21 Haziran 2023

Dert çok, derman yok (1)

“Dost bivefa, felek birahm, devran bisükun,

Dert çoh, hem-dert yoh, düşmen kavi, tali’ zebun!”

    

                                                      Fuzuli

 

Karşılaştıklarım ve gördüklerim gözüme batar gibi acı veriyor ve üzülüyorum. Gözüme ilişenler karşısında bir insan olarak yüzüm, gözüm kızarıyor; psikolojim bozuluyor! Bunları görmemiz, ilgisizlikten mi, vurdumduymazlıktan mı, umursamazlığımızdan mı desem? Hangi birini anlatayım ki gözüme saplanan hançerlerin/okların açtığı yaralar iyileşsin ya da kabuk bağlasın... Dostlar, toplumsal sorumluluğumuz üzülerek belirtiyorum ki can çekişiyor!

 

Böyle dertli dertli inlerken birden gözüm, yeni adıyla ESK (Et ve Süt Kurumu) ile ilgili habere ilişince üzüntüm kat kat arttı. Mağazalarında et yok...  Türkiye bir tarım ülkesi değil mi?Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız yok mu? Tarımsal ürün olan et neden yetersiz oluyor? Esnaf dediğimiz statüdeki kasaplarda veya marketlerin et reyonlarında et çok; ancak vatandaşın ucuz et alabileceği ESK mağazalarında yok! Niye kasaplar eti bulabiliyor da ESK mağazaları bulamıyor. Bu durumun birincil nedeni iyi bir planlama yapmamış olmaktır. Süresinde iyi bir alt yapıyla planlama yapılsaydı bu “et ve et ürünleri kıtlığıyla” karşılaşmazdık! Kimse kusura bakmasın, yönetmek, sadece koltukta oturmakla olmuyor... Öngörü ve özveri gerekiyor. Amaç vatandaşa hizmet olduğuna göre yeteri kadar satış mağazası açın ve bu mağazalarda yeteri kadar ürün bulundurun... Sizin  ESK’ın  makamlarında oturma nedeniniz budur! Hizmet, hizmettir, hizmetin küçüğü büyüğü olmaz... Küçükten büyüğe, her alanda hizmet etmek devletin; araçsal olarak da vekalet verdiğimiz vekillerimizin ve onların göreve getirdiği yetkililerin birincil görevidir. Bunlar benim kişisel tespitlerim değil... Günlük basın yayın organlarına göz atan veya dinleyen herkes benim bu gördüklerimi görüyor ve duyuyor. Bir de yaşadıklarımız var: Adı geçen kurumunun mağazasına geçen hafta uğradığımda ben de hayal kırıklığı yaşamıştım. Sorularıma aldığım cevaplar ilginçtir: “Dana eti yok, kıyma yok, kuşbaşı yok, kavurma yok! Yok, yok, yok!” Şairimizin deyimiyle:

 

“Bütün yokluk mu her yer?

Bâri bir “Yok!” der sadâ yok mu?

 

                         M.Akif Ersoy

 

Yoksa kapatın mağazayı, üzerine de; “Bu mağaza, satacak ürün bulamadığından kapatılmıştır!” biçiminde bir levha asın!

 

Bir vatandaş olarak soruyorum: “Bu kurumlar niye çalışmıyor; devletimizin bütün imkanları ellerinin altında... Personel mi yok, araç mı yok, para mı yok? Bunlar yoksa ve bulamıyorlarsa vatandaş olarak biz ne yapabiliriz ki... Vatandaş olarak biz kendimize düşeni yapmış ve yetkiyi vermişiz. Gerisi ilgili ve yetkililere kalıyor. Bakanlığı var, kurumu var, genel müdürlüğü var, personeli var; ancak vatandaşa hizmet edecek, gönüllerini hoş edecek et ve süt ürünleri yok...

 

ESK’nın et ve süt ürünleri de artık tarım kredi kooperatiflerinin mağazalarında satılacak diye duyduk; ancak yine “yok, yok, yok!” larla karşılaşıp ensemizi kaşıya kaşıya eve döndük!

 

Devletin varlık nedeni vatandaşa hizmet değil mi, vatandaşın rahatı, mutluluğu, huzuru değil mi? Nasıl ki vatandaşımız için sayılamayacak kadar yol, köprü, tünel, viyadük, otoyol, köprü havaalanı için para harcıyorsak vatandaşın ekonomik sıkıntıları için de çalışmalı, kafa yormalı ve hizmet etmeliyiz.

Sayın Cumhurbaşkanımız, her defasında; ”İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” demiyor mu? Biz, vatandaşa gerekli hizmeti ulaştırmadan, ihtiyaçlarını karşılamadan “devlet yaşasın” desek bu ne derce mümkün olur, onu da size bırakıyorum. inandırıcı olur?

 

Hayat pahalılığını -ki Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu ilk bakanalar kurulu toplantısından sonra üzerine basa basa söyleyerek dikkatinizi çekti- sona erdirip vatandaşı düzlüğe çıkarmalısınız ki siyasette de başarılı olasınız!

 

Devlet denen aygıt vatandaş için vardır. Vatandaşın huzur ve mutluluğu için çaba harcanmazsa vatandaş devlet için var olmuş olur.  

Bizden söylemesi! Bizim görevimiz söylemek; yetkililerin görevi de dikkat çektiklerimizi yapmaktır.

 

“Amacımız zülf-i yare dokunmak değildir.

Kaş yapayım derken göz çıkarmak hiç değildir.”