16 May 2017

Gençlere Tüyolar

Önce gözünüzü doyurun, algınızı toparlayın ve duygularınızın farkına varın.

Maalesef “Y ve Z” kuşağı gençliği olarak dijital dünyanın esiri bir şekilde apartman dairelerinde büyüdüğünüz için çelik çomak oyunu dahil birçok şeyden habersizsiniz.

Akşam ebesi nedir, uçurtma nasıl uçurulur, düşüp dizinizi kanattığınızda kan pıhtılaşsın diye dizinize hangi yaprağı çiğneyip koyarsınız bilmiyorsunuz maalesef.

Çamurdan hiç kale de yapmadınız. Bir ağaç dalını iki ayağınızın arasına koyup at gibi kişneyerek hiç koştuğunuzu da zannetmiyorum.

Saman telinden yapılmış çift dingil bir araba hiç görmemişsinizdir.

Bisikletin freni nasıl tamir edilir? Bozulan zil yerine diit diit diye hiç bağırdınız mı acaba

Sahi hiç koyun otlattınız mı? Yok yok, canlı koyun gördünüz mü? Anasına kavuşmuş bir kuzuyu melerken internette mi yoksa köy de mi seyrettiniz?

Yem vermek için girdiğiniz kümeste hiç horoz saldırdı mı size? Yumurtladığı için gıdaklayan bir tavuğun altından hiç yumurta aldınız mı?

Ninenizin anlattığı masallardaki ayılar rüyanızda kaçırdı mı sizi? O masal dünyasına girmek için köye gitmek istediğinizde ve götürmediklerinde ağladınız mı hiç?

Kiraz ağacının çiçeği ne renk açar, incir ağacına çıkarken çok dikkat edilir, dutlar silkelenirken yere dökülmesin diye kaç sofra bezi tutulur hiç bilir misiniz?

Tavan arasında ya da erzak deposunda kışlık sebzeler ile oynarken annenizden kaç azar işittiniz?

Çamaşır mandallarından kaç ordu kurup kaç savaş kazandınız?

Bilyeli araba yapabilmek için kaç tane bilye biriktirmeniz lazım? Üç tekerlekli mi dört tekerlekli mi?

Eğrelti otlarının arasından koşup gelincik tarlasına daldınız mı hiç? Böğürtlen yerken dikenlerle boğuştunuz mu? Dağ çileğini ince saplı bitkilere dizip yediniz mi?

Hiç hindi ya da kaz kovaladı mı sizi? Ya da mahallenin fındık ve fıstık adlı köpeklerinden kaç kez kaçtınız koşarak?

Bisiklete binmeyi kardeşlerinizden önce öğrenmek için erkenden kalkıp uğraştığınız oldu mu?

Yaz Kuran Kurslarına giderken camiden aldığınız kokuyu hafızanızda iyi tutun büyüyünce o kokuyu hiç duymayacaksınız çünkü.

Kevser suresindeki “ayn” çatlatamadığınız için hocanın karşısında aynı sureyi kaç kere okudunuz?

Yerdeki bir düzlüğe ya da boş bir kâğıda çizilerek oynanan üçtaş veya dokuztaş oyununu bileniniz var mı?

Mahalledeki arkadaşlarınızla oynadığınız misketlerle kaç misket kazandınız?

Boş arsalarda kaç mahalle maçı yaptınız? Bulduğunuz düz arsalarda kaç kere seksek oynadınız? 

Tüm bu anlatılanlardan anlayacağınız üzere hayat ve gerçekler size gösterildiği gibi değil.

Dijital dünya, 4. Sanayi devrimi, yeni nesil internet, yapay zekâ, otonom sistemler ile dimağınızı kirletiyorlar, aklınızı çeliyorlar, sizi gerçeklerden uzaklaştırıyorlar, doğadan, topraktan, kadim bilgiden koparıyorlar.

Öyle cep telefonunun akıllı ekranında parmağınızı gezdirince her meselenizi halledemiyorsunuz.

Telefonunuzdaki akıllı uygulamaları kullanınca çok avantaj elde etmiyorsunuz.

Dinlediğiniz müziklerde, seyrettiğiniz kliplerde hep sübliminal mesajlar var.

Yediğiniz gıdalarda, içtiğiniz meyve sularında, paketlenmiş her yiyecek ileride başınıza bela olacak, sağlığınızı kaybediyorsunuz.

Google sadece bir arama motoru değil. Her şeyi bildiğinizi zannettiğiniz şey aslında her şeyinizi öğrenip sizi yönetmek için kurgulanmış sanal bir proje.

Sosyal medya, dünyanın asayiş sistemi. Özel olan neyimiz varsa ortaya saçtığımız bir dünya.

“Accept” deyip kabul ettiğinizde geri dönülmez bir yolculuğa çıkıyorsunuz aslında.

Hz. Âdem AS'ın yaratılışından itibaren Hak ile batıl mücadelesi devam etmektedir.

Bu mücadelenin yeni alanı da 4. Sanayi devrimi ile devam eden süreçtir.

Aydınlanma felsefesinin Yaratıcıyı ve Vahyi bilgiyi yok saydığı bilgi sistematiğinin içinde ısırılmış elma amblemi, cennette işlenen günahın tarafında olanların bilinçli kararları ve seçimleridir.

Bizler topraktan yaratıldık ve yine toprağa döneceğiz.

Atalarınızın ve büyüklerinizin vaktinde tam olarak hakkını verip mücadele edemediği bir süreç var;

Aydınlanma çağı, sömürü hareketleri, sanayi devrimi, ulus devletlerin kurulması, dünya savaşları, kapitalizm ve komünizm, batılılaşma, modernleşme, küreselleşme, dijital devrim, kentleşme, doğayı tahrip, nesilleri yok etme, LGBT, ahlak erozyonu, ailenin yok edilmesi, cinsiyetlerin benzeştirilmesi ve sonunda insanlığın yok edilmesi.

İnanın bu dediklerim gerçek. Yazının başında bahsettiğim tüm hikâye benim yaşadıklarım ve ben bir X kuşağıyım. Y ve Z kuşağı olan sizler gibi dijital dünyanın tüm şartlarını da en başından itibaren yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum.

Dünyada ilk e posta benim doğduğum yıldan bir yıl önce (1971) gönderilmişti.

Şunu iyi bilin ki modern dünyada bulunan hiçbir icat tesadüf eseri ve insanlığın yararına olsun diye bulunmadı. Hepsi küreselci şeytani aklın insanlığı yok etme planı çerçevesinde ortaya konmuş şeylerdir.

Dolayısıyla tüm bunların sonucunda sizi bekleyen büyük tehlikenin farkına varın ve büyüklerinizin altından kalkamadığı sorunların sizin önünüzde duran büyük bir mesele olduğunu bilin.

Büyükleriniz doğa, toprak, şehir, medeniyet, ahlak, adalet, kul hakkı, aile, komşuluk, gelenek, para, emek, faiz, barış ve benzeri konularda sınıfta kaldılar.

İnanın eski dünya daha güzel ve yaşanılır bir dünyaydı. Ben ancak kelimelerle tarif etmeye çalıştım. Tamamıyla yok olmadan elimizden geleni hep birlikte yapalım.

Yoksa gidişatın sonu çok kötü şimdiden söyleyeyim.