05 Temmuz 2023

Dert çok derman yok

           “Dost bivefa, felek birahm, devran bisükun,

Dert çoh, hem-dert yoh, düşmen kavi, tali’ zebun!”

 Fuzuli

Yönetici görevlendirirken, Allah’ın; “İşi/görevi uzmanına verin!” (Nisa:58) emrine uymamız gerekir! Doğru olanı, bir görevi kim daha iyi yapıyor ve başarıyorsa ona vermektir. Buna uymadığımızda işlerimiz aksıyor ve kaybediyoruz. Bazı yöneticilere bakıyorum; yaptıkları görev ile öğrenim gördükleri alanları uyumlu değil! Görev alanlarıyla ilgili öğrenimi bitirmiş, görevinin uzmanı kişilerinkıtlığı yok ki Türkiye’de? Kimse beni iktidar muhalifi görmesin bu dostça olumlu/pozitif eleştirilerimden ötürü... Kim olduğumuz, ne yaptığımız ortada... Bu konuda şöyle bir toplumsal hatamıza da değinmeden geçemeyeceğim: “Aman kimseyi eleştirmeyelim, aman zülf-i yare dokunmayalım, aman bizi muhalefetten biri gibi değerlendirmesinler... Aman, aman, aman! İlişmeyelim; “başkalarının ekmeğine yağ sürmeyelim” diye diye doğruları söyleyemez duruma geldik. Oysa; “İyiliği anlatma, kötülükten vazgeçirme!” diye insan ve Müslüman olarak asli bir görevimiz var. Bu görev bizi sorumlu tutar. Bildiğimiz halde söylemekten çekinir veya incitmeyelim, küstürmeyelim, darıltmayalım gerekçeleriyle elimizi eteğimizi çekersek cezasını hepimiz çekeriz. “Yaş kuru beraber yanar.” Bir insan, bir vatandaş ve bir Müslüman olarak “neme lazım” deyip günümüzü gün edemeyiz. Hepimiz aynı gemideyiz! Yazıktır, günahtır; olacak olanlar herkese oluyor; cezasını da yine vatandaş çekiyor. İstiyoruz ki vatandaş devletin hizmetlerinden memnun kalsın ve bürokratın hatalarının, iş görmezliğinin/ öngörüsüzlüğünün faturasını kimse iktidara kesmeye kalkışmasın!

Sayın vekillerimiz!

Vatandaş size; adlarına iş göresiniz, ulusal ve yerel yetkili yöneticilerle koordineli bir şekilde çalışıp eksikleri tamamlayarak hizmet edesiniz diye vekalet verdi! Seçimden önce gecenizi gündüzünüze katarak ter döktünüz ve vatandaşın vekaletine talip oldunuz. Vatandaş görevini yaptı ve size istediğiniz vekaleti/yetkiyi sınırlı süre için verdi. Hangi partiden olursanız olun fark etmez! Çünkü sizin: ”Partim iktidar olamadı, ben ne yapayım, elimden bir şey gelmiyor!” deme hakkınız yok! Eğer böyle düşünür ve davranırsanız o zaman size oy veren vatandaşı cezalandırmış olursunuz. Bir daha ki seçimde vatandaş size oy vermemekte haklı olur. Şimdi vatandaşın size ihtiyacı var! Vatandaş olarak hizmetimize koşacak ve gecenizi gündüzünüze katarak hizmet edeceksiniz ki bir sonraki seçimde de oy isteyebilesiniz... Siz vatandaştan hizmet için yetki istediniz; vatandaş da bu hizmetler için “size yetki/vekalet” verdi.

İktidar ve muhalefet ayrımı yapmadan milletin vekillerine sesleniyorum. Siyasette küskünlük, kin ve düşmanlık olmaz! Seçim propagandası sırasında rekabet etmeniz normal karşılanabilir; ancak “seçim bitti, kavga bitti, şimdi hizmet zamanıdır.” Duyduklarımız da var: Kendi özel işiniz olduğunda gidip muhalefete yalvarıp özel işinizi çözmeye çalışıyorsunuz! Ancak vatandaşın işi olduğu zaman; “Benim partim değildir, ben gitsem de yapmazlar!” diyorsunuz. Bu yanlıştır ve bu yanlışın cezasını da bir sonraki seçimde alırsınız. Gece gündüz, canla başla adeta bir seferberlik anlayışı içerisinde muhalefet, iktidar demeden sadece vatandaşa hizmet için çaba harcamazsanız halk kimseyi affetmez! Deyim yerindeyse “dokuz kapıdan kovulsanız da onuncu kapıya gidin” siz de...

Sevgi, özveri ister. “Sevgide özverinin sınırı yoktur.” Vekaletini aldığınız vatandaşı seviyorsanız, özveride bulunacaksınız...

Amacımız üzüm yemektir; bağcıyı dövmek değildir!

Amacımız zülf-i yare dokunmak değildir!

Kaş yapayım derken göz çıkarmak