02 Ocak 2017

Hayır işlerine şeytan nasıl karışıyor?

Önce besmele çekelim.

Ama uzun besmele; Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim.

Çünkü şeytan hayır işlerine engel olmak için en rütbeli generallerini gönderiyor. O general en fazla hayır kapısını kullanıyor. Çünkü o kapı en zayıf ve çürük halkamız. Önce hayır yapımını engellemeye çalışıyor. Engel olamazsa geciktirmek için uğraşıyor. Belli bir süre gecikme sağlayınca da başlıyor kul hakkı, dedikodu ve nefis konularına…

Hayır, bir karşılık beklemeksizin yapılan yardım, iyilik işi, iyilik ve güzellik demektir. Dolayısıyla hayır fiilinin içinde doğal bir kalite, güzellik ve İlahi bir karşılık vardır.

Buna rağmen Müslümanların artık şeylerle hayır yapma zihniyeti, şeytanın işini kolaylaştırıyor.

Çünkü artık niyet, artık para, artık zaman bizim hayır işlerindeki en büyük hatamız.

Mesleğimiz ve rızkımızı kazandığımız mimarlık faaliyetlerinden dolayı sıkça başımıza gelen temel bir konu üzerinden konuyu izaha devam edelim.

Ülkemizde cami inşaatı işleri nasıl yürümektedir bakalım.

Önce imar durumu uygun olmayan, yamuk, çarpık, kıble yönü uymayan, girişi çıkışı belli olmayan, ihtiyaçları karşılamayan bir arsa bulunur.

Sıra gelir daha önce hazırlanmış bir cami projesini ele geçirmeye. Çünkü cami projesi çizdirmek gereksiz bir iştir Müslümanlar için. Zaten mimarlar da cami projesini hayrına çizmelidir öyle değil mi? Nasıl olsa mimarlar ya çok zengindir. Ya da cami projesi onların mesleklerinin zorunlu sadakasıdır. Zaten yapmazlarsa önceden çizilmiş bir cami projesini ele geçirmek de çok kolay bir iştir.

Ruhsat almak veya belli şartları takip ederek izinleri oluşturmak kimsenin aklına getirdiği bir iş bile değildir. Hatta bu konulardan uzak durmak sanki daha sevapmış gibi bir yaklaşım vardır ortalıkta.

Yapılacak caminin büyüklüğü ise bir iman yarışı gibidir. Ne kadar büyük ise maneviyatı ve sevabı o kadar çoktur sanki.

Hele minaresi çok olur ve boyu da gökyüzüne erişirse en büyük sevap işlenmiş olur. Bir de dünyada tek kabul gören İstanbul minaresiymiş gibi bir durum söz konusu. Oysa dünyada yüzlerce farklı şekilde inşa edilmiş minare örneği mevcuttur. 

Bodrum katlarına Kuran Kursu konuldu mu dini faaliyet de yapılacaktır artık.

Tuvaletlerin de bodrum kata konulması ayrı bir sorun tabii ki.

Yapılacak Caminin bütçesi nasıl karşılanacak belli değil.

Düşünen yok.
Planlayan hiç yok.
Nasıl olsa Allah var.
Burada merhum Mehmet Akif'in mütevekkil şiirinden bir bölümü paylaşmak istiyorum.

“Çoluk çocuk sürünürmüş sonunda aç kalarak...
Hudâ vekîl-i umûrun değil mi? Keyfine bak!
Onun hazîne-i in'âmı kendi veznendir!
Havâle et ne kadar masrafın olursa... Verir!”

Sonra gelsin kul hakkı. Biten işlerin parasını almak için dön dur Cami derneklerinin peşinde. 
Caminin mimarisini, tasarım ve süsleme üslubunu konuşacak muhatap bulmak neredeyse imkânsız. Allah'tan Pirimiz Koca Mimar Sinan en güzel örnekleri bundan 450 yıl önce ortaya koymuş da taklit edebilecek iyi örneklerimiz mevcut. Yenisini ya da daha iyisini yapabilene, yapmak isteyene aşk olsun.

Camilerimizin kubbeli olması meselesi, Camiyi hiç istemeyen güruh karşısında milletimizin tam bir savunma kalesi gibidir. Hiçbir zaman tam layıkıyla tartışılamamış bir konudur.

Camilerimizin altına konulan dükkân ve çarşı meselesi de başka bir başlıkta incelenmelidir. Zaruretten yapılan birkaç basit örnek dışında karşılığı olmayan bir konu, günümüzde ana şartmış gibi dayatılmaktadır.  Sonra gelsin apartman yüksekliğinde, oransız Camiler.

Cami inşaatına para toplanırken düşülen haller ise içler acısı. Suizanlar, dedikodular, ikiyüzlü tavırlar… Hele yaptığı hayrı caminin sadece görünen yerlerine harcanması şartını koyan Müslümanlara ne demeli bilemiyorum. ‘'Param minarede harcansın, sakın tuvaletin oraya harcanmasın'' şartı nasıl bir şarttır anlamak mümkün değil. 

Cami konusu üzerinden yaptığımız genel tespitlerden sonra hayır konusunun diğer başlıklarını daha sonra konuşmak ve gündeme getirmek üzere toparlarsak;

Allah'ın evlerini hayrına değil hayırlısıyla yapalım, şeytanı bu konudan olabildiğince uzak tutmaya çalışalım, güzel bir cami her şeyden önce doğru bir niyet ile sonra iyi bir proje ile başlar bu konuyu ihmal etmeyelim, Cami projelerini kopya etmenin emek hırsızlığı olduğunu unutmayalım. Villamızı, fabrikamızı, diğer her türlü bina ve inşaatımızı nasıl özenle yapıyorsak öyle yapalım. Artık niyet, artık enerji, artık para, artık zaman, artık hayırdan uzak duralım.
Vesselam.