11 Ocak 2023

Darbeci generaller Mehmed Âkif'e düşmandılar

İstiklâl Marşı’ndan ve şahsiyetinden dolayı Kemalist oligarşinin askerî bürokrasisi tarafından her darbede “mürteci ve cumhuriyet düşmanıydı” yaftası vurulan İstiklâl Marşı Şairi Mehmed Âkif’e saldırıların arka plânında Altı ilkeli Cumhuriyetin “gevşetildiği” endişesi vardı. 1925 ve 1930’un sonunda Kemalist Tek Parti Hükümetinin ve 27 Mayıs 1960 darbecilerinin Âkif’in Atatürkçü Cumhuriyet ilkeleriyle barışık olmadığını ve yazdığı İstiklâl Marşı’nın “modern Türk ulusunun değerlerini ifade etmediği”ni yüksek sesle dile getirdikleri malûm…

ÂKİF’İ CUMHURİYET KARŞI TEHDİT OLARAK GÖRÜYORLAR

Millet iradesine vesayet koyan 28 Şubat darbecilerinden azılı Atatürkçü Tabip Tuğgeneral Yalçın Işımer, Mehmed Âkif’in “devrimci Atatürkçü Cumhuriyete” karşı potansiyel bir tehdit olduğunu söylüyordu:

Mehmet Âkif denen adam Arap hayranı. İstiklâl Marşı’nın yazarı olması dışında ülkeye ne faydası olduğu gerçekten tartışılır. Cumhuriyet ilân edilip devrimler birbiri ardına yapılmaya başlayınca Mısır'a kaçtı. Tam bir devrim karşıtı... Onun düşünce evreni Bedir Savaşı’nın ötesine gidememiş. Kur’ân’ı Türkçe’ye çevirmedi. Atatürk'ün ricasını yerine getirmedi diye onu aziz kılanlar, şimdilerde Mehmet Âkif Üniversitesi kurma çabasındalar. O üniversiteden çıkan kafalar, bilinmelidir ki El Ezher kafalı adamlar olacaktır. Arap milliyetçiliğinin adamı olacaklardır. Arap'ın adamı olacaklar. Arap'ın adamı olmak adamlık değildir. Ulusun adamı olmak yakışır adam olacak adama. Bu adamlara 'adam sen de' demeyeceğiz. Son zamanlarda, Atatürk’e… dil uzatanları bir şekilde belleyeceğiz.” (Câmideki Şair Mehmed Âkif, D. Mehmet Doğan, s.164-165) Ayrıca bkz. (28 Eylül 1999 tarihli gazeteler)

Darbeci general Işımer’in Âkif düşmanlığında bununla kalmaz, “Bedir şehitleri ile Çanakkale şehitlerini gayr-ı ilmî bir şekilde mukayese ederek “Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi...” mısraına hakarette bulunuyor: “Bedir Savaşı'nda 500 kişiyle çarpışan 250 bedevî Arap’la, dünya uluslarına karşı destanlar yazan Mehmetçiği bir tutuyor da ‘o kadar şanlı idi’ diyor. Onun düşünce evreni, Bedir Savaşı'nın ötesine gidememiş.” (D. Mehmet Doğan’ın a.g.e. s.166)

DARBECİ GENERAL, ÂKİF’İ “ARABIN ADAMI OLMAKLA” SUÇLUYOR

Işımer, Âkif üzerinden Hz. Peygamberimize de hakaret ediyordu. “Niçin seni bekliyor Atatürk” değil de, “Seni bekliyor Peygamber” ifadesini kullandığı için Âkif’i “Arapçılıkla” suçluyordu. Atatürkçü general Işımer’in “Arabın adamı olmak” sözüyle Hz. Peygamber Efendimiz’e hakaret ettiği apaçıktı… Bu ağır hakarete birkaç cılız sesten başka, devrin hükümet erkânından ve aydınlardan itiraz eden çıkmamıştı.

İSTİKLÂL MARŞI’NI “HAK”, “EZAN”, “CENNET”, “ÎMAN” KELİMELERİ GEÇTİĞİ İÇİN YERİYORLAR

“Kemalist Devrimci Cumhuriyetin” canlandırılmasını isteyen 28 Şubatçı general Doğu Silâhçıoğlu da 21 Şubat 2008'de Cumhuriyet gazetesindeki yazısında Âkif’e kötü sözler söylüyor ve “evvelce puta tapan Arapların, Müslüman olduktan sonra, Şaman inancındaki Türklere soykırım uygulayıp onları Müslüman olmaya zorladıklarını, sonra İslâm'ı gönüllü olarak kabul ettiler yalanını uydurduklarını” iddia ediyordu. “Şeriatçı ümmetçi” dediği Âkif’e türlü yaftalar yapıştırdıktan sonra, İstiklâl Marşı’na da hakaret ediyordu: “İstiklâl Marşı metnine Hak, ezan, cennet, îman gibi sözcükleri ustalıkla yerleştirdiğini, bir tek Türk sözcüğü için yer bulamamış bir ümmetçi…”

DARBECİ GENERAL, ÂKİF’İN KARŞISINA NİHAL ATSIZ’I ÇIKARIYOR

“Milliyetçiler ve dindarlar arasında derin bir anlayış farkı olduğunu” savunan Kemalist general Silahçıoğlu adı geçen gazete de Âkif’e hakaretini şu şenî sözlerle sürdürüyordu: “Bu fark Türk milliyetçisi Nihal Atsız'la, şeriat ümmetçisi Mehmet Âkif'in düşünce yapısındaki fark kadardı. Ümmetçi Mehmet Âkif'in yeni ardılları, onun ‘Türk Arapsız yaşayamaz. Kim ki yaşar der delidir! ‘Arabın Türk ise, hem sağ gözü hem sağ elidir!’ dizelerinde belirttiği yoldan giderlerken, beraberlerindeki milliyetçiler gerçekleri göremediler.”

Kemalist general böyle hayıflanıyor ve Âkif’in, “Cumhuriyet’i benimsemediğini” söylüyordu: “Emperyalizme karşı kazanılan zaferin üzerine kurulan Kemalist cumhuriyeti kendisine ne kadar yabancı hissetmiş olmalı ki, onun ‘şerrinden’ ülkesini terk ederek ‘darülislâm’ olarak seçtiği Mısır’a göç edecek. Âkif, ulusal kurtuluş savaşına İstiklâl Marşı ile katılıyor ama, cumhuriyeti görmüyor, göremiyor, benimsemiyor. Cumhuriyetin kurucusu ondan Kur’ân’ı Türkçe’ye çevirmesini istiyor. O, ‘küfre hizmet’ saydığı için olacak ki reddediyor.” (Cumhuriyet Gazetesi, 21 Şubat 2008)

Hem darbeci, hem Atatürkçü olmakla malûl olan general, Atsız’ın İslâm’sız Türk milliyetçiliği fikrini Âkif’e karşı kullanıyor ve millet çocukları arasında tefrika çıkartıyordu. Cehâletinden dolayı müsbet milliyetçilikle dindarlığın birbirini tekzip eden ve bir araya gelemez bir fikir olduğunu sanıyordu. 

ÂKİF’İN MİLLETÇE SEVİLMESİ POTANSİYEL BİR TEHLİKEYDİ

Âkif, İslâmî değerleri yasaklayan “devrimci Cumhuriyet”e karşıydı ve İslâm’ın belirleyici olduğu Türkiye Cumhuriyeti hayâli olan şahsiyetti. Müslüman kimliğinden dolayı CHP’liler, Atatürkçüler ve seküler zümreler onu sevmezler. Bu tavırlarıyla Âkif’in şahsında Müslüman Türk milletinin değerlerini de sevmediklerini hissettiriyorlardı.

Sözün özü: Atatürkçü Cumhuriyet yandaşları, Âkif’in milletçe sevilmesini vesayetçi devlet anlayışlarına karşı tehdit olarak görüyorlar. Âkif’in ve İstiklâl Marşı’nın Türk milletiyle bütünleştiği tartışılmaz. Silahçıoğlu ve Işımer gibi Kemalist generallerin, Türkleri ümmetin temsilcisi hâdimülharameyn olarak gören Âkif’i sevmeleri zaten mümkün değil.(ilbeyali@hotmail.com)