günde en
fazla bir saat hareketsiz ekran kullanımının olması gerektiğini belirtmektedir.
Bu ideal olan. Peki gerçekte böyle mi? Ne yazık ki değil.
Türkiye İstatistik Kurumu, “Hanehalkı Bilişim Teknolojileri (BT)
Kullanım Araştırmasına” göre; 6-15 yaş
arası çocuklarda internet kullanımı 2013 yılında %50,8 iken, 2021 yılında %82,7
olmuştur. 6-10 yaş grubu çocuklarda cep telefonu/akıllı telefon kullanımı 2013 yılında
%11,0 iken, 2021 yılında %53,9 olmuştur.
Araştırmalar çocuklarda ekran kullanım sürelerinin arttığını
göstermektedir. Ekran karşısında geçirilen sürenin artması çocukların;
ebeveynleriyle geçirdikleri zamanın azalması, doğadan uzaklaşmaları, akranlarıyla
oynadıkları geleneksel oyunların yerini dijital oyunlara bırakması demek.
Artık çocuklar dijital oyunlarda; insan
öldürerek, banka soyarak, bitki ve hayvanları katlederek, şehirleri yok ederek,
camilere ateş ederek, insanlara ve diğer canlılara işkence yaparak puan
topluyorlar. Çocukların insan öldürerek puan toplamasını bir türlü
kabullenemiyorum. Bu durum size de ürpertici gelmiyor mu? Dünyanın en masum ve
merhametli varlığına; yani çocuklara, her türlü kötülüğü ve merhametsizliği
öğreten bir araç halini aldı dijital oyunlar.
Üstelik sadece dijital oyunlarla değil diğer tüm medya türleri
kullanılarak sistematik bir şekilde ele geçiriliyor çocukların tertemiz
zihinleri ve merhamet dolu yürekleri. Çocuklar medya ortamlarında; şiddet ve saldırganlığa, erotik içeriklere,
zararlı alışkanlıkları özendiren programlara, sağlıksız beslenmeyi teşvik eden
reklamlara, inanç, kişilik ve cinsiyet gelişimlerini tehdit eden içeriklere,
küfür ve argo içeren bir üsluba ve daha pek çok olumsuzluğa maruz
kalmaktadırlar.
Herkesi sahte tavırlardan sıyrılmaya ve çocukları için, tüm çocuklar
için mücadele etmeye ve bu mücadelede samimi olmaya davet ediyorum. Görmüyor musunuz? Her geçen gün biraz daha
yabancılaşıyor çocuklarımız; inancına, kültürüne, değerlerine, ailesine,
milletine ve devletine. Her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor çocuklar yaşamdan
ve insanlardan.
Bu mücadelenin nasıl olması gerektiğiyle
ilgili güzel bir örnekte paylaşayım. Hollanda'da Piyasa Enformasyon Araştırma Vakfı, "Çocuk
kullanıcıların veri gizliliği ve güvenliğini ihmal ettiği" iddiasıyla
sosyal paylaşım sitesi Tik Tok’a 1,4 milyar euroluk dava açtı. Dava TikTok'un
16 yaşın altındaki kullanıcıların veri gizliliğini ihmal ettiği gerekçesiyle
Avrupa'daki 64 bin ebeveyn adına açıldı (TRT, 2021).
Bizim çocuklarımız daha mı değersiz
batının çocuklarından. Çocuklarımızı medya programlarının ve ekranların
merhametine teslim edemeyiz. Tüm ilgili kurumlar ve ebeveynler “mış gibi”
yapmaktan vazgeçip çocuklar için samimi bir tavır takınmalılar. Niteliksiz ve
art niyetli medya içerikleri nedeniyle çok da uzak olmayan bir gelecekte savunacağımız
ve koruyacağımız; çocuklarımız, kültürümüz, milletimiz ve bir ülkemiz
kalmayacak, ne yazık ki…
Vesselam…