01 Ocak 2016

Dikkat: Devlet sınıfta kalmak üzere

Türkiye için 2015 zor bir yıl oldu. İçte ve dıştaki gelişmeler ülkeyi ciddi manada sarstı. 2016 daha zor bir yıl olacak. İçte ve dıştaki gelişmeler ülkenin enerjisini emmeye devam edecek.

2015 yılı için dar bir değerlendirme yapmak gerekecek. Lakin bu değerlendirmeyi Kürt sorunu ve PKK ekseninde okumak doğru olacaktır. Türk solunun fantezi dolu hayallerine kurban olmuş bir Kürt entelijansiyası doğru düşünme melekelerini yitirmiş olarak Kürtleri yeni mecralara sürükledi. ‘Türk solu, hayallerinde gerçekleştiremedikleri fantezileri Kürtler üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyor' diyor, Diyarbakır'ın saygın iş adamlarından Sayın Şah İsmail Bedirhanoğlu…

Gezi kalkışmasıyla Hükümeti deviremeyen Türk Solu seçim yoluyla da hükümeti deviremeyince kendi fantezilerine ortak kılmak için yeni hedef olarak Kürt solunun aklını çelmeyi başardı. Kürt sorununda çabaları elinin tersiyle bir kenara itip, Rojava'da elde etkileri kazanımları aynı yöntemle kazanacaklarına inandılar. 2013 yılının Gezi ve 17-25 Aralık sarsıntıları, Suriye krizinin derinleşmesi, DAEŞ'in yükselişi,  Kobani çatışmaları ve 7 Haziran 2015 seçimleri Kandil şahinlerince artık harekete geçme zamanının geldiği biçiminde yorumlandı. 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra savaş hazırlıkları başlatıldı. 22 Temmuza gelindiğinde “artık savaş başlasın” dendi. Adıyaman'da bir askerin ardından Ceylanpınar'da iki polisin şehid edilmesinin ardından uçakların Kandili bombalamasıyla savaş başlamış oldu.

12 merkezde sözde “Özyönetim” ilanları, ardından kazılan hendeklerle beraber net bir alan kazanma durumu oluştu. Hendekler kazılıp PKK içte saldırılar yaptıkça, devlette sadece Kandil'i vurarak PKK ile mücadele ettiğini zannetti. Hendekler artıp içleri bombalarla döşendikçe olayın vahameti anlaşıldı. İstihbarat zafiyeti yoktu, lakin istihbaratı değerlendirmede aynı şeyi söylemek mümkün değil… Emniyete ‘binlerce silah ve tonlarca patlayıcı var şehirlerde' denince, alınan cevap hep, “abartıyorsunuz” olmuştu. Evet, tüm halk abartıyordu, STK'lar abartıyordu. ‘Yeter ki süreç devam etsin modundaki idareciler' hadise açığa çıkınca ne düşünmüşlerdir acaba?

PKK yöneticileri Suriye'deki durumun benzerini Türkiye'de yaşatabileceklerini sanıyorlar, amaç Türkiye'de de dışa açık bir müdahale ortamı yaratmak, lakin böylesi bir ortam sağlanabilir mi? Avrupa ve Amerika bunca Suriyeli mülteciye rağmen, Rusya, İran ve Suriye ortaklığının yaptıkları onca oyuna rağmen Türkiye'de böylesi sert bir oyuna izin verme şansına sahip mi? Hele de 5- 10 milyonluk Türk-Kürt mülteci tehlikesi oyunun rengini belirlemeye yetecektir.  Özellikle vekâleten sürdürülen 3. Dünya savaşı neredeyse asaleten savaşa çevrilmek üzereyken…

Hükmet PKK ile mücadele işini Genel Kurmaya havale ederek işin içine devleti katmış oldu. Olası başarısızlık durumunda bir darbe girişimini de engelleme noktasında bu hamle çok ciddi bir sonuç doğuracak, darbe bahanelerini yok edecektir. Kürt sorununda İlk günden bu yana yanlış yönetilen çözüm çabalarında hükümetin yeni bir yol haritası çizeceği ve STK'lar, Hak-Par, Hüda-Par üzerinden HDP ve diğer bazı yapıları devre dışı bırakacağı iddia edilen bir yol haritasıyla devam edileceği yazılıp çiziliyor. Eğer bu doğruysa yanlış yöntemlere yeni bir yanlış eklenmiş olur. Elinde silah olanın elinden silah alınmadıktan sonra, HDP ya marjinalize edilip ya da ikna edilmedikçe Kürt sorununun çözümünün yarım yamalak kalacağını bilmek için kâhin olmaya gerek yok.

İlk dediğimizi tekrar edelim 2016 zor bir yıl olacak, bu kadar zor bir coğrafyada iç ve dış mücadeleyi sürdürmek kolay değil.  PKK sürdüremeyeceği bir çatışma sürecine girdi, daha şimdiden ciddi zarar görmüş durumda. Devletin atacağı adımlar da önemli, ilk adımda evinden çıkmak zorunda kalan insanlara sıcak bir ev ve sıcak bir aş sağlamak olmalı. Şu ana dek devlet çokta başarılı değil. Esnaflar ise kan ağlarken şehir idarecileri “hele sokağa çıkma yasağı kalksın” ifadesinden artık uzak durmalı…

İlk ödev bu! Hadi kolay gelsin…

Not: Medine-i Münevvere'de vefat eden Gazeteci ağabeyimiz Hasan Karakaya'ya Allahtan rahmet dilerim. Mekânı Cenneti Ali olsun. Sonsuza dek Peygamber komşusu olmak ne güzel…