25 Eylül 2023

Düşünmemizi engelleyen şovlar

Alev Erkilet hanımefendiyle yıllar önce Türkiye ve Türk gençliği üzerine bir röportaj yapmıştım. Konumuz bir ara Türkiye'deki şov programlarına geldi, yarışmalara geldi. Şu anda televizyonda çeşitli kanallarda yarışmalar yapılıyor. Yurt dışında da yapılıyor. Şarkı yarışmaları, vücut yarışmaları bunlar. Alev hoca hanım diyor ki, bu genç insanların vakti ve enerjisi daha çok günümüzde şov dünyasına yönlendirilmeye çalışıyor. Daha doğrusu küresel kentleşme ile odaklı olarak bedensel ve zihinsel üretimin yerini daha çok gösteri aleminin günübirlik tüketimi alıyor. Yani günümüzde insanların düşünmesi engelleniyor.

Düşünün yarışma programı izliyorsunuz, şarkı yarışması ya da herhangi bir yarışma, herhangi bir şov veya dizi izliyorsunuz. Dizi izlerken sizi o olaya götürüyor, o ana götürüyor. Sizi belli bir mesaj vererek oraya odaklandırmaya çalışıyor. Sizin kendinizin özgürce düşünmenizi engelliyor. Bunu lütfen bir deneyin. Bir film izlerken daldığınız zaman, bir televizyon açtığınız, izlediğiniz zaman kendinizden geçmiyor musunuz? Düşünmenimizi engelliyor. Kur'an-ı Kerim'de sık sık tekrarlıyor, 822 kere geçen Akletmez misiniz, Aklınızı kullanmaz mısınız ayeti var. Ama bu tür şovlarla bizlerin düşünmesi engelleniyor. Ve hoca hanım diyor ki, para merkezi değer oluyor ve kariyerimiz güçleniyor diye toplumun içerisinde tabiri caizse bir yeni akıntı oluşturmaya çalışılıyor. Özellikle televizyonlarda, dizilerde baktığımız zaman tepkisizleştirme, daha az düşünme, daha çok duygusallık ve kendini gerçekleştirememeye doğru gidiyoruz.

Günümüz gençlerimize özellikle girişimcilik lazım. Bu konuda maalesef azalıyoruz. Genç oranımız giderek artıyor. Gençlerin, üniversite okuyanların tek kaygıları KPSS'yi kazanacak mıyım? Devlette bir iş bulacak mıyım? Diplomayı alacak mıyım? Hayır. Niye böyle olsun? Niye sadece sınav odaklı olalım? Ya da niye sadece devlette çalışalım? Gençler yeni iş kursa, işlere doğru yönelsek, bunun için bir girişimci olsak, bu da aileden başlayarak, okuldan başlayarak gelecek. Ama evde bir yer kazansın da gitsin, devlete bir kapı atsın da gitsin ya da filan yerde çalışsın da gitsin deniyor. Sevgili gençlerimizin icat çıkartması için desteklemiyoruz. Gençleri girişimcilik için desteklememiz lazım.

Bugünkü genel geçer anlamında popüler kültürde işler var. Gençlerimiz bu tür popüler kültüre yönelerek yetişmeye çalışıyor. 2050'ye, 2030'a doğru yönelik bir proje yok, projeksiyon yok, bir ufuk yok. Futurism yani geleceğe dönük çalışmalarla ilgili bir projemiz yok. Sevgili gençlerden istiyorum ki şöyle akşam olduğu zaman hiç olmazsa bir yarım saatimizi geleceğe dönük konuşalım. Proje üzerine konuşalım. Hocam benim evde çocuk yok. Daha 9 yaşında olsun, 10 yaşında. Onu konuşturun, gelecekte nasıl bir Türkiye hayal ediyor? Gelecekte nasıl bir iş düşünüyor? Ya da hayalindeki projeler nelerdir? Hiç düşündünüz mü? Mesela diş fırçasını verin. Diş fırçası daha güzel nasıl olabilir? Daha estetik nasıl olabilir? Okula gidip servise biniyor. Bu servis daha güzel nasıl olabilir? Çocuklarınıza sorun, fikirlerinizi sorun. Haldır huldur servise biniyor, okula gidiyor, okuldan geliyor, ders yapıyor gidiyor. Hocam ne soruyu soracağız ki? İşte sıkıntı burada başlıyor. Çocuklarımıza girişimci olmayı, üretken olmayı öğretmiyoruz.

Çocuğumuz mezun oldu, fabrikada üretim çıktı hemen yolla başka fabrikaya kullansın. Böyle olmayalım. Dünya ülkeleri üzerinde elhamdülillah Türkiye belli bir yere geliyor ama girişimci sayımız artacağı yerde azalıyor. Daha çok girişimciye ihtiyacımız var. Genç nüfusumuz var. O zaman bu iş anne babalara düşüyor. Çocuklarınız kaç yaşında olursa olsun girişimci ruhunu fişekleyin, destekleyin. Onları fuarlara götürün. Sevgili babalar fuarlara gidiyorsunuz çalışan babalar, anneler. Çocuklarınızı haftada bir günlük olmasa da 15 günde bir işyerinize götürün. Piyasadan haberleri olsun. Sadece çizgi filmlerle ya da dizi filmlerle, televizyon filmleriyle çocuklarınızı baş başa bırakmayın.

Bugünkü konumuz girişimcilikti, çocuklarımıza akıllarını kullanmalıydı. Geleceğe dönük düşünmelerini sağlamaktı. Bunun için de işler bize düşüyor. Anne babalara düşüyor. Peki ne yapmalıyız? Çok basit, eve gelince soru soralım. Nasıl değiştirebiliriz? Nasıl yapabiliriz? Hani yataktan kalkmada sabah zorlanıyorlar değil mi sevgili anne babalar? Hadi kalk kalk kalk. Bunu kendisine bırakın. Daha kolay nasıl kalkabilirsin? Sen çare bul. Öğle yemeği yemiyorsun. Sabah kahvaltısı yapmıyorsun. Nasıl yapalım? Çareyi sen bul. Soru soralım. Fikri o üretsin. Hep kullandığım cümle var, helikopter anne baba olmayalım. Ona soralım. Yani aklını kullanmasını sağlayalım. “Efe la ta’kilun” diyor ayeti kerimede. Aklınızı kullanmaz mısınız? Hala akıllanmayacak mısınız? Çocuğumuz, evlatlarımız, gençlerimiz ve bizler aklımızı kullanalım. Kullandırmayı da sağlayalım inşallah. Daha özgür düşünen bir gençlik için, üreten bir gençlik için anne babalara çok iş düşüyor. Allah hepsine feraset versin. Hayırlı günler.