Darbeci generaller hapse atılıyor/rütbeleri sökülüyor/bir devrim bu!
Daha önce yazdığımızı coşkulu bir şekilde bir daha yazalım. Nihayet o kutlu gün geldi. “Darbeci generaller tanrı-devlettir; yargılanmaktan masundur ve Cumhuriyet Devleti’nin bizatihi kendisidirler” anlayışı “kartondan kuleler gibi yıkıldı.” “28 Şubat bin yıl sürecek” diyen darbeci generallerin yekûnu mahkûm oldu, zorba saltanatlarına son verildi ve imtiyazlarını kaybettiler.
Eskiden olduğu gibi omuzlarındaki zorba yıldızlar parlamıyor
artık. Kanun adamları söküyorlar zulme batmış rütbelerini. Zorbalıklarına son
veren hüküm yüzlerine okundu ve hapishâneye atıldılar. Necip Türk milleti Moğol
istilasından, Birinci Cihan Harbi’nden daha çok zarar gördü darbelerden ve
darbeci generallerden. Bu sebeptendir ki, bu ülkede darbeci generallerin
yargılanması, hapse atılması, rütbelerinin sökülmesi bir devrimdir…
DARBECİ
GENERALLER DE HAPİSLİĞİ VE ÖLÜMÜ TADACAKLARDIR
Darbeci generaller de ölümlüdür, ölümü ve hapisliği tadacaklardır.
Hiç hayırlı ölüm nasip olan darbeci general var mı bu ülkede? Huzur içinde ölen
yok. Milletin âhı ve kanı tutarak, akıl ve ruh sağlıklarını kaybedip akıl
hastanesinde rezil bir vaziyette ölürler. Bir darbeci general cenazesinin
milletin omuzunda taşındığını gördünüz mü? Laikleştirilmiş top arabasıyla ve
Kemalist törenlerle kaldırılır cenazeleri. Dünyaları nasıl bir dünyadır.
Dostları ve arkadaşları olur mu? Neye inanırlar? İnsanı teselli eden inançları,
menkıbeleri var mıdır? Her gün apoletlerin güdümündeki aynı elbiseyi giyen
darbeci generaller hayatı değiştirebilirler mi?
Bir zamanlar zulümkâr darbeci generallerin vesâyet rejimlerinde
eziliyordu millet. Hak ve adâlet, sevgi ve merhamet yoktu despot
iktidarlarında. Zulüm ve zorbalık, Kemalizm ve lâ-dinîlik hâkimdi. “Tek ve
dokunulmaz şef”di darbeci generaller. Kimsenin haddi olamazdı ideolojik ve
vesâyetçi ihtişamlarına gölge etmek. Darbeci generallere göre millet “mürteci”
idi, “irtica” getirecekti. Ortaçağ kafasıydı ve ezilmeliydi. Yeni din ve rejim
Kemalizm olmalıydı.
Türkiye’nin kara yazgısıdır darbeci generaller. Hegemonyanın, despotizmin,
Kemalizm’in, İslâm ve millet düşmanlığının adıdır? Bu güruh Batılılaşmanın
ortaya çıkardığı bir asker tipidir. Kemalist, lâdinî ve pozitivist
askerlik eğitimi alan bu güruha göre iktidar daima darbeci generallerin
vesayetinde olmalı.
DARBECİ
GENERALLERİN GÜCÜ APOLETLERİNDE
Darbeci generallerin gücü omuzlarında, yâni apoletlerindedir.
Omuzlarındaki yıldız sayısınca şenî akıl ve güçleri artar, şapkalarındaki
kokartların büyüklüğünce buyurganlık ve zorbalıkları genişler. Omuzdan düşünüp
akıl etmenin akl-ı selimle hiçbir rabıtası yok. Şuur altlarında “rütbem ve ben”
var. Omuzlarındaki apolet egolarına ve iktidar arzularına hâkim olur. Rütbe ve
egoları birleşerek darbeci bir canavara dönüşürler. Akılları selîm, yâni temyiz
edici akıl olmaktan çıkarak, kalpten değil, omuzdan neşet eden, yâni apoletin
emrine giren hasta bir akıl hâline gelir. 15 Temmuz darbesinde görüldüğü
üzere darbeci generaller omuzlarından akıl almaya devam ediyorlar. Kendi millet
meclisini, polis okullarını ve insanını bombalayan nekrofil
DARBECİLİK
BİR HASTALIKTIR
Türkiye’de darbecilik psikiyatrik bir mesele. Hiçbir darbe içtimaî
ve idarî bir ihtiyaçtan zuhur etmemiş ve milletin arzusuyla yapılmamıştır.
Darbeci generallerin ve hempası Kemalist oligarkların darbe sarası(nöbet
hâlinde gelen sinir hastalığı) tutmaya başladığında bu ülkede darbe sık sık
zuhur eder ve edecektir. Darbeci generallerin birer psikopat olduğu kesin.
Muayene edildiğinde yüksek dozda psikopatik belirtiler görülecektir.
Dolayısıyla darbecilik hastalığına yakalananları ilk teşebbüslerinden sonra
psikiyatri servislerine yatırılmalı, uslanmazlarsa tımarhâneye
kapatılmalı.
Darbecilik zihnî bir hastalık... Sosyal girişimlerde noksanlık,
mensup olduğu milletle barışık olamama, kanun ve kurallardan kopukluk, kendine
çizilen anayasal yasakları dikkate almamak, içinde yaşadığı toplum değerlerine
önem vermemek, sevgi, şefkat gibi hislerden yoksunluk bu belirtilerden
bâzılarıdır.
Üç şeyi çok sever ve isterler: Güç, itaat ve vesayet. Güç ve darbe
tutkularının arkasında hastalıklı otoriter kişilikleri ve “Atatürkçülük”
bağnazlığı vardır.
Siz bir darbeci generalin zekât ve fitre dağıttığını, adının bir
câmiye, bir hayır müessesesine verildiğini, ardından dua edildiğini duydunuz
mu? Güç, hâkimiyet ve dokunulmazlık zırhları içinde geçer ömürleri.
Şunu söylemek isterdim bu ülkenin darbeci generallerine: Değişin,
milletinize dönün! Darbesiz ve apoletsiz bir hayata karışın. Halkınıza selâm
verip bir çayhânede çay için, sonra bir câmiin kapısından girmeyi deneyin.
(ilbeyali@hotmail.com)