Din görevlileri buluşmasından notlar
Bu yıl Mevlid-i Nebi haftasını, Camiler ve Din görevlileri haftasıyla birlikte idrak ettik. Rahmet Elçisi’nin (s.a.v) dünyamızı teşriflerinin seneyi devriyesi her yıl olduğu gibi bu yıl da tarifsiz bir hareket, bereket ve muhabbet vesilesi oldu.
Diyanet İşleri Başkanlığı zaman tünelinde birbiriyle
kucaklaşan bu iki haftayı büyük bir coşku ve heyecanla kutladı. Sadece Bağcılar
Müftülüğü’nde söz konusu haftalarla ilgili kırka yakın program icra edildi.
İstanbul Müftülüğü, Büyük Çamlıca Camii’nin konferans salonunda tertiplediği
görkemli programla anlamlı bir buluşma gerçekleştirdi. TBMM Başkanımız Prof. Dr. Sayın Numan
Kurtulmuş beyefendinin şereflendirdiği programı İstanbul Valimiz Sayın Davut
Gül beyefendi de onurlandırdı. İstanbul Müftümüz Prof. Dr. Sayın Safi Arpaguş
hocamızda camiamızı yüksek temsilleriyle gururlandırdı.
Büyük Çamlıca Camiinin konferans salonu genişliği ve
ferahlığıyla göz dolduruyor. Bu güzel mekân bundan sonra görkemli programların
değişmeyen adresi olmaya namzet gözüküyor. Büyük Çamlıca Camii birçok açıdan
üzerinde hassasiyetle durulmayı hak ediyor; vakti geldikçe dururuz İnşallah.
İstanbul Müftülüğü’nün nazik davetine İstanbul’un 39 ilçesinden icabet eden
müftüler, şube müdürleri, vaizler, din hizmetleri uzmanları, murakıplar,
şefler, Kuran kursu öğretmenleri, imamlar, müezzinler ve müftülüklerin çeşitli
birimlerinde din hizmeti sunan din görevlileri salonu hıncahınç doldurmuştu.
Saatler 10.30’u gösterdiğinde Büyük Çamlıca Camii müezzin kayyımı Hüseyin
Akbulut programın ‘’besmelesini’’ çekerek o güzel sesi ve kıratıyla Kerim
Kitabımızdan bir aşrı şerif tilavet etti. Kur’an tilavetiyle mest olan gönüller
daha sonra Taksim Camii müezzin kayyımları Hasan Akıntaş ve Cengiz Bayraktar
hocaların sunduğu musiki ziyafetiyle adeta coştu.
Şimdi sıra, Kur’an Tilaveti ve musiki ziyafetiyle
coşan gönülleri hikmetli ve hakikatli günün anlam ve önemi üzerine kurulmuş cümlelerle
buluşturmaya gelmişti. Kürsüye ilk
olarak programın ev sahibi İstanbul İl Müftümüz Prof. Dr. Sayın Safi Arpaguş
hocamız geldi. Hocamız kısa fakat veciz bir konuşma gerçekleştirdi. Özetle dedi
ki: Hz. Peygamberin ümmeti olarak üzerimize düşen iki görev var.
1- Hz. Peygamberin kutlu davetine henüz icabet
edememiş olan (ümmeti daveti) İslam’a davet etmek.
2- Hz. Peygamberin kutlu davetine icabet etmiş bulunan
(ümmeti icabeti) ise irşat etmek. Bu irşadı gerçekleştirebilmek için “dostun
evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim” diyebilmemiz gerekiyor.
İl müftümüzün selamlamasının hemen ardından kürsüye
İstanbul valimiz Sayın Davut Gül beyefendi geldi. Sayın Valimiz yaptığı duygu
dolu konuşmada şunları söyledi: ‘’Camilerimizi hayatımızın, şehrimizin ve
mahallemizin merkezine almalıyız. Mahallemizdeki yaşlılarımız, engellilerimiz,
yetimlerimiz, öksüzlerimiz, madde bağımlısı kardeşlerimiz vs. evet bütün
bunların hepsi bizim birinci önceliğimizdir. ‘’
Salonu hıncahınç dolduran din görevlilerinin büyük bir
dikkat ve heyecanla takip ettikleri program, TBMM başkanı Prof. Dr. Sayın Numan
Kurtulmuş beyefendinin kurduğu besin değeri yüksek cümlelerle taçlandı. Hangi
partiden ve siyasi düşünceden olursa olsun bir TBMM başkanının din
görevlileriyle ilgili bir programı şereflendirip konuşması son derece anlamlı ve fevkalade önemlidir.
Meclis başkanımızın hazirunu irşat ve tebliğin öncüleri olarak selamlaması
hayli anlamlıydı. Meclis başkanımızın camilerle ilgili şu özgün tanımı bence
son derece kıymetli; “Camilerimiz hepimiz için istikamet ayarlama merkezleridir.
Şehirlerimize imanımızla vurduğumuz birer İslam mührüdür.”
Meclis başkanımız konuşması esnasında öyle bir soru
sordu ki, hakikaten o sorunun cevabı üzerine düşünmeye değer.
‘’Bir an İstanbul’da camileri yok farzedin bakın
bakalım gözünüzün önüne nasıl bir şehir geliyor. Camilerimizle alakalı Ahmet
Hamdi Tanpınar şöyle bir tespitte bulunur. Bizim milletimiz cami inşa ederken sadece
bir fiziki mekân inşa etmez, aynı zamanda onu inşa ederken bile ibadet eder.’’
Meclis Başkanımız aziz milletimizin mabetlere karşı
tarihi tutumunu iki cümleyle şöyle özetliyor: “Haremeyn’e hizmet şiarımızdır.
Mescidi Aksa kırmızı çizgimizdir”
‘’Camilerimizin özelliklerini saymakla bitiremeyiz’’
diyen Meclis başkanımız devamla şunları söylüyor.:
‘’Camilerimiz bizim için sadece bir ibadethane
değildir, aynı zamanda birer kültür ve sanat merkezleridir. Bulundukları
şehirlerin ruh merkezleridir.’’
Değerli misafirimiz tam kitabın ortasından bir tespit
yapıyor ve şöyle diyor:
‘’ Bu topraklarda fazla cami inşa edilmesinin sebebi
milletimizin parasının çokluğundan değil, Müslümanlıkla yoğrulmuş
olmasındandır. ‘’
Aziz okurlarım! Âcizane katıldığım bu anlamlı
buluşmadan sizleri de bilgilendirmek istedim. Malum ola ki; Okuduklarınız
dinlediklerimden, yazdıklarım da anladıklarımdan ibarettir.