15 Ocak 2017

Fantastik edebiyat yalanından insan ırkının ifsadına

Küresel güçlerin kendi kültürlerini evrenselleştirmeye ve tek dünya devletine giden yolda çevre temizliği yapmalarına imkân veren en önemli silahlardan biridir fantastik edebiyat/sinema.

Biz dikkate alsak da almasak da ülkemizde dahi milyonlarca insan için garip yaratıklar ve saçma sapan kurgular birçok anlam ifade ediyor. İnsanlar normal hayatlarında görmedikleri ve asla göremeyecekleri bir yalanı ilgi ile takip ediyorlar.

Fantastik filmler gişe rekorları kırıyor, kitaplar çok satanlar listelerinin üst sıralarını işgal ediyor. 8-10 yaşındaki çocuklar uçan kaçan saçmalıkların taklitlerini yapıyor, garip uçuş teknikleri üzerinden oyunlar oynuyorlar. Hollywood'un bu alanı keşfetmesi, daha doğrusu küresel kirli ve gizli güçlerin Hollywood yolu ile üstümüze bunları boca etmesi ile fantastik sinema giderek daha büyük bir silah haline dönüşüyor.  Pagan kültürünün yansıması olan bu tür filmler sadece çocukların değil her yaştan insanın ilgisini çekiyor. 

İşte bu noktada akıllara şu soru geliyor; son dönemde daha çok şahit olmaya başladığımız bu durum acaba insanların zaaflarının bir şekilde kullanılması mı yoksa bir üst akıl var ve bu üst akıl, fantastik sinema yoluyla kendi kültürel kodlarını insan ırkını ifsat ve yönlendirme için mi kullanıyor? 

***

Medreseleri imha değil ihya etmemiz gerekiyordu

Osmanlı döneminde Bulgaristan'da 142, Yunanistan'da 182,  eski Yugoslavya'da 223 ve Arnavutluk'ta 28 medrese yani Üniversite eğitim hayatına devam ediyordu. Toplam açılan üniversite sayısı 575. Tabi o günün medresesi ile bugünün Üniversitesini kıyaslamak son derece yanlış. İlla ilmi açıdan bir kıyas yapılacaksa bugünün Üniversite öğretim üyeleri bir Osmanlı medresesine öğrenci olarak kabul edilebilirlerse ancak o zaman bu kıyaslama yapılabilir kanaatindeyim.

Aynı dönemde 1843 mektebin yapıldığı tespit edilmiştir. Sadece 17. yüzyıl ortalarında bugün Fatih ilçemiz sınırları anlamına gelen sur içi kesiminde 122 medresenin bulunduğu bilinmekte. Hezarfen Hüseyin Çelebi ise 1675'de İstanbul'da 126 medresenin mevcut olduğunu belirtiyor. 1869'da düzenlenen bir listeye göre şehirde faal medrese sayısı 166'ydı. 20. Yüzyılın başında sadece İstanbul'da 185 medrese vardı. Bugün hiç yok. Binası, taş duvarları bize ulaşan medrese sayısı ise sadece 90 civarında. 

Osmanlı sisteminde talebelerin hangi medresede okuduğu değil hangi hocalardan ders aldığı önemliydi. Medreselerde eğitim görülen derslerin listesi dahi bize ezberlerimizi bozabilir.  Hayatı boyunca okuduğu 3 -5 kitap üzerinden medreselere laf sayanlar, ‘medreseler de bozulmuştu aga' seviyesinden kurtulamayacak. Ciddiye almayalım. Bu, medreselerin tartışılmayacağı anlamına gelmiyor elbette. Taşköprizâde daha 1540'larda medresede tartışmalı kelâm ve matematik bahislerinin ulema arasında önemini yitirmesinden ve ilim seviyesinin düşmesinden yakınmaktaydı.  İmha yolunu değil de ihya yolunu seçseydik bugün modern insan genel olarak diplomalı merkeplere dönmezdi.

***

MESAJLAR

  • TİKA'dan filan sesimi duyanlar varsa Bulgaristan'ın Razgat (Hezargrad) şehrindeki Pargalı İbrahim Paşa Camisi 30 yıldır restorasyon için uzanacak bir yardım eli bekliyor. Yıkılmadan el atmak lazım.
  • Modern insan tabiata kafa tuttuğunu zannediyor. Kar yağınca “beyaz felaket” yorumu yapan modern insan beyaz şiiri gözden kaçırıyor.
  • Osmanlı Türkçesindeki “Hayatiyat” kelimesini Fransızcadaki “biologie” kelimesi ile değiştirip biyoloji yapınca Türkçeleştirdik zanneden zavallılara kıymet vermeyin.
  • Akademideki kıyafetleri hangi papaz okulunun terzisi dikiyor?

***

OKUNASI KİTAPLAR

  • İslam'ın Serüveni, Hodgson
  • Hayalet Savaşları, Steve Coll
  • Müslüman Psikologların Çıkmazı, Malik Bedri