20 Aralık 2023

Filistinlilere uygulanan soykırımın düşündürdükleri

Zalim, azgın firavun, İsrailoğullarının arasına ayrılık tohumları serperek onları bölüp parçaladı; böylece onları zayıf düşürerek kendine köle yaptı. Onlara olmadık işkenceler uygulayarak aç ve  susuz bırakıp zor şartlarda ağır işlerde çalıştırdı ve nihayet İsrailoğullarının yeni doğan erkek bebeklerini daha kundaktayken veya annesinin kucağındayken boğazlayarak katletti ve kadınlarını da köle olarak çalıştırdı. Bunu nereden öğrendin derseniz, cevabım; “Allah’ın kitabı Kur’andan!” dır.

 

Gün geldi Allah, bu toplum firavunun zulmünden kurtarıp köleliklerini sona erdirdi. Ancak yıllarca firavunun esaretinde kişilikleri zedelenmiş olan bu toplum; olur olmaz isteklerle Hz. Musa’ya (a.s.) sıkıntılar yaşattı!

 

Hz. Musa’yı (a.s.) dinleyelim:

 

       ..................................................

Susayınca; sitem etti budun, verdik mola!

 

Vurduk asayı, fışkırdı on iki pınar kayadan,      Bakara:60

İçti budunumuzun on iki kolu ayrı pınardan!

 

Helva ve bıldırcın eti gönderdi Rabb’imiz,

Dediler bizimkiler; tek çeşitle yetinmeyiz,    Bakara:61

 

Yalvar Rabb’ine; yetiştirsin tahıl ve sebze,             Bakara:61

“Değişmek istersiniz üstününü düşüğüyle!”

 

Yeğindir ezincim nankörlere der, Rabb’imiz:

Siz ve yeryüzündekiler de nankörlük etseniz!

 

Şükredin ki sizi diktatörden kurtardık,

Artırırız iyiliği, etmezseniz nankörlük!

 

Sizden elçiler çıkarmış, yönetici yapmıştı,                       Maide:20

Dedik; kimseye vermediğini size vermişti!

 

Hatırlayın erkek çocuklarınızı kestireni,          Bakara:49

Sağ bırakarak kızlarınızı, azap çektireni!

 

Denizi yarmış, sizi Rabb’imiz kurtarmıştı,                  Bakara:50

Diktatör ve ailesini de denizde boğmuştu!

 

Düşünün ki Allah onları firavundan kurtarıp denizden geçerek güvenli bir şehre geldiklerinde; Hz. Musa’ya (a.s.) şunu demekten geri durmadılar:

 

Dediler; bize ilah yap ne olur, tapalım biz,               Araf:138

“Olmayacak şey isteyen inatçı kavimsiniz!”

 

İnançsızlara üstün kılmışken sizi Allah,

İnsaf edin, aranır mı sizin için başka ilah!

 

 

Allah’ın mübarek kıldığı kutlu toprağa giriniz,       Maide:21

Geriye dönmeyin dedik, yoksa kaybedersiniz!

 

Gelin, savaşıp zalimleri çıkaralım dedik, oradan,

“Sen ve Rabb’in savaşın, izleriz sizi buradan!”                 Maide:22

 

“Savaşçı, zalim bir topluluk var o toprakta,

Giremeyiz oraya; onlar oradan çıkmadıkça!”            Maide:24

 

Alışmış budunumuz zorbanın aşağılamasına,

Anlamsız geldi savaşmak; değerler uğruna!

 

Hz. Musa’nın (a.s.) sözünü dinlemediler; bütün çabalara rağmen bir türlü Allah ve Resulü’nün istediği yöne evrilmediler. Bu davranışları karşısında Hz. Musa’nın (a.s.) serzenişine kulak verelim:

 

Ey toplum, Allah’ın elçisiyiz; iyi bilirsiniz,

Neden hala bize durmadan eziyet edersiniz?

 

Söz geçiremedik buduna, yakındık Allah’a:      Maide:25

Attı Tih Çölü’ne, şaşırıp kaldılar yollarda!

 

Dolaşsınlar, kırk yıl orada, şaşkın şaşkın,

Tasalanma dedi Rabb’imiz, nankörler için!            Maide:26

 

Hz. Musa’nın (a.s.) Allah’tan aldığı emre yine itiraz etti bu inatçı toplum:

 

Rabb’imiz inek kesmenizi istiyor sizden,           Bakara:67

Dediler: “Bizimle alay mı ediyorsun sen!”

 

                              (Şair: Mehmet Şerif Cebe)

 

Gün geldi, Hz. İsa (a.s.) Resul olarak görevlendirildi; ancak bu kendini beğenmiş ve üstün insan olduğuna inanan zorba ve kural bilmez toplum itiraz etti. Hz. İsa’yı (a.s.) dinleyelim:

 

     ...........................................................

Kudurdu gececiler, bize verilince rehberlik görevi!

 

Plan yapıp tuzak kurmuşlar, soldurmak için bizi,            3/54, 4/158

Değerliyiz, demişler, neden seçilmedi bizden biri?

 

Kabul etmeyiz demişler; nebi bizden olmadıkça!

Öldüreceğiz onu, bütün dünya ayağa kalksa!

 

                                        (Şair: Mehmet Şerif Cebe)

 

“Bizden değildir!” diye Hz. İsa’yı öldürmek amacıyla çarmıh (haç, öldürme aracı) yapıp onu idam etmek istediler. Şükür ki Allah Resulünü korudu ve bir zarar veremediler. Bu olayda ilginç olan; o gün Hz. İsa’ya (a.s.) düşman olan o Yahudiler/İsrailoğulları bugün Hz. İsa’ya (a.s.) inananlarla (İseviler/Hristiyanlar, ABD ve BATI) dost olmuşlar ve Filistin halkına bu soykırımları İsevilerin/Hristiyanların desteğiyle yapıyorlar. Dünya ne kadar garip değil mi? Bgün İseviler/Hristiyanlar cellatları olan Yahudilere/İsrailoğullarına aşık olmuşlar.

 

Bu olayda da bir ilginçlik var: İseviler/Hristiyanlar o gün Hz. İsa’yı (a.s.) öldürme aracı olarak Yahudiler/İsrailoğulları tarafından yapılan düzeneğe/haça bugün saygı gösteriyorlar ve öpüp başlarına koyuyorlar. Ey İseviler, unutmayın ki  bu öldürme aracı (haç) Resulünüze düşman olan Yahudilerce/İsrailoğullarınca yapılmıştır. Siz, Resulünüzü öldürmek amacıyla yapılan araca neden saygı gösteriyorsunuz? Siz bugün öldürme aracına (tüfek, top, füze, tabanca) saygı göstererek öpüp koynunuza koyuyor musunuz?

 

 Kalın sağlıcakla!