08 Kasım 2020

Gone Girl (Kayıp Kız)

Sinema ve edebiyat, kitap uyarlaması filmler ile birbirine bağlandı. Artık senaristler yeni bir şeyler yazmak yerine kitapları senaryolaştırmayı tercih ediyorlar. Bu durum kitapseverleri memnun etmese de filmciler için sorun yok.

Kitapseverler sinemaya sanki kontrol için gidiyor. Aman kitaptan bağımsız bir şey çıkmasın. O zaman her yerden yazmaya başlıyorlar. ‘Aslında kitapta böyle bir şey yoktular' hiç bitmiyor. Kitap uyarlaması filmler, okurları memnun edemiyor. Ama Gone Girl edecek.

Gillian Flynn'ın romanından uyarlanan Gone Girl, David Fincher'ın yönetmenliği ile kült filmler arasında yer alıyor. Filmin başrollerinde, Ben Affleck, Rosamund Pike, Neil Patrick Harris, Tyler Perry ve Carrie Coon var.

Film, gizemli bir şekilde karısı kaybolan adamın kısa sürede şüpheli kişi haline gelmesini anlatıyor. Hikayeye göre Nick ve Amy evliliklerinin beşinci yıl dönümünü kutlamaya hazırlanırken Amy aniden ortadan kaybolur. Amy'den uzun süre haber alınamayınca polis, genç kadının ortadan kaybolması ile ilgili Nick'ten şüphelenmeye başlar. Nick, masum olduğu konusunda ısrar etse de üstündeki şüpheleri tamamen yok edemez. Amy'nin hayatta olup olmadığı ise büyük bir muammadır.

2014 yılında vizyona giren film ‘kadın düşmanlığı' tartışmaları ile olumsuz da olsa epey reklam yaptı. Kitap da çıktığı dönemde -2012- aynı tartışmaları beraberinde getirmişti. Ben izlerken kadınları özel olarak kötü gösterildiğini düşünmedim. Kitap ve film, kadın düşmanı mı? Tartışılır. Ama efsane olduğu kesin.

Gone Girl –malum kayıp vakası olunca-bir ara Müge Anlı'ya bağlıyor. Filmde medyanın gücünü her an hissedebiliyoruz. Gerilim ve heyecan bir an olsun durmuyor. Bu gerilimi yakalamada senaryoda çok önemli tabi ki ancak oyunculuk filmi almış götürmüş. Ben Affleck bu rol için adeta biçilmiş kaftan. Rosamund Pike da aynı şekilde. İkisi de mükemmel. Eğer hala izlemediyseniz film geceleriniz için harika bir seçim olacak.