Ey davası canından tatlı olan yiğit adam!

Rahman'ın selamı ile cân-ı gönülden selam sana.

Şahadet rütbesini melekleri ile bir ziynet gibi göğsüne takmış Mevlam sana.

Bu nimetten sonra kifayet eder mi beşerden kelam sana?

Ey kanının kızıllığı ile küfrün karanlığını bertaraf edip, Âlem-i İslam'ın ufkunu ağartan soylu yiğit!

Hürmet sana, minnet sana, hizmet sana, nimet sana, cennet sanadır...

Ey izzet ile ölmeyi, zillet ile yaşamaya tercih eden aziz kahraman!

Unutma ki! Şahadetin; küfre, zulme ve teröre en acı tokattır.

Şahadetin adalete, merhamete, ümmet için vahdete hayattır. Bunun için hak katında senin ecrin kat kattır...

Ey fani hayatını, baki hakikate adamış olan sonsuz bahtiyar!

Sen, Rabbin için canını verdin, Rabbin de seni lütfüyle   ölümü öldürenler kervanına dâhil etti.

Bu ne büyük şeref, ne büyük saadet, ne büyük itibar böyle…

 Ey şahadeti ile “ Biz bir ölürüz, bin diriliriz “ diyen diriliş abidesi!

Din-i Mübin-i İslam'ın şehidisin sen.  İnandığın davanın şahidisin sen, Ümmet-i Muhammed'in ve bu Aziz Milletin yiğidisin sen!

Ey her şeyi temizleyen suyun, ‘şehidi yıkamak benim haddim değil' diyerek edeple geri çekildiği ve bedenini meleklerin yıkadığı asil mücahit! Melekler seni yıkadı sende bizi yıkadın. Senin mücadelen içimizdeki gaflet ve ataleti söküp çıkardı. Senin huzur-u ilahiye gidişin, bize burada kalmakta ‘huzur yok' dedirtti.  Senin şahadetin, bizim cesaretimiz oldu. Senin sesin, kulağımızdaki nefsi ve şeytani sesleri alıp götürdü. Senin nefesin, ırkçı emperyalistlerin buz gibi soğuttuğu dünyamızı ısıttı.

Ey en güzel ata binip giden güzel adam!

Yolun açık olsun.

Gözün ve gönlün arkada kalmasın.

Yolun yolumuzdur.

Davan davamızdır.

İzin izimizdir.

Sözün sözünüzdür.

Sesin sesimizdir.

Ey mirası şehadet, akıbeti sonsuz selamet olan büyük dava adamı!

Sen ki ölmedin hep dipdirisin. Yüceler yücesinin kutlu misafirisin. Sana hüzün yok, korku yok artık, ebedi mutluluğu tatmış birisin.

 Ey benlikten geçip esenlik yurdunun mukimi olan sahici muzaffer!

 Sen ki: Din-i Mübin-i İslam için,

Hz. Resul-i Zişan için,

Kur-an'ı azimüşşan için,

İmanla aydınlanmış bir cihan için,

Bütün dünyaya adalet dağıtacak bir nizam için,

İnsanlığı, Hakk'a kulluğa çağırarak batıla kölelikten kurtaran şu ezan için,

Bin yıldır bütün bu değerlerin bayraktarlığını ve sancaktarlığını yapan bu cennet vatan için feda-i can ettin.

Sana mübarek olsun bu kutlu devletin.

 Ey gönül ülkesinin şahadet tacı giymiş ulu sultanı!

Senin bedenin, toprağımızın bağrındadır.

Ruhun, rahman'ın yanındır.

Sevgin, ümmetin gönlündedir.

Destanın, gelecek nesillerin dilindedir.

Hatıran, aziz milletin kalbindedir.

Soylu direnişin ezgimizde, türkümüzde, şiirimizde şuurumuzdadır.

Adın, mahallemizde, caddemizde, sokağımızda, camimizde, okulumuzdadır.

Metanetin, şahadet haberini aldığında (ayetler ve hadislerden güç alarak)  vakarla “vatan sağ olsun!” diyen annende, babanda, eşinde, çocuklarındadır.

 

Emanetin başımızın üstündedir. 

Vasiyetin gözümüzün önündedir.

Nasihatin her an aklımızdadır.

Sesin her dem kulağımızdadır.

 

 Ey cihat kürsüsünün sadık vaizi! Şahadetinle irşat ettin bizi ve dedin ki:

“ Madem ölüm tek bir defa gelecek oda neden ALLAH için olmasın “

“ Hayat iman ve cihat anlımızın yazısı. “

“ Bilal öldü derler ise sakın inanma anam,

Çünkü ben şehit olmuşum şehitler ölmez anam. “

“ Şahadet bir çağrıdır nesillere çağlara “

“ İsmailem hak yoluna canımı kurban eylerem,

Çünkü bu can kurban sana koçu kurbanı neylerem “

“ Şehit tahtında Rabbe gülümser,

Canın bedeli bir sofradan yer.''

‘'Şehitsiz olmaz,

Çilesiz olmaz,

Kurbansız olmaz,

Sevdasız olmaz. “

‘'Şehitler ölmez,

Hakikat solmaz,

Hainler gülmez,

Gafiller bilmez.''

 

Ey hak yoldaki şeceatiyle ehil-i şefaat mertebesine yükselen Hamza yürekli şehit!

O gün bizi de hatırla ki ateşten kurtulalım.

Bizi yanına al ki seninle huzur bulalım.

Bizi tut ki düşmeyelim.

Bizi sar ki sarsılmayalım.

Bize gül ki gülümseyelim.

Bizi sevki sevinelim.

Bize duanda yer ayır ki huzuru ilahide değer bulalım.

Gazan, şahadetin ve saadetin mübarek olsun.