28 Kasım 2018

Farkında mısınız?

Daha az düşünen daha çok tüketen, daha çok çalışıp daha az dinlenen, daha az konuşan modern insan! Daha az fark eden, yaratılışının hikmetini, yaşadığını ve yaşayanları unutan, insan!

Yaşayanları ve yaşananları fark etmek, acıları, hüzünleri, yalnızlıkları hissetmek, kendi etrafımıza ördüğümüz beton duvarların, konforlu yaşamların dışında kalan yaşayanları, yaşananları fark etmek!

Mesela, sevgi evlerinde kalan, anne babaları tarafından terk edilen çocukların ne kadar farkındayız? Kanadı kırılmış bir kuş için gökyüzünün ne kıymeti var. Varsın istediği kadar mavi olsun, uçamadıktan sonra neye yarar.

Karanlık sokakları kendine mesken tutmuş, soğuk kaldırımları üzerine örten, aç kalan, açıkta kalan, kurtların, çıyanların yarasaların izini sürdüğü çocukların farkında mısınız? Yalnızca bedeni değil, öfkesi, acıları, yalnızlıkları da kendisiyle birlikle büyüyen çocukların.

Yaşamı sadece para kazanma ideali üzerine inşa eden, bu uğurda hiçbir değer tanımayan, helal ve haramdan bihaber, gençlerin farkında mısınız? Can alan, can veren, savrulup giden gençlerin.

Daha çocuk denecek yaşta madde kullanan, alkol tüketen, doğum yapan bir neslin farkında mısınız? Geleneği kötü, popüler kültürü makbul gören gençlerin. Gözlerimizin önünde yitip giden gençlerin, geleceğin.

Herhangi bir alandaki engelinden veya yetersizliğinden ötürü, tüm kapıların yüzüne kapatıldığı, etiketlenen, hor görülen, ayıplanan insanların farkında mısınız? Hiç düşündünüz mü görmeyen, işitmeyen, düşünemeyen bir insan nasıl yaşar?

Huzuru evinden, çocuklarından, torunlarından ötede bulacağına inandığımız, inandırdığımız anne babaların ne kadar farkındayız? Şimdi farkında değiliz belki, lakin günü gelince perde kalkar, dimağlar açılır, insan fark eder! Yol gözlemenin, telefon beklemenin, bir kenara öylece terk edilmenin ne olduğunu.

Akıp giden zamanın, heba edilen sayısız nimetin, insanın yaratılışındaki hikmetin, bizi bekleyen akıbetin, geçmişin ve geleceğin, kaybedilen değerlerin farkında mısınız?

Farkında değil misiniz? Öyleyse bugün bakıp da görmediğiniz, göremediğiniz her ne varsa onunla, hiç beklemediğiniz, öngöremediğiniz bir anda hesaplaşmak üzere beklemeye devam edin. Çünkü bu çok da uzak olmayan bir karşılaşma olacak. Can sıkıcı, can yakıcı bir karşılaşma olacak

25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Farkındalık Paneli

Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü olarak kutlanan 25 Kasım'da İstanbul'da Uluslararası Bilim Düşünce ve Sanat Vakfı (ISTAF) tarafından bir panel düzenlendi. “Kadına Şiddette Cinsiyet Değil Zihniyet Fark” başlığı altında düzenlenen panelde, şiddet konusu farklı boyutlarıyla ele alındı.

Batılı medya ve araştırma şirketleri tarafından kadına yönelik şiddet sadece Müslüman ve doğulu ülkelerde yaşanıyormuş gibi gösterilse de dünya genelinde yaşanan bir sorun. Bugün Amerika'da bir yılda 10 milyon insan ve kadınların dörtte biri şiddete maruz kalıyor.

Kadına yönelik şiddetin eğitimle, kültürle, sosyo-ekonomik koşullarla ve daha pek çok etken ile ilişkisi var elbette. Kadına yönelik şiddeti tek bir sebeple açıklamak mümkün değil. Fakat bu olumsuz durumun en önemli nedeni değişen, azalan ve bozulan değer yargıları ve kadının metalaştırılması.

Milletvekillerinin, belediye başkanlarının, akademisyenlerin ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla gerçekleştirilen panel, bu konudaki farkındalığı artırması açısından önemliydi. Ülkemizin bu tür olumsuz haberlerle anılmaması gerektiğini düşünüyor ve bu yolda ortaya konan çabaları kıymetli buluyorum. Bu aziz topraklar ismini kadından almışken, bize kadını korumak ve onu bir emanet gibi görmek yakışır.

Vesselam…