02 Haziran 2018

Fetih, Umran ve tarih

İstanbul fethinin sene-i devriyesi günlerindeyiz. Bir büyük tarih olayının hovarda mirasçılarıyız. Fethi ve fatihi oryantalist imgelerin simülasyonuna maruz akıllarımızla, lafzı mefhumunda sökülmüş mantıklarımızla düşünüyoruz. Yahya Kemal merhumun ifadesi ile bir Hayal Beste' ye çevrilmiş bir şehrin fethinin hatırasını idraklerimiz kusuyor yeniden.

Ne demişti Yahya Kemal merhum; Roma'nın şarkını fethettiğin andan sonra, Yüce dağlar gibidir gördüğün iş, Türk oğlu! Girdiğin yerde asırlarca kalıştan başka, Kurduğun devlet asırlarca muzaffer yürüdü. Yüce dağlar gibi görülen bir iştir fetih. Türk'ün tarihe kazıdığı imzasıdır. İslam'ın Romanın şarkını aydınlattığı tarihtir. O aydınlığın hayali bile gözlerimizi kamaştırıyor şimdilerde, akıllarımız almıyor nasılını. Bir devlet kurulmuştu. Türkün tarihe en büyük vaadlerinden biridir devlet. Devlet-i edeb müddet ülküsünün çiçek açtığı en büyük menzillerden biridir İstanbul. İslam tarihinin asırlık hedefi, Peygamber müjdesinin bitevi maksudu, Türkün devletiyle ve mefkûresiyle İslambol olmuştu. Fatih bir şiirinde İmtisâl-i câhidû fi'llâh olupdur niyyetim Dîn-i İslâm'ın mücerred gayretidir gayretim Fazl-ı Hakk u himmet-i cünd-i ricâullâh ile Ehl-i küfri ser-te-ser kahr eylemekdir niyyetim derken bu mefkûreyi aşikâr eder. Devlet, nizam ve umran yeni bir çağa mefkûresinin aydınlığını verdi.

Türk'ün tarihi umranın tarihidir. Tarihe vaadi budur Türk'ün. Bir medine ülküsüdür onun varlık sebebi. Devleti buna dairdir, millet bu yoldadır. Yahya Kemalce söylersek Açtığın ülkede, yoktan yaratış kudretini, Azminin kurduğu yüzlerce şehirden fazla, İri firûzeye benzer nice gök kubbeyle, Dehre aksettiriyor, gerçi, büyük mîmârî; Kudret azimle birleşip umranını kurdu o yerde. Konstantinopolis bin yılların büyük medeniyet şehri medeniyetin yeni nöbetçilerine emanettir. Onlar ona hiç ihanet etmediler. Nakış gibi işledikleri şehirlerinde tarih vaad ettiklerini verdiler. Şehirler kurarak büyük bir mimariyle zamana kazıdılar Türk oğlunun adını.

Peki sonra ne oldu? Bir Neveser Kökdeş şarkısında dediğince gönlümde neşe hayale daldım. Sanat insanın düşünme ve eyleme tarzlarının en asili. Fethin Fatihi ise bundan ziyadesiyle nasipdar; Vema remayte hükmüne uyan fethin Fatihi parmağındaki zihgir ile mananın kirişini gerip Sâkiyâ mey sun ki bir gün lâlezâr elden gider İrüşür fasl-ı hazan bâg ü bahâr elden gider Her nice zühd ü salâha mail olur hâtırum Gördügümce ol nigân ihtiyar elden gider Şöyle hâk oldum ki âh itmeğe havf eyler gönül Lâ-cerem bâd-ı sabâ ile gubâr elden gider Gırra olma dilberâ hüsn ü cemâle kıl vefa Baki kalmaz kimseye nakş ü nigâr elden gider Yâr içün agyâr ile merdâne ceng itsem gerek İt gibi murdar rakîb ölmezse yâr elden gider mısralarını bize emanet edip bekaya göçtü. Bugün Üsküdar'dan bakınca iki İstanbul görünüyor. Yahya Kemal'in elinden tutup Gönlüm isterdi ki mâzini dirilten sanat, Sana târihini her lâhza hayâl ettirsin temennisini de dinlerken nereye bakıp hangi tarihi hatırlayacağız demeden edemiyor insan.

Fetih umran, sanat ve medeniyet vaadidir. Bizim mefhumunu kaybetmiş lafızlarımızda ise top, tüfek ve savaşa indirgeniyor. Aşırı bir gerçeklik yüklediğimiz kavram oryantalist içeriklerle bizi başka bir tarihin bilincine sürüklüyor. Maziyi dirilten sanatı bırakın anlamayı göremez bile olan zihinlerimiz tarihimizi hayal ettirmekten ziyade yanılsamalarla bezenmiş bir başka meta gerçekliğin çukurunda görünmez kılıyor bizi. Baştan çıkarılmış, ayartılmış akıllarımız insanlığa vaadimizin çok uzağına düşürüyor bizi. Medeniyetçi milliyetçilik, kavramları ve lafızları mefhumuna münasip okumaktır. Medeniyetçe okumaktır.

Hayal demişken Fatih ile bitirelim; İmparatoruna söyle, benim kudretimin eriştiği yere onların hayalleri bile ulaşamaz! Dinler çağında bir patriğe Osmanlı sarığını tercih ettiren nizam, adalet ve devletin hayali medeniyetçi milliyetçiliğin zaviyesidir. Avnî mahlaslı fethin Fatih'i Aşk ile viran iden gönlini ma'mûr istemez Hâtırın mahzûn iden bir lahza mesrur istemez mısraıyla yola dair söz söylemiştir belki de. Aşk imiş her ne var alemde… Semada karanlık bulutların arasında şimşekler çakıp, fırtınalar kopsa da yer ahalisi için rahmetin sesidir bu…

Vesselam