19 Ocak 2019

Harika özelliklerde nesiller yetiştirmek zor değil!..

Bugün, kötülüklerin hâkimiyetinin kalkıp, dünyanın iyilikler ve güzelliklerle dolmasının ikinci boyutu üzerinde durmaya başlayalım.

  1. Dünyaya pırıl pırıl gönderilen çocukların, daha iyi olacak şekilde çiçek gibi yetiştirilmelerinin, çözümün olmazsa olmaz ilk adımı olduğunu,
  2. O çiçeklerin aynı zamanda, ihtiyaç olan her alanda, kötülerden, mukayese edilemeyecek kadar güçlü yetiştirilmeleri; bu en güzel medeniyetin ruhuna uygun, özgün teknik, metod ve yaklaşımlarla, bir saatte yapılan işi, daha sağlam ve güzel olarak, çok daha kısa zamanda yapabilmeleri, başkalarının hiç yapamadıkları fonksiyonel-üstün özelliklerle dünyayı şaşkına çevirmeleri gerektiğini söylemiş, “Tek kanatla kuş uçamaz; çift kanatlı olmalılar.” demiştik.

Bu devasa konuyu gerekçeleriyle şimdilik biraz açacak olursak;

Okul bir taraftan, -eğer gidiyorsa- kurslar bir taraftan, ödevler, sınavlar, çeşit çeşit etkinlikler, televizyon, internet, bilgisayar-telefon oyunları, çeşitli sanal ve popüler oyunlar, arkadaş ortamları, aile ilişkileri derken, -daha birçok şey sayabilirsiniz- öğrenciler çeşitli yükler altında eziliyorlar. Bilinçli aile haklı olarak bir de çocuğun sosyal faaliyetler ve kültürel-derinlikli okumalar yapmasını istiyor. Çocukluğunu yaşamaya, dinlenmeye sıra bile gelmiyor. Bu öğrenci ne yapsın?.. Yapılan şey, mevcut gücün üstüne sürekli yük!.. Bu noktada, ne öğrencilerin, ne eğitimcilerin, ne ailelerin, hiç kimsenin meramı hâsıl olmuyor, olamıyor…

Anne-baba ve eğitimciler çocuklarına genelde, “Oğlum oku, kızım oku, oğlum çalış, kızım çalış!” derler ve çocukları bu kelimeleri duymaktan artık bıkarlar.

Meselâ, öğrenci sırtında biraz sızlanarak, biraz nazlanarak, bazen isteyerek, bazen istemeyerek 20-25 kilo taşıyor olsun. Okullarda ve kurslarda eğitimciler, en bilinçli ailelerde anne ve babalar, öğrenciyi ikna ve motive ederek, biraz da yan desteklerle bu yükü 30-35 kiloya, en fazla 40 kiloya çıkarmaya çalışırlar. Bunu yapabilenler diğerlerine göre daha başarılı olurlar ama onlar da yüzde kaçtır?.. Ya onların içinde, severek çalışanlar yüzde kaçtır? Maalesef o yüzde birkaç içinde onların oranı da yine yüzde birkaçı geçmez…

Bu bir çıkmaz sokak!.. Bu yolla, eğitimden istenen sonuçların alınması im-kân-sız!.. Eğitim dünyası, aile, toplum bu çıkmazdan kurtulmak zorunda. Mevcut durum, insanın yapısına, yaradılışına aykırı…

Peki, bu işin içinden nasıl çıkılabilir?

  1. Öğrencinin sırtındaki mevcut yükün bir kısmını alarak.

Bu durumda ise ortaya hafif bir öğrenci çıkar ve meselenin çeşitli boyutlarını düşündüğümüzde, meram yine hâsıl olmaz… Bu soruyu sorduğum, çalışmayı sevmeyenler dâhil hiçbir öğrenci, yükü hafifletilerek hafif, yani zayıf bir öğrenci olmayı istemiyor. Yani burada fıtrat yakalanıyor...

  1. Öğrenciyi güçlendirerek.

Mevcut potansiyelinin üzerine sürekli yük yükleyen anlayış yerine; tıkanma noktalarına çözümler getirmek ve fonksiyonel yeni yollar açmak. Böylece öğrenciyi olağanüstü güçlendirerek yükünü hafifleştiren ve dehaya yönelten, insanî değerlerle dinamik anlamda iç içe; zekâ, yetenek ve becerileri olağanüstüleştiren, düşünce üretimi ve sentezden oluşan, özgün ve sistematik eğitimler!.. Yani, büyük kilidi açacak harika anahtarın ikinci boyutu.

Eğer siz 20-25 kiloyu ancak taşıyan bir öğrenciyi 100, 300, 500, hatta daha fazla kiloyu taşıyabilecek kadar güçlendirebilirseniz, ona 20-25 kilo artık tüy gibi hafif gelmeye başlar.

Mantık güzel de, bu mümkün mü? Diyelim ki mümkün; peki bu gücü öğrenciyi sıkmadan, eğlenceli bir şekilde kazandırmak mümkün mü? O da mümkün diyelim. Peki bu, normal seviyedeki, hatta normalin biraz altındaki öğrencinin de yapabileceği bir şey mi?

Harika özelliklerde nesiller yetiştirmek, sanıldığı kadar zor değil. Bu muazzam mesele, zaman içinde inşallah fotoğrafın hem bütünü hem de detaylarıyla ortaya konulacaktır.

Bir umutla, en azından tarihe not düşmek ve vebâl altında kalmamak adına; süreç içinde, köşemizin elverdiği ölçüde, bu sistemi ve özelliklerini anlatacağız.

Yapılan iş; zorun kolaylaştırılması… Kolay bile değil; Allah'ın izniyle çok kolay…

Bugünlük bu kadar.

Gönülden selam, sevgi, saygı, dua ve dua taleplerimle!..