24 Ekim 2015

Diyaspora’dan HDP’ye destek çağrısı!

SPOT: ne yaparlarsa yapsınlar; Türkiye'nin egemenliğini tehdit eden, toprak bütünlüğüne yönelik tehdidin merkezine dönüşen, terör ve şiddeti barış ve demokrasi maskesiyle meşrulaştırmaya çalışan HDP'den barış güvercini çıkmıyor işte.

1 Kasım seçimlerinin Türkiye için ne derece önem taşıdığını anlamak istiyorsanız, sürece yurt dışından gelen müdahalelere bakın yeterli.

Kimin kimi hangi saiklerle desteklediğinin cevabı, bu müdahale merkezlerinin öne sürdüğü argümanlarda gizli.

Mesela Ortadoğu'daki satrancın ana ayağını oluşturan Küresel Sistemin yenilenmesi çalışmalarının aktörleri, AK Parti'nin zayıflayacağı, “koalisyon” dayatan bir seçim sonucu hedefliyor.

CHP'nin muhakkak yeni dönemde yürütmenin içinde olması üzerine oturtmuşlar beklentilerini.

CHP'li bir hükümet formülünün de AK Partinin zayıflamasına bağlı olduğunun farkındalar. HDP'ye yönelik yaklaşımları da bu stratejinin ürünü zaten.

HDP'yi; hem de terörün legal uzantısı olan HDP'yi barış ve demokrasinin güvencesi olarak sürüyorlar milletin önüne.

Ama ne yaparlarsa yapsınlar; Türkiye'nin egemenliğini tehdit eden, toprak bütünlüğüne yönelik tehdidin merkezine dönüşen, terör ve şiddeti barış ve demokrasi maskesiyle meşrulaştırmaya çalışan HDP'den barış güvercini çıkmıyor işte.

Terörle ilişkisi nedeniyle dünyanın her yerinde siyasi faaliyetleri yargı tarafından askıya alınması muhtemel olan HDP'nin terörle organik ilişkisine dair yargının refleks göstermemesi bu partiyi meşru kılmıyor.

Millet nezdinden meşruiyetini ve legalliğini kaybetmiş HDP'ye, sistemin kendini koruma refleksiyle kör ve sağır kalması, bu partinin şiddet ve terörün ayrışma ve çatışmanın merkezi olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Sadece bunlar da değil…

Türkiye'nin toprak bütünlüğüne kasteden bütün küresel merkezler HDP'ye yoğunlaşmış durumda.

Mesela bunlardan biri de Adalet ve Demokrasi için Avrupa Ermeni Federasyonu (EAFJD).

Bu Ermeni örgütü, 7 Haziran öncesi olduğu gibi 1 Kasm seçimleri için de HDP'ye oy istiyor.

Örgüt açıklamasında, “HDP'nin parlamentoda var olması, özgürlük, eşitlik, barış ve adaletin garantisi olacaktır" deniliyor.

Sanki 7 Haziran'da 80 temsilciyle parlamentoda olan HDP değildi terör ve şiddeti körükleyen… Suruç'taki patlamayla yeniden tırmanan terörü kanı ve gözyaşını PKK'dan soyutlayıp halkı devlete karşı kışkırtan söylemlerin sahibi HDP değildi sanki…

Özyönetim küstahlığıyla bölgedeki bir çok ilçe merkezini savaş alanına çeviren HDP zihniyeti değildi onlara göre.

Silahtan kan ve gözyaşından beslenenlerin “özgürlük, eşitlik, barış ve adaletin garantisi olması” mümkün mü?

Ermeni diyasporasının bu ülkede özgürlük, eşitlik, barış ve adalet gibi bir derdi mi olabilir sonra.

Onların eşitlik, barış gibi süslü cümleleri bu ülkeyi bölüp parçalama hevesini kamufle etmek için kullandıklarını bilmiyor muyuz?

Ermeni sözünü asla bir aşağılama olarak kullanmıyorum. Neticede huzuru bu topraklarda ve al bayrak altında bulan bu ülkeye sevdalı Ermeni kökenli vatandaşlarımız var.

Ama bunlar öyle mi? Bunlar bu ülkeyi bölüp parçalamak için iştahla bekleyen sırtlan sürüsü…

Bunlar Ermenilere de Kürtlere de zulmü reva gören vampir sürüsü.

Bunlar, Ermeniler ve Kürtlerin kanını emerken aldıkları keyfi, özgürlük, barış ve adalet kavramlarıyla örten alçaklar sürüsü…