29 Nisan 2020

Hayalimdeki Ülke: Türkiye

Çocukluk çağınızda gurbetçi bir akrabanız olmuşsa, aynı duyguları yaşamış olmamız kuvvetle muhtemeldir. Gurbetten sılaya dönüşte, kavuşma anından sonra çocuklar için en heyecanlı bölüm hediye valizlerinin açılma anı olurdu. Karınca kararınca ailedeki herkes için birkaç hediye çıkardı valizlerden. Seylan çayı ve mavi bandrollü sigaralar eşliğinde geceler boyu süren muhabbetlerin en mühim konularından biri de Alamanya devletinin vatandaşlarına sunduğu ayrıcalıklar olurdu.

Yaşımız biraz daha büyüyünce Amerikan filmleriyle tanıştık. Dünyanın süper gücü, vatandaşlarının başına bir şey geldiğinde tüm imkanlarını seferber ediyor, uluslararası operasyonlar düzenliyor ve ayrıcalıklı olduğunu hissettiriyordu tüm Amerikalılara. Bu tür hikayeler ve filmlerle büyüyen, dünyanın farklı coğrafyalarındaki milyonlarca insan Avrupa ve Amerika'da yaşama hayali kurdu. Refah, konfor, lüks yaşam ve ayrıcalıklı olma arzusuyla.

Bugün tüm dünyayı etkisi altına alan virüs salgını pek çok değişime sebep oldu ve olmaya da devam ediyor. İşte bu değişimlerden birisi de pek çokları için bir rüyanın sonuna, bir ütopyanın yıkılışına dairdi. Batının ışıltılı kuleleri bir bir çökerken, Asya ve Avrupa'nın kesiştiği topraklardan yükselen bir medeniyet tüm dünyanın dikkatini çekiyordu. Dünyanın en büyük haber kanalları bizim başarı hikayemizi haberleştiriyor ve batının süper güçlerinin acziyetini sorguluyor, kendi ülkelerinin neden Türkiye gibi olamadığına cevap arıyordu. 

Çeyrek asır öncesinde batılı devletlerin yüz milyon dolarlık kredilerine muhtaç olan Türkiye, dünyanın süper güçlerine yardım gönderiyor, hasta olan vatandaşlarını hava ambulanslarıyla ülkesine taşıyordu. Bu alışılmamış durum pek çokları için bir travmaydı. Sadece batılılar için değil kimi sözde Türkiye vatandaşları içinde travmaydı. Sınır ötesi harekatta, depremde, ekonomik krizlerde ve en son virüs salgınında parçalanacağını, yıkılacağını umdukları Türkiye, dimdik ayaktaydı ve dünyanın en başarılı mücadelelerinden birini yürütüyordu.

Bu topraklara ve bu toprakların değerlerine bağlılığı sadece bir nüfus kaydından ibaret olan zavallılara hatırlatmak isterim ki her vatandaş gücünü ve saygınlığını devletinden alır. Türkiye'miz ne kadar güçlü ve itibarlı olursa vatandaşları olarak bizlerde o nispette itibar sahibi oluruz. Siyasi ideolojilerin vicdanı örtmesi ne ibretlik bir olay ki, insan kendi ülkesinin başarısından dahi rahatsızlık duyma noktasına gelebiliyor.

Binlerce yıllık medeniyetine yaraşır şekilde insanını yaşatma idealini benimsemiş olan devletimiz, bu salgın sürecinde tüm imkanlarını vatandaşları için seferber etmiştir. Sadece kendi sınırları içerisinde değil vatandaşının olduğu her coğrafyada var olmuş, yardımlarını vatandaşlarına ulaştırmıştır. On binlerce vatandaşını ülkesine, ailesine ve sevdiklerine kavuşturmuştur. Bu süreçte emek veren, riske giren, gam ve keder çeken her kim var ise dualarımız ve şükranlarımız onlar içindir.  

Bugün ki Türkiye, bizim hayalini kurduğumuz güçlü ve saygın Türkiye'dir. Bugün ki Türkiye, yarın ki güzel günlerin muştulu haberlerini vermektedir. Bugün ki Türkiye, sırtını döndüğü kadim medeniyetiyle hasbihal etmekte, tarihten aldığı sorumluluğu idrak etmekte ve ecdadının taşıdığı ideallerle geleceğe yürümektedir. Bugün ki Türkiye, kendisine vurulan prangaları kabul etmemekte zincirleri kırıp atmaktadır.

Devletimiz var olduğu müddetçe bizlerde var olacağız. Devletimiz nispetinde itibarlı ve saygın olacağız. Bu anlayış ve kabul ile ülkemizin ve milletimizin geleceği için yılmadan, yorulmadan çalışacağız. Ülkemle ve siyasi görüşüne yahut etnik kökenine bakmaksızın ülkemin her bir ferdinin başarısıyla gurur duyuyorum. Tarihimizden ve ecdadımızdan devraldığımız ulvi mesuliyet ve ideallerle geleceğe umutla bakıyoruz ve yüreğimizde yarın ki Büyük Türkiye'nin heyecanını taşıyoruz.

Vesselam…