17 Haziran 2020

‘Dördüncü zindan, kendim’

Hollanda'nın Rotterdam şehrindeki meydanda yapımı 1951'lere kadar uzanan bir heykel vardır. Ali Şeriati, İnsanın Dört Zindanı kitabında bu heykel hakkında şunları söylemiştir:

"Hollanda'nın Rotterdam şehrinin büyük meydanının ortasında çok ilgi çekici bir heykel vardır. Bu heykel taştan yapılmıştır, ama bütün eklemleri birbirinden ayrılmıştır. Mesela, boyun biraz eğri, dirseği biraz kolunun yanına yerleştirilmiş, diz ve ayak bileği de böyle... Öyle ki meydanın ortasındaki bu heykele uzaktan baktığınızda, hafif bir yel esse, yıkılıp dökülecek diye içiniz dökülür, yüreğiniz oynar. Hâlbuki heykel taştan yontulmuştur. Heykeltıraş, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki insanı simgelemeyi amaçlamıştır. Ancak bu heykel, her zamankinden daha güçlü, kaya gücüne sahip olan, ama her zamankinden daha çok mahvolacağı endişesi taşıyan günümüz insanının simgesidir. Niçin bu böyledir? Çünkü üç zindandan kurtuluş, ona şimdiye kadar sahip olmadığı büyük bir güç vermiş, ancak yine aynı insan, buradan Merih'i bombalayabilecek güçte olduğu,  buradan karmaşık bir makineyi Ay küresine veya uçsuz bucaksız uzayın derinliklerine yöneltip güdebilecek kudret ve yetenekte olduğu hâlde, evet bu kişi, bunları yapabilecek büyük bir bilgin ve sanatkâr olduğu hâlde, başka bir yerde aylığına yüz tümen zam yapılsa oraya gidip buraya karşı çalısacak derecede zayıf bir varlıktır."

2.Dünya savaşından sonra yapılan bu heykel, Nazilerin tahribatından, zulmünden arda kalan insanı yani savaş sonrasındaki insanı simgeler. Şeriati'nin penceresinden bakacak olursak bu insan, beşer'den insana doğru evrilişimizin önünde duran dört zindandan (Tabiat Belirlenimi, Tarih Belirlenimi, Toplum Belirlenimi ve Kendi Belirlenimi) üç tanesini aşmıştır, kurtulmuştur. Bilim ve Teknoloji ile Tabiat zincirini kırmış yine tarih felsefesi ve tarih bilimi ile tarih cebrini yıkmış, sosyoloji bilmi ile de toplumsal belirlenimden kurtulmuştur. Bu hâliyle herhangi bir dış nedenden kaynaklanan bir sınırlılığı kalmayan insana dönüşmüştür. Elindeki bilgi ve teknoloji ile tabiata, coğrafyaya, tarihe ve topluma meydan okuyabiliyor. Kulağa oldukça güçlü geliyor fakat yine Şeriati'nin deyimiyle dördüncü zindanda mahsur kalıyor.

Bu zindan, "kendim" zindanıdır ve bunu aşmak oldukça zordur. Her şeye ve herkese savaş açabilecek güce sahip insan, kendisine, istek ve arzularına, bencilliğine, hırslarına, dürtü ve güdülerine savaş açamıyor. Kendisini dizginleyemiyor. İşte bu zavallılığın, bitmişliğin ta kendisidir. Diğer üç zindandan kurtuluşu görmezden sayıp hiçe götüren bu dördüncü zindan, oldukça gaddardır.

Şeriati'ye göre insanın bu zindandan kurtuluşu ancak "İsâr"(bireyin, insanın başkasını kendisine tercih ettiği bir aşamadır.) ile "aşk" ile yani "din" iledir. Hiçbir karşılık beklemeden ötekinin yararını gözetmeyi ruhumuza işlemedikçe bu zindandan çıkmamız mümkün değildir. Günümüz insanı ilk üç zindandan kurtulmuş olsa da bu dördüncü zindanda(kendi belirleniminde) bedenini ve ruhunu çürümeye bırakmıştır.

Bırakmamış mıdır?

Bu heykele yolunuz düşerse bir de bu pencereden bakın istedim. Herkese bütün zindanlarından çıkabilecek cesaret ve feraset diliyorum.