07 Aralık 2015

FETÖ’cülerin geleceği “emniyet” altında

Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadelede en kritik görevlerde olan müdür, amir ve memurlara uygulanan “terfi oyunu” ve bu mücadele çarkının dışına itilme çabası ortadayken bu koruyucu refleks sürpriz değil diyeceksiniz, biliyorum; ama daha dehşete düşürecek öyle bilgiler var ki; “terfi oyunu da ne” diyeceksiniz inanın...

Birkaç yazımda ele aldım; Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Yapı ile mücadelede ciddi sıkıntılar var.

Firari elbaşı Fetullah Gülen'in kendi beyanıyla, “devletin kılcallarına sızan” örgütün, buradaki mevcudiyetini korumak için farklı kimliklere bürünmeye başladığına, kripto örgüt mensuplarının, okuyucu, yazıcı gibi kimliklerle ayrışıp farklı cemaat yapıları içerisine montelenme çabası gösterdiğine daha önce dikkat çekmiştim.

Bu iddiaları daha da güçlendiren ilginç bilgilere ulaştım şimdi. Mesela, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Yapı ana soruşturmasında hem müşteki, hem tanık sıfatıyla ifade veren bir isim, 700'ü aşkın örgüt mensubunun ismini tek tek üstelik akademi ve kolej yıllıklarından tesbit ederek vermiş.

Daha evvel kendisi de yapının içinde olan ve yapının emir ve talimatlarına uymadığı için 2004'te dışlanan, meslekten atılan bu kişi, tek tek verdiği isimlerin emniyet içerisinde, örgütün hiyerarşisine göre oluşturulan gruplarını, grup imamlarını ve akademi ve kolej imamlarını tek tek olay ve olgulara dayandırarak anlatmış.

Uzun zaman önce verilen bu ifade ile ilgili emniyetin yaptığı inceleme ve araştırmalarda, bilgiler teyit edilip, dosya Ankara Anayasal Suçları Soruşturma Savcılığı'na teslim edilmiş.

HÂLÂ EN KRİTİK YERLERDE MÜDÜRLER

Savcılık şu ana kadar dosyanın kapağını açtı mı açmadı mı sorusunun cevabı ise, verilen bu isimlerin 600'e yakının halen görevde olduğu ve birçoğunun 3. Sınıf Emniyet Müdürlüğü'ne terfi ettirildiğinde saklı.

Durun bitmedi daha... İddiaya göre; bu isimlerin yüzde 80'i de Organize, Terör ve İstihbarat gibi en kritik şubelerde müdür ve amir seviyesinde görev yapmayı sürdürüyor.

Peki nasıl başarıyorlar kamufle olmayı?

Birincisi, MİT'in bu yapıya dair doyurucu ve sonuca ulaşmaya yardımcı olacak hiçbir bilgi paylaşımı yok. Kim bilir belki de yapı ile ilgili yapılan istihbari çalışma dosyaları bile MİT hafızasından silinmiştir.

MİT'in bu eksikliğini kapatması gereken ise Emniyet İstihbarat ve Emniyet Genel Müdürlüğü...

Peki, bu birimlerde bu irade neden esirgeniyor?

Bunun cevabını ise, bugün bu yönde yapılacak çalışmalar için en kritik konumda bulunan üst düzey emniyet yöneticisinin, 2008'de bile “Emniyet içerisinde Fetullah Gülene bağlı olarak anılan F tipi bir yapılanma yoktur” görüşünü resmi kyıtlara geçiren biri olmasıyla verelim.

Daha 1980'lerde, örgütün emniyetteki en önemli ismi olan Ramazan Akyürek ile İzmir İstihbarat Şube'de birlikte çalışan ve Akyürek'in amiri olan başka bir ismin de Emniyette çok etkili bir yerde olması soru işaretlerini giderecek bir anekdot değil mi sizce?

Bu ikilinin, o yıllarda İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü firari elebaşı ile bir “imamın” sapkın ilişkisine dair bilgi ve belgelere sahip olduğu iddiası, emniyet çevrelerinde belki şehir efsanesi olarak dolaşıyor olabilir buna itirazım yok; lakin Ramazan Akyürek'in daha mesleğinin ilk yıllarında amiri olan biri, 90'ların sonundaki Fetullahçı Örgüt soruşturmasına, “Emniyet içerisinde böyle bir örgüt/yapı yok” yazısını yazmışsa ne düşünmemiz gerekir?

Şimdi, emniyetin tepe yönetiminde, Fatullahçı Örgütün kripto isimlerinin olduğu iddiasını güçlendiren başka bir bilgi aktarayım. Malum 3 bine yakın “sözde fetullahçı” müdür-amir-memur emekliye sevkedildi. Bunların meslekten atılmalarını imkansız kılmak için 2 yıllık zaman aşımı süresi dolduruldu ve devlet yüklü paralar ödeyerek emekli etti. Belki çoğu da mahkeme kararlarıyla geri dönecek. Oysa yapılması gereken çok kolay bir işlem vardı. Emniyet'in hukuk birimi bu işlem için “bilinçli” ya da farkında olmadan kör kaldı.

ZAMANAŞIMI ZIRHIYLA ÖDÜL

Nasıl mı? Aktaralım...

3201 sayılı Emniyet kanununda soruşturma zaman aşımı süresi 2 yıl. Eğer yapılacak bir yasal düzenmele ile bu süre 5 ya da 10 yıla çıkarılabilse, bu isimlerle ilgili yürütülen soruşturmalarda zaman aşımı riski ortadan kalkacak ve bir ödül olan emeklilik değil, hak ettikleri ceza olan heslekten ihraç gerçekleşmiş olacaktı. Ancak anlaşılmaz bir şekilde örgütün hem siyasetteki uzantıları hem de emniyette onları himaye eden kripto ABİLERİ, bu hamleyi yapmak yerine hepsinin emekliye sevkle ödüllendirilmesine seyirci kalmış oldu.

Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadelede en kritik görevlerde olan müdür, amir ve memurlara uygulanan “terfi oyunu” ve bu mücadele çarkının dışına itilme çabası ortadayken bu koruyucu refleks sürpriz değil diyeceksiniz, biliyorum; ama daha dehşete düşürecek öyle bilgiler var ki; “terfi oyunu da ne” diyeceksiniz inanın...

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir