05 Aralık 2016

Darbeyi durduran salalar

Bu hafta sonu Diyanet-Sen'in Türkiye'nin dört bir yanından gelmiş darbesavar imamlarıyla bir araya geldik. Program Antalya'daydı. Her ilden ve ilçeden bin kadar din görevlisi sendika temsilcisi oradaydı. Muhteşem bir program oldu. Darbeye karşı dik duruşun sahipleri, bir daha hep bir ağızdan yine olsa şehadet arzumuzdur diyorlardı, adeta…

Programa Diyanet ve siyasilerden katılımın olmaması nasıl bir tercihti anlayamadım doğrusu? Sormadım acaba kimse davet mi edilmemişti, yoksa davet edilenler icabet mi etmemişlerdi? Nede olsa seksen bin üyesi olan Dünyanın ilk Din görevlileri sendikasının ve “Darbeleri durduran Salaların” sahiplerinin temsilcilerine neden böylesi bir uzak duruş sergilenmişti? Buna rağmen müthiş ve coşkulu bir program oldu.

Memur-Sen ve Diyanet-Sen genel başkanları konuşmalarında darbe ve ardı sürece önem verdiklerini ısrarla belirtirken, Genel Başkan Mehmet Bayraktutar Diyanet-Sen'in 1998 yılında erdemliler hareketi olarak filizlendiğine dikkat çekerek “Diyanet-Sen, bugün Anadolu'yu kuşatan ulu bir çınar haline gelmiştir.

Etki alanı Kars'tan, Edirne'ye, Sinop'tan, Hatay'a uzanan geniş bir coğrafyaya ulaşmıştır. Diyanet-Sen, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesinin güncel bir izdüşümüdür. Hıl'fül füdul hareketinin izdüşümüdür.“Emr-i bi'l-ma'ruf ve nehy-i ani'l münker” emreden Yüce Rabbimizin ve Peygamberimizin emirlerinin birer izdüşümüdür.

Diyanet-Sen kökü mazide olan medeniyetin temsilcisi olan bir harekettir.” Diyerek Darbeye neden karşı çıkıldığını ifade ediyordu. Bayraktutar, 15 Temmuz gecesinin meşruiyetini cemaat ve dinden alan, sosyalleşmesini ve gücünü, din üzerinden devşiren, küresel aktörlerle ittifak ederek, küreselleşmiş gücüyle devleti teslim almak için imtina etmeyen, bir terör örgütünün gelebileceği son nokta olduğunu söyledi.

 Bayraktutar şöyle devam etti: Sayın cumhurbaşkanımızın çağrısıyla sokağa inen milyonlar, Türkiye'nin varlığına, dirliğine kast eden darbeci teröristleri bozguna uğrattı. Çanakkale ruhunu yansıtan bu destansı mücadeleyi ancak ve ancak insanlık tarihi yazacaktır. Sokaklara çıkan her insanımız, yeryüzünde başka örneği olmayan demokrasi tarihi yazmıştır.

Bu saldırı Türkiye'ye yapılmış saldırıdır, milletin iradesine yapılmıştır. Bu saldırı milletin oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanımıza, hükümetimize yapılmıştır. Diyanet-Sen olayın ilk anından itibaren gereken hassasiyeti, gereken dirayeti göstermiştir. Teşkilatlarımızdan, görev alan arkadaşlarımızdan şehitlerimiz ve gazilerimiz vardır.

Millet iradesinin temsilcisi olan Diyanet-Sen bir bütün olarak bu hain girişimin karşısında tek yumruk olmuş ve dimdik durmuştur. Milletimizle birlikte devletimizle birlikte bütün teşkilatımızla birlikte en ön safta demokrasi ve hukukun üstünlüğüne adanmışlık mücadelesi verdik. 15 Temmuz darbe girişiminin amacı Türkiye'yi karanlığa mahkûm etmekti.

Ancak millet durmak yok yola devam dedi. Alçaklara yol vermedi. 15 Temmuz'da başlayan şey, yeni milli mücadele, yeni istiklal mücadelesidir. Bu mücadele hem içeride hem sınırlarımızın dışında yapılmaktadır, yapılacaktır. Darbe girişimi karşısında dimdik durarak, darbecilerin “evinden camiye gidip sala dahi okuyamaz” lafına inat, Çanakkale ruhuyla gecenin karanlığında gökleri salayla inleten, yürekli din görevlisi arkadaşlarımı bu kahramanca mücadeleleri için sizlerin huzurunda kutluyorum ve bir kez daha minnettarlığımı sunuyorum.

İçten ve dıştan terörün azdırılmasının, bin bir türlü isimle, bin bir türlü oyunla terörün finanse edilmesinin asıl sebebinin bu gidişe dur diyen bir Türkiye olmasından kaynaklandığı hatırlatan Bayraktutar “Yeryüzü altüst olmadıkça, gök kubbe çökmedikçe, “Haç ve Hilal” mücadelesi sürecektir.

Hatta topyekûn “Haç” altına girsek dahi yine kabullenmeyeceklerdir. En iyisi; “Hilalimize” sahip çıkıp, onurluca mücadele etmek ve yaşamaktır. Terörle mücadelede Türkiye'nin haklı gerekçelerini gözeten her türlü söylem ve eylemin Diyanet-Sen olarak arkasındayız” diyerek bu kararlılığı bir kere daha ortaya koymuş oldu.

Belki de programın en güzel ve duygulandıran yönü ise Darbeyi durduran Salalar” belgeseliydi ki, hepinizin onu seyretmesini tavsiye ederim.