Hazret-i Peygamber Efendimiz doğduğunda
(İçimde cevelan eden âciz kelimelerle Mevlid-i Nebî’yi kaleme almak cüretimi, Efendimiz Aleyhissalâtüveselâmın iltifatına nail olan “Kasîde-i Bürde” nin şairi Ka’b bin Züheyr, “Su Kasidesi”nin büyük şairi Fuzûlî, “Mevlid”in şairi Süleyman Çelebi ve “Müseddes-i Mütekerrir”in şairi Şeyh Gâlib üstadlar bağışlasınlar)
Bir kutlu sancı dolaşır Âmine
Hâtun’un evinde /Âmine Hâtun alıp sancılarını saçar bir göğe, bir toprağa /
Rüyasına yatar da bekler muştucusunu / Bir doğumun müjdesiyle uyanır nurlu bir
şafakta / Dilinde dualar mukaddes bir ateş gibi yürür damarlarına /Anlamıştı
yüreğinde kutlu bir sancının vurduğunu / Hissetmişti yüreğinde nûrun bir topak
gibi durduğunu /
CÜMLE ÂLEMİN EFENDİSİ DÜNYÂYI TEŞRİF ETTİLER
Gagasında hurma dallarıyla
pencereye konarken kuşlar / Cebrail aleyhisselâm nurdan sevinciyle girer
pencereden / Âmine Hâtun’un açık ellerine bir demet gül bırakıp gider. Âmine
Hâtun’un sağ omuzunda gül kokulu bir çocuk doğar / Merhum Abdullah oğlu,
Abdülmuttalib torunu Cümle Âlemin Efendisi dünyâyı teşrif ettiler / Şifâ Hâtun
duyurdu kutlu doğumu / Ey Abdülmuttalib! Veriyorum işte müjdemi! / Âmine
Hâtun’un bir oğlu oldu / Doğduğunda evin içi nurla doldu / Doğan çocuğu
melekler yıkadı / İki omuzu arasına risâlet mührü basıldı / Bunu duyan
Abdülmuttalib eve yürüdü /Âmine Hâtun rüyasını anlattı / Semâdan gelen nurlu
kişiler Muhammed adı verilsin doğan çocuğa, dediler /Abdülmuttalib kucağına
aldı / Doğuştan sünnetli, doğuştan göbeği kesilmiş bir nur topu tutuyordu /
Baktı maşallah dedi, gözü kamaştı / Sevinci yerden göğe, gökten yere dolaştı
Mekke’nin üzerinde kondu / Kâbe’ye gitti Allah’a şükretti / Ey Mekkeliler! Bir
torunum oldu sevinin / Adını Muhammed koydu melekler / Göktekiler ve yerdekiler
onu övsün / Fakirlere ziyafet verilsin, yetimler ve âcizler doyurulsun, dedi /
Hanifler, Muhammed Mustafa’ya Kâbe’de dua ettiler İbrahimce.
“VAHDETİN GÜLÜ” YLE GÜL ÇAĞI BAŞLADI
“Vahdetin Gülü” doğduğunda
nûrunun şavkı vurdu yeryüzüne / Dünyâ karanlıktan çıkıp nûra boğuldu /
İnsanlığın kalp ve dimağında ulvî inkılâplar oldu / Allâhu Teâlâ, Cebrâil
a.s.’a yeryüzünü gül kokusuyla taçlandırmasını buyurdular. Kuşlar o gün Gül
hecesiyle öttüler / Şiirler ve nağmeler Gül adıyla çınladı göklerde / Çölde
“Ayın On Dördü Yetim” doğduğunda / Kumlar sevincinden semâya dönüp serinliğe
erişti / Azgın insanların yürekleri yerlere döküldü / Muhammed Mustafa o gün
“Gül” oldu / Gül bir çiçek adı olmaktan çıktı / O gün herkes Gül’ü sevdiğini
söyledi / Gül’ün yaydığı koku ile kalpler ve yeryüzü temizlendi / Gül
zamanıydı, Gül çağına girildi / İnananların yüzünde Güller açılmaya başladı /
Bundandır ki o gündür bugündür Allah dostları Gül alıp satmaya başladılar.
GÖKTEKİLER VE YERDEKİLER SEVİNDİ
Gaibten bir yel esti
Mekke’nin kuytularına / Enva enva kuşlar göğe çekildi sevinçlerinden / Kuşlardı
esen yelin ulvî nağmesiyle muştulanan / Kuşlar havalandı Âmine Hâtun’un evine
doğru / “Balıklar sudan çıktı” Âlemlerin Efendisi doğdu diye / Kurtlar,
Mekke’nin kapısına geldi ceylanlarla yan yana / Mekke’nin semâsında nurdan
bulutlar / Buluştular kutlu müjde için / Birer tutam akça bulut, birer tutam
yıldız gönderdiler Âmine Hâtun’un kutlu evine /
Dünyâ nûra boğuldu
Mekke’nin bilgeleri toplandı:
Böyle bir doğum görülmedi dünyâda / Dünyâya nur doğdu / Âmine’nin Muhammed’i
kutlulansın / Dağlara, taşlara dualanmış yemler bırakılsın / Âmine’den doğan
çocuk bizim şânımız / Bereketlendi dört bir yanımız /Âmine’nin evinde doğan
ışık aydınlattı “Kudüs ve Şam arasını / On dört burç yıkıldı Kisra’nın
sarayından / Semâve Vâdisi sular altında kaldı / Sâve Gölü kuruyup çekildi /
Bin yıldır yanan ateşler söndü Mecûsî diyarında / Sâsânîlerin ihtişamı,
Bizans’ın zulmü çöktü” dediler.
Karanlık devirleri nurlu
şafaklara çeviren Hâtemül Enbiyâdır O / Câhiliye idrakleri kül eden nûr-ı beyzâ
aşktır O / Mazlumların umudu Habibullah’tır O / Selâm! Gül kokulu Efendimiz’e /
Selâm! Efendimiz’in doğduğu Mekke’ye / Selâm! Efendimiz’in doğduğunu müjdeleyen
Cebrâil aleyhisselâma / Ne mutlu yeryüzündeki cümle yaratılanlara / Ne mutlu
hayvanata, nebatata, toprağa / Veyl! Zâlimlere ve putperestlere.(ilbeyali@hotmail.com)