02 Ocak 2017

Dinsizlik afyondur

Özellikle ideolojilerini kendilerine din edinen Marksist kesimlerin çok zikrettikleri,  Yahudi asıllı bir filozof olan Karl Marks'ın  “din toplumun afyondur” sözü, dönemin Avrupa'sında daha ziyade Hristiyanlık üzerinde ki gözlemler neticesinde söylenmiş ve menfi bir şekilde tüm topluları genelleyecek şekilde aktarılmıştır.

Evet, bozulmuş Hristiyanlık dini, Kemalizm'in laiklik tanımına paralel şekilde inancı, sadece vicdana ve ibadethaneye hapsetmiş, sosyal problemlere karşı pasif duruşuyla birlikte, kendisi de ayrı bir problem olarak insanları ruhen sömüren bir duruma gelmiştir.

Ülkemizdeki batı özentisi kültür işportacıları ve kendilerine aydın maskesi takmış din düşmanları ise, İslam dinini de karalamak ve kendi vicdanlarını da susturabilmek için bu sözü dogmaları haline getirmişlerdir.

 İslamiyet'i Kuran ve Sünnet ışığında öğrenmek ve anlatmaya çalışanları dinlemek gibi bir dertleri asla yoktur. Sadece kendi yanlı ideolojik kaynaklarının, gazete, yazar ve yayınevlerinin sübjektif analizlerini, kitaplarını okurlar ve sürekli yenilenen aşağılayıcı tanımlarla Müslümanları ve dini değerleri tahkir ederler.

Sosyal medyada göze çarpan birkaç video bu yobaz tiplerin insan ve inanç düşmanlığının ispatı niteliğindedir. Planlı ve organize bir eylem olduğu farklı mekânlarda çekilmiş benzer videolardan anlaşılmaktadır.

İdeolojisiyle beyni yıkanmış, öfkesiyle afyonlanmış birkaç tipin kendilerine hiçbir şey yapmayan, insanlara selam verip sohbet eden,  en fazla bir kitap hediye eden izinli-saygılı vatandaşlara, sarıklı ve sakallı olmalarından dolayı, işidçi, çocuk tacizcisi, katil v.b. şekilde olmadık hakaretlerle saldırdıklarını üzülerek ve öfkelenerek izledik.

Bu kadar iftira ve hakarete rağmen, insanlıktan nasibini kaybetmiş canavarlarla kavga etmeden, tartışmadan,  sabırlı bir duruşla olay yerinden uzaklaşan kişilerin metanetine hayran olurken, en azından güzel bir dilekçeyle savcılığa suç duyurusunda bulunmaları gerektiğini de eklemden edemeyeceğim. Çünkü bu saldırgan ve küstah davranışın sahipleri yanlarına kâr kaldığını düşündükleri her eylemlerinden sonra daha da küstah ve saldırgan olacaklardır.

Onların düşmanlığı hiç tanımadıkları birkaç sarıklı vatandaşa değil, o vatandaşların şahsında İslamiyet'e ve Müslümanlaradır.

Bu cüretkârlığın ve öfkenin bir adım sonrası pkk dır, dhkp-c dir. Savcıya, polise suikasttır, canlı bomba eylemidir. Allah korsun videoda seyrettiğimiz slogan kusan afyonlanmış tipler, belki aylar yıllar sonra bir terör eyleminin afyonlu fedaileri olabilirler.

Hâlbuki İslamiyet, dünyada Allah'ın adaletini yayma ve yaşatma görevini, halifem dediği insana yüklediği, hem vicdan ve ahlakı besleyen, hem de sosyal hayatı düzene koyan bir kurtuluş, bir mutluluk dinidir.

Hem dünya hem de ahiret mutluluğumuzun teminatıdır. “Peki, o zaman bu İslam coğrafyasının hali nicedir?” denirse; bende derim ki:  “Hakkıyla yaşadığımız bir İslami hayat var mı ki? teminatımız olsun!”

Yılbaşın da hınca hınç dolu eğlence mekânları olan, uzayıp giden milli piyango bilet kuyrukları bulunan, yılın her günü günahhanelerin müşteri bulduğu buna rağmen ilim meclislerinin çok az olduğu, camilerin rağbet görmediği bir toplumda İslami yaşayış ve gerçek mutluluktan bahsetmek zordur.

 Evlerimiz, kentlerimiz, eşya ve kıyafetlerimiz hatta eğlencelerimiz, düğünlerimiz hep batı algı dünyasına göre taklit edilirken; yaşanmayan bir İslamiyet'le nasıl mutlu olacağız?

Aydınlık bir odada ışıkları söndürürsek karanlık olacaktır. Hem karanlığın hem de aydınlığın bir arada görülmesi mümkün değildir.

Dinsizlik ve dinin yasak ettiği şeyler, insanı geçici heveslerle, sahte umutlarla oyalayan ve daha büyük çıkmazlara sürükleyen birer afyondur.

İslam ise, doğru ile yanlışı ayıran, sınırları çizen, ölçüyü koyan bir dindir. “O yedi göğü tabak tabaka yaratandır. Rahman'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak görüyor musun?” (Mülk 3) diyen Allah'ın yarattığı fizik kurallarında hata olmadığı gibi, sosyal kurallarında da hiçbir hata yoktur.

Zamanımızın Nemrut ve Firavunları hizmetlerine aldıkları “bilim adamları” ve teknoloji ağları sayesinde algı bombardımanına tuttukları insanlığı dinsizlik afyonu ile yönetmek istemektedirler.

“Yaratılanı severim, Yaratandan ötürü” diyen Allah aşığı Yunus Emre'nin tersine bu dinsizler, Allah'a olan düşmanlıklarından dolayı yaratılanlardan da nefret eden merhametsiz canavarlardır. Başta insanlık olmak üzere, bütün yaratılanlara acılar çektirerek Allah'tan intikam alacaklarını zanneden acizlerdir.

“Onların bir planı varsa, Allah'ın da bir planı vardır.” (Tarık 15-16)

Çare, “Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın” (Ali İmran 103) emrine itaat edip İslamiyet'i Kuran ve Sünnet ışığında yaşamak, bunun için Kuran, Arapça, Tefsir, Hadis gibi değerli ilimlere hep birlikte talip olmaktır.

Bu güzel kış günlerinin bizler için güzel bir başlangıç olması duası ile…