Darbeci generaller Mehmed Âkif'e düşmandılar
İstiklâl Marşı’ndan ve şahsiyetinden dolayı Kemalist oligarşinin askerî bürokrasisi tarafından her darbede “mürteci ve cumhuriyet düşmanıydı” yaftası vurulan İstiklâl Marşı Şairi Mehmed Âkif’e saldırıların arka plânında Altı ilkeli Cumhuriyetin “gevşetildiği” endişesi vardı. 1925 ve 1930’un sonunda Kemalist Tek Parti Hükümetinin ve 27 Mayıs 1960 darbecilerinin Âkif’in Atatürkçü Cumhuriyet ilkeleriyle barışık olmadığını ve yazdığı İstiklâl Marşı’nın “modern Türk ulusunun değerlerini ifade etmediği”ni yüksek sesle dile getirdikleri malûm…
ÂKİF’İ CUMHURİYET KARŞI
TEHDİT OLARAK GÖRÜYORLAR
Millet iradesine vesayet koyan 28 Şubat darbecilerinden azılı Atatürkçü Tabip
Tuğgeneral Yalçın Işımer, Mehmed Âkif’in “devrimci Atatürkçü Cumhuriyete” karşı
potansiyel bir tehdit olduğunu söylüyordu:
“Mehmet Âkif denen adam Arap hayranı. İstiklâl Marşı’nın yazarı
olması dışında ülkeye ne faydası olduğu gerçekten tartışılır. Cumhuriyet ilân
edilip devrimler birbiri ardına yapılmaya başlayınca Mısır'a kaçtı. Tam bir
devrim karşıtı... Onun düşünce evreni Bedir Savaşı’nın ötesine gidememiş.
Kur’ân’ı Türkçe’ye çevirmedi. Atatürk'ün ricasını yerine getirmedi diye onu aziz
kılanlar, şimdilerde Mehmet Âkif Üniversitesi kurma çabasındalar. O
üniversiteden çıkan kafalar, bilinmelidir ki El Ezher kafalı adamlar olacaktır.
Arap milliyetçiliğinin adamı olacaklardır. Arap'ın adamı olacaklar. Arap'ın
adamı olmak adamlık değildir. Ulusun adamı olmak yakışır adam olacak adama. Bu
adamlara 'adam sen de' demeyeceğiz. Son zamanlarda, Atatürk’e… dil uzatanları
bir şekilde belleyeceğiz.” (Câmideki Şair Mehmed Âkif, D. Mehmet Doğan,
s.164-165) Ayrıca bkz. (28 Eylül 1999 tarihli gazeteler)
Darbeci general Işımer’in Âkif düşmanlığında
bununla kalmaz, “Bedir şehitleri ile Çanakkale şehitlerini gayr-ı ilmî bir
şekilde mukayese ederek “Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi...” mısraına
hakarette bulunuyor: “Bedir Savaşı'nda 500 kişiyle çarpışan 250 bedevî Arap’la,
dünya uluslarına karşı destanlar yazan Mehmetçiği bir tutuyor da ‘o kadar şanlı
idi’ diyor. Onun düşünce evreni, Bedir Savaşı'nın ötesine gidememiş.” (D.
Mehmet Doğan’ın a.g.e. s.166)
DARBECİ
GENERAL, ÂKİF’İ “ARABIN ADAMI OLMAKLA” SUÇLUYOR
Işımer, Âkif üzerinden Hz. Peygamberimize de
hakaret ediyordu. “Niçin seni bekliyor Atatürk” değil de, “Seni bekliyor Peygamber”
ifadesini kullandığı için Âkif’i “Arapçılıkla” suçluyordu. Atatürkçü general Işımer’in “Arabın adamı
olmak” sözüyle Hz. Peygamber Efendimiz’e hakaret ettiği apaçıktı… Bu ağır
hakarete birkaç cılız sesten başka, devrin hükümet erkânından ve aydınlardan
itiraz eden çıkmamıştı.
İSTİKLÂL
MARŞI’NI “HAK”, “EZAN”, “CENNET”, “ÎMAN” KELİMELERİ GEÇTİĞİ İÇİN YERİYORLAR
“Kemalist Devrimci Cumhuriyetin”
canlandırılmasını isteyen 28 Şubatçı general Doğu Silâhçıoğlu da 21 Şubat
2008'de Cumhuriyet gazetesindeki yazısında Âkif’e kötü sözler söylüyor ve
“evvelce puta tapan Arapların, Müslüman olduktan sonra, Şaman inancındaki
Türklere soykırım uygulayıp onları Müslüman olmaya zorladıklarını, sonra
İslâm'ı gönüllü olarak kabul ettiler yalanını uydurduklarını” iddia ediyordu.
“Şeriatçı ümmetçi” dediği Âkif’e türlü yaftalar yapıştırdıktan sonra, İstiklâl
Marşı’na da hakaret ediyordu: “İstiklâl Marşı metnine Hak, ezan, cennet, îman
gibi sözcükleri ustalıkla yerleştirdiğini, bir tek Türk sözcüğü için yer
bulamamış bir ümmetçi…”
DARBECİ
GENERAL, ÂKİF’İN KARŞISINA NİHAL ATSIZ’I ÇIKARIYOR
“Milliyetçiler ve dindarlar arasında derin
bir anlayış farkı olduğunu” savunan Kemalist general Silahçıoğlu adı geçen
gazete de Âkif’e hakaretini şu şenî sözlerle sürdürüyordu: “Bu fark Türk
milliyetçisi Nihal Atsız'la, şeriat ümmetçisi Mehmet Âkif'in düşünce
yapısındaki fark kadardı. Ümmetçi Mehmet Âkif'in yeni ardılları, onun ‘Türk
Arapsız yaşayamaz. Kim ki yaşar der delidir! ‘Arabın Türk ise, hem sağ gözü hem
sağ elidir!’ dizelerinde belirttiği yoldan giderlerken, beraberlerindeki
milliyetçiler gerçekleri göremediler.”
Kemalist general böyle hayıflanıyor ve
Âkif’in, “Cumhuriyet’i benimsemediğini” söylüyordu: “Emperyalizme karşı kazanılan zaferin
üzerine kurulan Kemalist cumhuriyeti kendisine ne kadar yabancı hissetmiş
olmalı ki, onun ‘şerrinden’ ülkesini terk ederek ‘darülislâm’ olarak seçtiği
Mısır’a göç edecek. Âkif, ulusal kurtuluş savaşına İstiklâl Marşı ile katılıyor
ama, cumhuriyeti görmüyor, göremiyor, benimsemiyor. Cumhuriyetin kurucusu ondan
Kur’ân’ı Türkçe’ye çevirmesini istiyor. O, ‘küfre hizmet’ saydığı için olacak
ki reddediyor.” (Cumhuriyet Gazetesi, 21 Şubat 2008)
Hem darbeci, hem Atatürkçü olmakla malûl olan general, Atsız’ın
İslâm’sız Türk milliyetçiliği fikrini Âkif’e karşı kullanıyor ve millet
çocukları arasında tefrika çıkartıyordu. Cehâletinden dolayı müsbet
milliyetçilikle dindarlığın birbirini tekzip eden ve bir araya gelemez bir
fikir olduğunu sanıyordu.
ÂKİF’İN MİLLETÇE SEVİLMESİ
POTANSİYEL BİR TEHLİKEYDİ
Âkif, İslâmî değerleri yasaklayan “devrimci Cumhuriyet”e karşıydı
ve İslâm’ın belirleyici olduğu Türkiye Cumhuriyeti hayâli olan şahsiyetti. Müslüman kimliğinden
dolayı CHP’liler, Atatürkçüler ve seküler zümreler onu sevmezler. Bu
tavırlarıyla Âkif’in şahsında Müslüman Türk milletinin değerlerini de
sevmediklerini hissettiriyorlardı.
Sözün özü: Atatürkçü Cumhuriyet yandaşları, Âkif’in milletçe
sevilmesini vesayetçi devlet anlayışlarına karşı tehdit olarak görüyorlar.
Âkif’in ve İstiklâl Marşı’nın Türk milletiyle bütünleştiği tartışılmaz.
Silahçıoğlu ve Işımer gibi Kemalist generallerin, Türkleri ümmetin temsilcisi
hâdimülharameyn olarak gören Âkif’i sevmeleri zaten mümkün değil.(ilbeyali@hotmail.com)