Haçlı seferi için saldırgan ve Müslümanlara tehdit vari konuşan biri lazımdı. İlerlemiş yaşına rağmen kökleri itibari ile nazi duygularını yaşatan biri... Ama oyun, ona karşıymış gibi kurgulanmalıydı. Dünyayı öyle bir noktaya taşıyacak ki, artık  Kennedy gibi bir son onun için hazırlanabilmeliydi.  Ama  önce  orta doğu için haçlı seferini açık açık söylemiş bir ABD başkanı olmalıydı. Bu konuda oğul Bush ön hazırlığı yaptı.

Trump için her şey hazır hale gelmeliydi.  BOB projesini durduran Türkiye, bir darbe almalıydı. Ama darbeleri başarısız oldu. Türkiye'ye karşı dış güçlerin tutumu, açıklamaları hepimize malum. Son süreçte gelinen nokta Katar terbiye edilmeliydi. Hızla Trump körfeze gelir, 100 milyar $ silah satar. Kuklalar aldıkları talimatla Katar'a karşı cephe alır.  Teröre destek veren bir  ülke  olarak arapların dilinden söyletilmesi, Katar'ı Türkiye'den uzaklaştırmak,  daha sonra ABD yakınlaştırtmak içindi. Denendi  ama olmadı.

Bu arada Bilderberg toplantısı  New Yort'ta  yapılmış,  kararlar alınmıştır. Bölge ile ilgili olduğu için  Kıbrıs görüşmeleri bu arada dış basında ciddi yer alacak şekilde gündeme tekrar gelir.  Birleşmiş milletler genel sekreteri  Antonio  Guterres New Yort'ta Kıbrıs'ın liderleri ile görüşür. Uzun bir toplantı sonrası  Kıbrıs Türk Tarafı  Mustafa AKINCI ‘' Ön koşullar kalktı akıl ve mantık çizgisinde buluşuldu ‘' diye beyanat verdi. İsrail Kıbrıs Rum Kesiminde ortak askeri tatbikat yaptı. Duşmandan rehineleri kurtarma. Rehin ada düşman Türkiye...  

Ak denizde bulunan doğal gaz Kıbrıs sürecini belli ki zorluyor. 

Akdenizin egemenliği  konusunda yeni  haritalar   çizilmesinde Kıbrıs kilit bir nokta.

Şimdi İki ay öncesine gidiyoruz.

ABD savunma Bakanlığı Pentagon'un eski yetkilisi Michael Rubin iki ay önce'' Ey  Erdoğan! Katar'dan sana para gelmezse ne yapacaksın,  senin için yolun sonu geldi'' diyor.  Şimdi iki ay sonraya bakıyoruz. Turunp, körfeze geliyor. 100 milyar silah satıyor. Kısa bir zaman sonra uydusu olan arap ülkeleri  Katar'a  terör devleti muamelesi yapıyor.  Türk basınında olay  mezhep çatışması  çıkabilir diye zemin hazırlanıyor.

Bu arada sınırlarımızda Terör örgütü PYD'ye tırlar dolusu silahlanma açıktan açığa ABD tarafından yapılıyor. İngiltere'de terör saldırısı yapılıyor. İran'da  parlamento da ve Humeyni'nin mezarına saldırı oluyor. Kıbrıs ve İngiltere;  terör konusu,   Kıbrıs'la ilgili zorlama konusu olacak bir  ilişkinin kokuları geliyor. Türkiye  Terör örgütü PYD karşı  Suriye'deki düzenli ordu çalışmalarını yerinde ve hızlı biçimde yapıyor.  Katardaki üssüne asker göndermeyi  TBMM geçiriyor. Bu hareketlilik içerisinde Barzani referandumu gündeme getiriyor.

Dünyayı etkileyecek bu olaylar bir anda orta doğuda ardışık biçimde gerçekleşiyor. 

Körfezden başlayacak kuşatmayı yaracak Türk ordusunu, Katar halkı ve yönetimi olarak ‘'Türk ordusu Hoş geldin'' diye karşılıyor. Beklenmedik bir gelişme  olarak Katar'a yapılacak bir  saldırı karşısında, Katar yönetimi ve halkı Türkiye'ye bağlanabilecek kesin kararlılığı gösterebilir. Tarihi müktesebat buna müsait. Bu yeni durum bölgedeki bütün planları alt  üst edecektir. Kukla araplar, ya geri adım atacak ya kendi halkları tarafından devrilecekler.

Zaten ambargoyu yumuşatma açıklamaları,  ABD dolaylı ikinci hamlesidir. Hedef burada Türkiye'idi. Çünkü Katar Türkiye'ye daha çok yaklaştı. Bölgede  çıkartılacak savaş ta perde olan kukla arap yönetimleri,  öyle yada böyle devrilince; ABD önünde perde tuttuğu kuklaları kaybedecek  ve  Türk ordusu ile karşı karşıya kalacaktır. ABD için en büyük tehlike Türk Ordusu ile karşı karşıya gelmektir.  Amerika bölgedeki kukla yönetimlerinin varlıklarını kontrol etmesinden ötürü, artık devletler düzeyinde  körfezde savaş çıkartmaya çalışacak.  Çünkü bu İsrail'in geleceği için son derece önemli. İsrail'in eski savunma bakanı Moşe Yaalon ‘'Sunni araplarla aynı gemideyiz. 6 gün savaşlarında bize karşı olan araplar  bizimle aynı gemideler" diyor. 

Türk ordusu; son Haçlı seferine çıkan ABD ile karşı karşıya kalacak.  ABD  paralı askerleri, Türk milletinin 80 milyon gönüllü askeri ile  karşı karşıya gelince Türk Cumhuriyetlerindeki uğultu Türkiye'nin gücünü arttıracak. Yeni Türk devletlerinin birliğine de  uzanacak bu durum Türk tarihi hinterlandını kuşatacak bir hal alacak. İslam dünyası  halkları ayağa kalkacak ; İşte o zaman dünyanın beşten büyük olduğu gösterilecektir.  Şimdi Türkiye ile ilgili olarak bu gelişmeler ne ifade ediyor? Bu saldırı kuşatma, Katar sınırları baz alınarak  tüm  İran'ı kuşatacak şekilde olup,  patlatılmak istenilen esas güç Türkiye'dir. Türk  milletinin  varlığına kast edilmiş bir eylemi  geçireli neredeyse  bir yıl oldu.

Milletin bekasına kast edildiğini Türk milleti gördü ve inisiyatifi eline aldı. Kendisi ile bütünleşen  yönetim iradesi ile kararlı biçimde bölgedeki planları alt üst etti. Dünya siyasetini zorlayan siyasi çıkışlar, yerleşik dünya düzenini tedirgin etti.

Artık karşılarında dünya tarihinde etkin yer almış, küllerinden yeniden doğan bir millet var. Onlarda Türkiye'ye rağmen bölgede sınırlarla oynanmanın zorluğunun farkında. Bunun için Türkiye'nin ekonomik olarak çökertilmesi lazım.  İçerideki  özellikle yabancı bankalar, dışarıdan kendilerine verilecek  vurucu talimatı bekliyorlar.  Onlar bu hamleyi yapmadan; Hükumet Zeytinliklerle  uğraşmak yerine der hal yeni banka yasaları ile  ekonomiye hakim olan borca dayalı para sistemine  operasyon yapmak zorundadır.

Bankaların  yapacağı   operasyonu açık izlerini görüyoruz.  Ak parti içerisindeki ekonomiyi yöneten kadrolar bu tehlikenin artışını  sağlayan ekonomik politikalar  uyguluyor.  Altını ısrarla çiziyoruz.  Mevcut  borca dayalı para sistemini güçlendiren politik kararlardan vaz geçilmelidir.

Sistem adım adım zayıflatılarak söndürülmeli. Devlet  acil  bir yeni ekonomik modelle  geçmek zorundadır. Yerine  paralel olarak Taban ekonomisi  kurulmalıdır. 

Ekonomiyi dışa bağımlı halden kurtarmak için,milletin devletin iktisadi istikbali için  borca dayalı para sistemini kaldırmak zorundasınız.  Terör örgütü PYD verilen silahlar görünen tehlikedir. Türkiye'ye karşı ABD en güçlü silahı  borca dayalı para sistemidir.

Mevcut kanunlar  bankaların lehinedir.İnsanları iktisadi olarak  bankalar  çökerterek  devletle bütünlüğünü koparmanın peşindedir. Bölgedeki savaş  projeleri bu ekonomik kaosu tetikleyecektir. Hamleyi biz  önce yapmalıyız. Yoksa adım adım uçuruma doğru gidiyoruz. 

Toplu bir savaşa giriyormuş gibi  devlet millet buna hazır olmalıdır. Milletin ekonomik darlığı, devletle birlikte hareket etmesini son derece olumsuz etkiler.

Dikkat edin !

Sağlıklı bir  iktisadi bağımsızlığa gitmek zorundayız. Bunu da ancak mevcut borca dayalı para sistemini lağvederek yapabiliriz. Ya bu para kredi  sistemi ile   çökeceğiz yada bu para kredi  sistemini kaldıracağız. Madem devlet yeniden yapılandı, o halde ekonomiye hakim borca dayalı para sistemi kaldırılarak, üretim ekonomisi olan Taban ekonomisine geçilmelidir. Elbette bunu  iradesiz, korkak bir ekonomi kadrosu asla yapamaz.

Selam ve dua ile...