06 Temmuz 2023

Ebeveynliğin yeni formu: Dijital ebeveynlik

Tüm canlı yavruları içerisinde bakımı ve zahmeti en fazla olan canlı yavrularının başında insan yavrusu geliyor. Mesela bir fil yavrusu dünyaya geldikten sonra yaklaşık 30 dakika içerisinde ayağa kalkıp yürüyebiliyor. Oysa bir bebeğin yürümeye başlaması yaklaşık bir buçuk yıl sürüyor. Belki de bu yüzden anne babanın hatırı aziz, çabası kıymetli.

Baş döndüren bir hızla değişen dünya, giderek takip etmenin zorlaştığı bir yer halini alıyor. Bu değişime en çok katkı yapan faktörlerin başında internet, medya ve teknoloji geliyor. Özellikle internet ve medya ortamları aracılığıyla hayatımıza sürekli yeni kavramlar ve olgular giriyor. Bu durum ebeveynlik için de geçerli. Mesela temel ebeveynlik stillerine baktığımızda orada da hızlı bir değişimin olduğunu görmek mümkün. Otoriter ebeveynlikle başlayan süreç, hoşgörülü ebeveynlik, demokratik ebeveynlik, helikopter ebeveynlik ve nihayetinde dijital ebeveynlik şeklinde devam ediyor.

Ebeveyn olmanın ve çocukları çevrenin olumsuz etkilerine karşı korumanın giderek zorlaştığı yadsınamaz bir gerçek. Bugün, özellikle çocukları dijital dünyanın tehlikelerine karşı korumak çok önemli bir zorunluluk halini almış durumda. Teknoloji, dijitalleşme ve medyanın olumlu ve olumsuz etkilerinin belirginleşmesiyle öne çıkan bir kavram olarak dijital ebeveynlik; “çocukların dijital ortamlardaki aktivitelerini anlamaya, desteklemeye ve düzenlemeye yönelik ebeveynlik stili ve uygulamaları” şeklinde tanımlanabilir (Benedetto ve Ingrassia, 2020; Mascheroni, Ponte ve Jorge, 2018; Yurdakul, Dönmez, Yaman ve Odabaşı, 2013).

Dijital ebeveyn; teknolojinin ve dijital dünyanın olumlu ve olumsuz özelliklerini bilen, risklerin ve fırsatların farkında olan, çocuğunun dijital dünyayla ilişkilerini ve etkileşimlerini düzenleyen/kontrol eden, bu konuda çocuklarına rehberlik eden ve yol gösteren kişidir. Günümüz çocuklarının zamanlarının büyük çoğunluğunu ekran karşısında ve dijital dünyada geçirdikleri dikkate alındığında dijital ebeveynliğin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan, “Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması (2021)” sonuçlarına göre; internet kullanımı, 6-15 yaş grubundaki çocuklar için 2013 yılında %50,8 iken 2021 yılında %82,7 oldu. Düzenli internet kullanan çocukların %31,3'ü İnterneti sosyal medya için kullandığını belirtti. Çocuklar, sosyal medyayı hafta içi günde ortalama 2 saat 54 dakika, hafta sonu günde ortalama 2 saat 44 dakika kullandı. Cep telefonu/akıllı telefon kullandığını belirten 6-15 yaş grubundaki çocukların oranı, 2021 yılında %64,4 oldu. Ve düzenli olarak dijital oyun oynadığını belirten 6-15 yaş grubundaki çocukların %54,3'ü savaş oyunlarını oynadığını belirtti (TÜİK, 2021).

Araştırma sonuçlarına göre şiddet içeren oyunlar çocuklarda saldırganlık ve şiddet davranışlarına yol açmaktadır (Bluemke, Friedrich ve Zumbach, 2010; Fischer, Kastenmüller ve Greitemeyer, 2010). Dijital oyunlarla çok fazla meşgul olmak çocukların akademik başarılarının düşmesine neden olmaktadır (Anand, 2007). Etkileşimli özellikleriyle sosyal medya, gençleri, yasadışı uyuşturucuları ve diğer maddeleri kullanmaya teşvik etmektedir ve bu süreçte medya içeriklerindeki ünlüler ve reklamlar etkili olmaktadır (Nwafor vd., 2022). Araştırmalar, televizyon programlarında, filmlerde, müziklerde ve dergilerde çok fazla cinsel içerik bulunduğunu ve cinsel içeriklere maruz kalan çocukların cinsel ilişkiye daha erken yaşlarda başladıklarını göstermektedir (Collins vd., 2017).

Çocukları ve çocukluk masumiyetini yok eden dijital bataklığa çare arayan kimi ülkeler çocukların belirli yaşlardan önce sosyal medyayı kullanmaması, okullarda akıllı telefon ve akıllı saat gibi elektronik aletlerin kullanılmamasına yönelik kısıtlamalar getirmektedir. Bu süreçte en önemli aktör tartışmasız anne babalardır. Çocuklarına en yakın olan, onları en iyi tanıyan ve zamanının büyük bölümünde çocuklarla bir arada olan anne babalardır.

Değerli anneler babalar, lütfen çocuklarınızı içerik üreticilerinin merhametine bırakmayın. Önce siz bilinçlenin ve sonrasında çocuklarınızı bilinçlendirin. Her geçen gün çocukları biraz daha içine çeken ve yutan bu dijital bataklığa teslim olmayın, çocuklarınızı teslim etmeyin. Hayattaki bazı şeyleri telafi etmek için geçmişe dönmek gerekir, bu da henüz mümkün değildir. Çocuklarımıza yönelik ihmal ve hataların bedelinin çok ağır olacağını unutmayalım! 

Vesselam…